Kent Haberleri

İzmir'deki binaların yüzde 85'i yaşlı!

İzmir Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Sinancan Öziçer, “İzmir’deki binaların yüzde 15’i 2001 sonrası yapılan binalar. Diğerlerinin yüzde 85’i hem eski hem 2007’de çıkan deprem yönetmeliğine uymuyor” dedi.

Kaçak yapılara karşı denetimlerin de artırılması gerektiğini vurgulayan Öziçer, "Binaların depreme dayanıklı olup olmadığı sıkı denetime tabi tutulmalı. İzmir'de şu an 1.5 milyona yakın bina var. Olası bir depremde ne olacağını kestiremeyiz. Sağlam binalar ya da belli semtler depremde ayakta kalsa dahi kentte kaos ortamı oluşur" diye konuştu.


"Ulaşım felç olur" 


Jeofizik Mühendisleri Odası Bilim Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çoşkun Sarı ise olası bir büyük deprem sonucunda Narlıdere Narbel, Gürçeşme, Kadifekale ve Çamkule'de heyelan riskinin yüksek olduğunu söyledi. İzmir'deki yapıların yüzde 85'inin en az 30-40 yıllık olduğunu söyleyen Öziçer, "Bu binaların acilen yenilenmesi gerekiyor. Olası bir deprem durumunda facia yaşanması kaçınılmaz. Burada baktığımızda 2001 sonrası mevcut binaların yüzde 15'i yenilenmiş. Bunların da sadece yüzde 5'i 2007 yılında çıkan deprem yönetmeliğine uygun" dedi. İzmir'in gözde semtlerinden Alsancak'ın deprem sonrasında ayakta kalmasının bir anlam ifade etmeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Sarı, "Kentin yüzde 65'i kaçak yapı. Bu yapılar yıkıldığı zaman bulundukları yerde yolları kapatacaklar. Bu nedenle ulaşım felç olacak. Kimse birbirine ulaşamayacak. Özellikle Kadifekale, Gürçeşme, Narbel ve Çamkule gibi bölgelere ekipler ulaşmak için yolları açmak zorunda kalacak" dedi.


Alternatif yol yok


Olası bir deprem anında kentte ulaşımı sağlayacak alternatif kaçış yollarının olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Sarı, "Ancak ne yazık ki alternatif yollar heyelan riskiyle karşı karşıya. Buca'dan Konak'a gidişi sağlayan Gürçeşme yolu, yine Buca ile Bornova arasında ulaşımı sağlayan Şahintepesi yolu heyelan riski içinde. Bu durumda ulaşım sadece Karşıyaka ile Konak ve Bornova arasındaki bağlantıları sağlayan Altınyol ve Bayraklı Tünelleri ile Göztepe'ye ulaşımı sağlayan Mustafa Kemal Sahil Bulvarı kalıyor. Bütün bir şehrin yükü de bu yollara bineceği için trafik felç olacak " diye konuştu.


Yeni Asır




Bu haber Cumhuriyet Gazetesi'nde şöyle yer aldı:


Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sinancan Öziçer, "Herkes şu an İstanbul'u düşünüyor. İstanbul depreminden bahsediliyor ama İstanbul'un kuzey tarafları 2. derece deprem bölgesinde. İzmir, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına tamamen 1. derece deprem bölgesinde olduğu için risk İzmir'de daha fazla" dedi.


İzmir'deki deprem riski hakkında konuşan Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sinancan Öziçer, kentte 1 milyonun üzerinde binanın vasat durumda olduğunu, olası bir 6 ve üzeri şiddetindeki depremde en riskli bölgelerin ovalık yerler ve sahil kesimleri olduğunu belirtti. İzmir'de 30 yılda bir 6 ve üzeri şiddetinde deprem meydana geldiğini hatırlatan Öziçer, İzmir'deki deprem riskinin İstanbul'dan daha fazla olduğunu söyledi. Herkesin şu an İstanbul'u düşündüğünü anlatan Öziçer, "İstanbul depreminden bahsediliyor ama İstanbul'un kuzey tarafları 2. derece deprem bölgesinde. İzmir, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına tamamen 1. derece deprem bölgesinde olduğu için risk İzmir'de daha fazla" diye konuştu.


