İzmir'deki Tarihi Asansör müze oluyor!
İzmir'in Saat Kulesi'nden sonra en bilinen yapılarından olan ve halen kullanılan Tarihi Asansör'ün kentin çok kültürlü yapısına dikkat çeken bir müze olarak hizmet vermesi önerildi.
İzmir'e gelen turistlerin Saat Kulesi'nden sonra en fazla ziyaret ettiği eser olan Tarihi Asansör, 109 yaşına bastı. Halen asansör ve eğlence merkezi olarak hizmet veren asansörün müze kimliğiyle ön plana çıkması gerektiği belirtildi.
İzmir'de uçurumla birbirinden ayrılan Mithatpaşa ve Halil Rıfat Paşa caddelerini birbirine bağlayan 55 metre uzunluğundaki Tarihi Asansör, kentin mimari zenginlikleri arasında gösteriliyor. Sultan Abdulaziz'in hibe ettiği arazi üzerinde Musevi işadamı Nesim Levi tarafından Marsilya'dan getirilen tuğlalarla yaptırılan asansör, su buharıyla çalışan iki kabiniyle hizmet vermeye başladı.
Bir asrı aşan tarihi içinde asansör işlevinin yanında üst ve alt bölümündeki salonlarıyla sinema, gazino, kumarhane hatta tütün deposu olarak kullanılan yapı, İzmir'in panoromik manzarasının en iyi izlenebileceği nokta olma işlevini sürdürüyor.
Tarihi Asansör'ün bulunduğu Karataş semtine yönelik tarihi incelemeleri ve yayınladığı kitaplarla tanınan Tarihçi Dr. Siren Bora, yaptığı açıklamada, Nesim Levi'nin iki kabinden oluşan asansörün sahil kesiminde oturan yaşlı cemaat mensuplarının üst caddede bulunan sinagoga ulaşmakta zorluk çekmesi nedeniyle yaptırdığını savundu.
Asansörün yapım nedenine ilişkin çeşitli iddialar bulunduğunu, internet kaynaklarında özellikle "Nesim Levi'nin bir komşusunun bacağının kırılması üzerine yaptırdığı" tezinin ise doğru olmadığını savunan Bora, sonraki yıllarda gördüğü restorasyonlarla elektrikli hale getirilen asansörün bölgede uzun merpenlere alternatif olarak tüm kesimler tarafından kullanıldığını anlattı.
"Dokuz Eylül Asansörü"
Asansörün 1926 yılından sonra sıklıkla el değiştirdiğini, bu süreçte alt ve üst bölümündeki yapıların farklı amaçlar için kullanıldığını dile getiren Bora, yapının değişik bölümlerinin sinema, tiyatro, fotoğrafhane, gazino ve kumarhane olarak kullanıldığını, Şerif Remzi Reyent'in 1942 yılında asansörü alması sonrası bu işlevlerinin iptal edildiğini dile getirdi.
Asansörün 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'de restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Halen bölge sakinlerinin üst sokaklara ulaşımı için kullandığı Tarihi Asansör'ün İzmir'in mimari, kültürel ve turistik açıdan en önemli değerleri arasında yer aldığını aktaran Bora, asansörün üst bölümünün restoran, kafeterya ve eğlence yeri olarak hizmet verdiğine dikkat çekti.
Karataş Hastanesine ait 1925 tarihli bir belgede asansörden "Dokuz Eylül Asansörü" olarak söz edilen Tarihi Asansör'ün, 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'deki restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Sabah
Haber Hürriyet'te şu şekilde yer aldı;
İzmir'e gelen turistlerin Saat Kulesi’nden sonra en fazla ziyaret ettiği eser olan Tarihi Asansör, 109 yaşına bastı. Halen asansör ve eğlence merkezi olarak hizmet veren asansörün müze kimliğiyle ön plana çıkması gerektiği belirtildi.
İzmir'de uçurumla birbirinden ayrılan Mithatpaşa ve Halil Rıfat Paşa caddelerini birbirine bağlayan 55 metre uzunluğundaki Tarihi Asansör, kentin mimari zenginlikleri arasında gösteriliyor. Sultan Abdulaziz'in hibe ettiği arazi üzerinde Musevi işadamı Nesim Levi tarafından Marsilya'dan getirilen tuğlalarla yaptırılan asansör, su buharıyla çalışan iki kabiniyle hizmet vermeye başladı.
