İzmir'de deprem çalışması: Zemin modeli çıkarılacak!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şehri afetlere karşı dirençli kılma vizyonu kapsamında kentte depremsellik araştırması gerçekleştirilmesi ve zemin davranış modelinin çıkarılması için protokole imza attı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şehri afetlere karşı dirençli kılma vizyonu kapsamında kentte depremsellik araştırması gerçekleştirilmesi ve zemin davranış modelinin çıkarılması amacıyla İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ODTÜ ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile protokole imza attı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin resmi sitesinde yer alan habere göre; Başkan Soyer, Türkiye'nin en kapsamlı deprem araştırması ve mikrobölgeleme etüt projesini hayata geçireceklerine dikkat çekerek, "Yurttaşlar nerede, ne kadar güvende olduklarını bilecekler. Bu proje İzmir için milat" diye konuştu.
30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen İzmir depremden sonra evlere deprem güvenlik karnesi vermilmesine ilişkin çalışmalara start veren Büyükşehir, şimdi de şehri etkileme riski bulunan deniz ve karadaki fay hatlarında inceleme yapılacak bir depremsellik araştırması gerçekleştirecek. Ayrıca Bayraklı, Bornova ve Konak ilçe sınırları içerisindeki yaklaşık 10 bin 802 hektarlık alanın zemin yapısı ile zemin davranış özellikleri modellenecek. Türkiye'nin en kapsamlı deprem araştırması ve mikrobölgeleme etüt projesini hayata geçireceklerine vurgu yapan Başkan Soyer, heyecanlı olduklarını dile getirdi ve "Türkiye'nin en kapsamlı deprem araştırması projesi için yola çıkıyoruz. Hem zemin hareketliliğinin tespiti, hem bu kadar geniş bir bölgede çalışmanın yapılacak olması, bu şehirde yaşayan herkesin, şehre olan güven duygusu ile aidiyetini de pekiştirecek sonuç doğuracak. En azından insanlar nerede, ne kadar güvende olduklarını bilecekler. O nedenle çok önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar gösterdiğiniz anlayış ve işbirliği duygusu için çok teşekkür ediyorum. Türkiye'ye de örnek olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
Soyer, şu açıklamalarda bulundu:
"Her yerel yönetim benzer bir kaygıyı güderek, benzer bir arayış içerisine girerek böyle çözümler üretir. Bizim arkadaşlarımızı da teşekkür ediyorum. Herkes çok büyük bir özveri ile çalıştı, büyük bir gayret gösterdi. Bu ortak pişirilen bir hikaye oldu. Umarım çalışma süreci de öngörülen takvim içerisinde, öngörülen koşullarda devam eder. Halkımızın karşısına bu çalışmayı sonlandırarak çıkma fırsatı buluruz" diye konuştu. Türkiye'nin çok seçkin eğitim kurumlarının bu işin içerisinde olması kendilerine büyük bir gönül rahatlığı verdiğini ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Çok ciddi bir ekip var. ve çok farklı alanlarda çalışmalar yapılacak. Biz de büyük bir heyecanla bunu halkımızla paylaşmak istiyoruz."
İklim krizi sebebiyle daha çok karşı karşıya kalınacak olan yangınlar, kuraklık gibi konuların yerel yönetimlere tarihinde olduğunda çok daha önemli sorumluluklar yüklediğine vurgu yapan Başkan Soyer, şu açıklamalarda bulundu:
"Yerel yönetimlerin de tek çaresi bilim. Başka çaremiz yok. Hayatın akışını doğru okumak ve bunu bilimin ışığında okuyarak kentimiz için çözümler çıkarmak gerekiyor. Bizim başka çaremiz yok. Çünkü kriz daha çok etkilemeye devam edecek. Daha çok vurmaya devam edecek. Proje tamamlandıktan sonra, bu şehirde nerede ne yapılması gerektiği, nasıl yapılması gerektiğini konuşmaya başlayacağız."