"Muhakkak olacak"


1668 ve 1688 yıllarında İzmir'de çok büyük iki deprem meydana geldiğini belirten Öziçer, teknolojinin geliştiği 1900'lü yıllara bakıldığında; 116 yılda 6'nın üzerinde dört depremle karşılaşıldığını söyledi. İzmir'de en son 1992 yılında 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini kaydeden Öziçer, şunları söyledi: "İzmir sürekli hareket halinde. Biz yakın zaman içerisinde depremle karşılaşabiliriz. İzmir depreme alışmalıdır. Baktığımız zaman 30 yılda bir 6'nın üzerinde büyük bir deprem meydana gelmiş. Önümüzdeki yıllarda böyle bir depremin olmayacağının garantisi yok, muhakkak olacaktır."


Ovalık yerler ve sahil kesimi riskli


İzmir'de, ovalık yerlerin ve Körfez bölümünün zeminlerinin balçık olduğunu söyleyen Öziçer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bornova ovasındaki yüksek yapılar risk içinde ama en büyük risk, sahil olan yerler. Körfez tarafındaki yüksek yapıların zemini tamamen balçık. Buralarda zemin iyileştirmesi ve enjeksiyon dediğimiz iyileştirme çalışmaları var. Kazık sistemi dediğimiz yöntem var. Ancak yüksek binalarda 70-80 metrelik kazıklar mevcut. Hep yan yana dizilmiş durumda. Bunun ardı ardına yapıldığını düşündüğümüzde yer altı barajı gibi durum oluyor. Yer altı suları o banttan dolayı akamıyor. Yavaş yavaş birikmeye başlar ve 5-10 yıl sonra taşma durumu meydana gelir.Yüksek yapılar, statiği ve zemin iyileştirmeleri doğru yapıldığı sürece tabii ki yapılır ancak önlemlerin alınması gerekiyor."


1 milyon yapı vasat


İzmir'de 1,5 milyonun üzerinde yapı olduğunu ve 1 milyonun ise vasat durumda olduğunu kaydeden Öziçer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eski yapılar, o dönemde yapılan deprem yönetmeliğine göre yapılmış. Yapıların yaşı olumsuz. Malzeme mevcut döneme göre vasat kalıyor. Hasarlı ve hasarsız tespit yöntemleriyle binaların deprem risk analizi yapılabilir. İzmir'de meydana gelebilecek 6 üzerindeki depremde bu yapılar, hafif veya orta hasarlı bile olsa vatandaşlarımızı zor durumda bırakabilir. Her şeyden önemlisi vatandaşlarımızın şunu bilmesi gerekiyor; bir deprem anında ilk yıkılacak bina kaçak binalardır. Bunu yaparken bir konut yapmıyorlar, bir tabut yapıyorlar."


"Sahte mühendis ve mimarlar ortaya çıktı"


Öziçer, zemin etüdü projeleri denetlenirken, yerel yönetimlerde jeofizik mühendislerinin istihdam edilmiş olmasının büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Binaların yasa ve yönetmeliklere göre uygun olup olmadığının denetlenip ona göre ruhsat verilmesi gerektiğini anlatan Öziçer, sözlerini şöyle tamamladı:"İzmir'de, 30 ilçe belediyemizin ancak yarıya yakın kısmında jeofizik mühendisi var. Sahte mühendis ve mimarlar ortaya çıktı. Taahhütnameyi imzalayan kişinin gerçekten jeofizik mühendisi olmadığının garantisi yok. Belediyelerde jeofizik mühendisi olursa odaya kayıtlı olup olmadıklarının kesin bilgisini alabilirler. Hem belediye rahatlar hem de yasal çerçevelere uyulmuş olur."


  

Cumhuriyet