Bir asrı aşan tarihi içinde asansör işlevinin yanında üst ve alt bölümündeki salonlarıyla sinema, gazino, kumarhane hatta tütün deposu olarak kullanılan yapı, İzmir'in panoromik manzarasının en iyi izlenebileceği nokta olma işlevini sürdürüyor.
Tarihi Asansör'ün bulunduğu Karataş semtine yönelik tarihi incelemeleri ve yayınladığı kitaplarla tanınan Tarihçi Dr. Siren Bora, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nesim Levi'nin iki kabinden oluşan asansörün sahil kesiminde oturan yaşlı cemaat mensuplarının üst caddede bulunan sinagoga ulaşmakta zorluk çekmesi nedeniyle yaptırdığını savundu.
Asansörün yapım nedenine ilişkin çeşitli iddialar bulunduğunu, internet kaynaklarında özellikle "Nesim Levi'nin bir komşusunun bacağının kırılması üzerine yaptırdığı" tezinin ise doğru olmadığını savunan Bora, sonraki yıllarda gördüğü restorasyonlarla elektrikli hale getirilen asansörün bölgede uzun merdivenlere alternatif olarak tüm kesimler tarafından kullanıldığını anlattı.
Asansörün 1926 yılından sonra sıklıkla el değiştirdiğini, bu süreçte alt ve üst bölümündeki yapıların farklı amaçlar için kullanıldığını dile getiren Bora, yapının değişik bölümlerinin sinema, tiyatro, fotoğrafhane, gazino ve kumarhane olarak kullanıldığını, Şerif Remzi Reyent'in 1942 yılında asansörü alması sonrası bu işlevlerinin iptal edildiğini dile getirdi.
Asansörün 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'de restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Halen bölge sakinlerinin üst sokaklara ulaşımı için kullandığı Tarihi Asansör’ün İzmir'in mimari, kültürel ve turistik açıdan en önemli değerleri arasında yer aldığını aktaran Bora, asansörün üst bölümünün restoran, kafeterya ve eğlence yeri olarak hizmet verdiğine dikkat çekti.
Karataş Hastanesine ait 1925 tarihli bir belgede asansörden "Dokuz Eylül Asansörü" olarak söz edilen Tarihi Asansör'ün, 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'deki restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Halen bölge sakinlerinin üst sokaklara ulaşımı için kullandığı Tarihi Asansör’ün İzmir'in mimari, kültürel ve turistik açıdan en önemli değerleri arasında yer aldığını aktaran Bora, asansörün üst bölümünün restoran, kafeterya ve eğlence yeri olarak hizmet verdiğine dikkat çekti.
Yapının İzmir'in çok kültürlü yapısının bir sonucu olduğunu, kültürel olarak bunun vurgulanması gerektiğini kaydeden Bora, şöyle konuştu:
"Bu yapının bir bölümü müze, bir bölümü eğlence yeri olarak değerlendirilebilir. Böylece İzmir’e ait değerlerin kaybolması engellenir diye düşünüyorum. Bölgede yaşayan Yahudilere özgü objeleri bulmak ve müzede sergilemek mümkün. Asansörün inşa edildiği dönemde Karataş'ta yaşayan Türklere, Ermenilere ve Rumlara özgü objelerin bulunacağı bir müzeyle bölgede bir arada yaşayan çok sayıda inanç ve kültürü sergileyebiliriz. Ancak yapının bir bölümü eğlence yeri işlevini sürdürmeli. Çünkü müzelerin ziyaretçi sayıları belli."
Hürriyet
Bu haber Yeni Asır Gazetesi'nde şöyle yer aldı:
İzmir'e gelen turistlerin Saat Kulesi'nden sonra en fazla ziyaret ettiği yerler arasında olan Tarihi Asansör, 109 yaşına bastı. Halen asansör ve eğlence merkezi olarak hizmet veren tarihi yapının müze yapılmasını öneren Tarihçi Dr. Siren Bora, İzmir'in mimari, kültürel ve turistik değerleri arasında yer alan tarihi yapının bir bölümünün müze olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Bora, "Asansörün inşa edildiği dönemde Karataş'ta yaşayan Türk, Ermeni ve Rumlara özgü objelerin bulunacağı bir müzeyle bölgede bir arada yaşayan çok sayıda inanç ve kültürü sergileyebiliriz. Ancak yapının bir bölümü eğlence yeri işlevini sürdürmeli" diye konuştu.
Yeni Asır