"Bu çalışmayı İzmir'e katkı olarak görüyorum"
ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zeyrek de projeyi duyunca çok heyecanlandığının altını çizerek, "Ekibin yetkinliği bizim için çok önemli. Biliyorsunuz ODTÜ yetkinlikler üzerine, kabiliyetler üzerine kurulmuş bir üniversite. Çok heyecanlandık biz de. Bu çalışmayı İzmir'e, ülkemize bir katkı olarak görüyorum. Yangın, deprem konuları felaket yürek parçalayıcı. Bu sorunların tek çözümü de bilimdir, çalışmaktır, güç birliğidir. Üniversitemiz bu konulara her zaman açık oldu. Önce size Tunç bey, daha sonra tüm ekibinize ve projede emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Her şeye hazırlıklı olmamız lazım"
İzmir Yüksek Teknoloji Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Baba da bundan sonraki süreçlerde çok doğa olayı ile karşı karşıya kalınacağına vurgu yaptı. Türkiye'nin aktif tektonik bir bölge olduğuna dikkat çeken Alper Baba, "İzmir de yenilikçi, güzel bir kent olunca, her şeye hazırlıklı olmamız lazım. Biz Türkiye'nin batı yüzüyüz. Işık saçan bölgesiyiz. İnovasyon kentiyiz. Biz üniversite olarak elimizden geldiğince katkı koymaya çalışıyoruz. Kentimize hayırlı olsun. Umarım başarılı bir proje olur, olacağına da inanıyorum. Ekip çok güçlü, en iyisini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.
"Bilimi referans alan çalışmaların yapılıyor olması önemli"
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Erdin Bozkurt ise projenin kapsamı ve uzmanlık alanları ile çok güzel bir çalışma olduğunun altını çizdi. Bozkurt, şu ifadeleri kullandı:
"Türünün ilk örneğini oluşturacak. Türkiye'ye örnek olacak. Bu projeyi bir sosyal sorumluluk kapsamınsa değerlendiriyoruz. 30 Ekim İzmir depreminden sonra sizin söylediğiniz cümleyi unutmadım. Bu projede olmamın en önemli nedenlerinden biridir. İzmir için çok projelerinizin olduğunu, çok ciddi yatırımlar düşündüğünüzü ama deprem sonrası insanların kendini güvende hissetmedikleri bir şehirde bu projelerin anlamlı olmadığını söylemiştiniz. İzmir'in yarınlarını, geleceğini, çocuklarımızın iyi bir yaşam sürmesi için bu tür bilimi referans alan çalışmaların yapılıyor olması çok önemli. Biz de kararlılığınıza, bu çabanıza tüm katkımızı sunacağız. Çorbada birazcık da olsa tuzumuzun olması çok önemli."
Törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Projeler Sorumlusu Prof. Dr. Cahit Çağlar Yalçıner de katılım gösterdi.
Çalışma ile İzmir'in bulunduğu bölgenin yüksek riskli depremselliği ve gelecekteki depremlere maruz kalma potansiyeli araştırılacak, kıyı ve körfez boyunca tsunami tehlikesiyle başta Bornova Baseni olmak üzere zemin yapısı ve heyelandan sıvılaşmaya kaya düşmesinden taşkına kadar geniş bir yelpazedeki tehlike faktörlerinin modellemesi yapılacak.
Proje çerçevesinde hidrojeolojik araştırma ve modellemeler İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, jeofizik araştırma ve modellemeler ise Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından üretilecek. 10 ayrı üniversiteden 43 bilim insanı ve 18 uzman mühendisin bulunacağı projede İzmir'i olası bir depremle etkileyebilecek 100 kilometre çapında karada ve denizdeki tüm fayların araştırılması yapılacak. İzmir ve yakın çevresinde gelecekte kaç büyüklüğünde bir deprem olabileceği ve hangi tarih aralıklarında olabileceği, geçmişte deprem üreten faylar üzerinde yapılacak araştırmalarla belirlenmeye çalışılacak. Bu araştırmalar paleosismolojik çalışmalarla karada faylar üzerinde açılacak hendekler ile denizde ise deniz tabanında yapılacak sondajlardan alınacak karotlar ve laboratuvar analizleriyle yapılacak.
Zeminlerin deprem etkisindeki riskleri ve davranışlarının tespit edilmesi amacıyla jeoteknik-mikrobölgeleme çalışmaları gerçekleştirilecek. 8 bin 100 metresi derin sondaj olmak üzere toplam 71 bin 265 metre uzunluğunda 3 bin zemin sondajı gerçekleştirilecek. Proje çalışmalarının 30 ay içinde bitirilmesi planlanıyor.