Japonlardan daha iyisini yapabilir miyiz
Gülin Yıldırımkaya: Bayındırlık Bakanı Mustafa Demir'in ' Japonlar yapıyorsa biz daha iyisini yaparız, buna herkes inansın' açıklaması tartışılıyor. Japonlardan daha iyisini yapabilir miyiz
Başta İstanbul olmak üzere birçok deprem beklenen bölgemizi tedirgin eden ve "Bizde olsa neler olurdu" sorusunu gündeme getiren Japonya Depremi'ne Bayındırlık ve İskn Bakanı Mustafa Demir farklı bir açıdan yaklaştı. Bakan Demir, orada depremin büyüklüğünden ziyade tsunaminin etkisinin ağır olduğuna dikkati çekerek, "Ama hemen hemen ruhsatlı yapılmış binalarda bir yıkım olmadığını gördük. Japonlar yapıyorsa biz daha iyisini yaparız, buna herkes inansın. Zaten biz de burada bunun için uğraşıyoruz" dedi. Demir'in bu açıklaması haberturk.com'un en çok yorumlanan haberi oldu. "Biz kim, Japonya'dan iyi bina yapmak kim" diyenlerle "Kendimize güvenelim, elbette yapabiliriz" diyenler karşı karşıyaydı... Okurlar arasındaki tartışmayı işin uzmanlarına sorduk, bakalım onlar neler söylüyor...
İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Uyesı Doç. Dr. MUSTAFA KARAGÜLER:
BAKANIN temennisi doğru bir temenni, tabii ki amacımız daha iyisini yapmak, yapılabilir de. Ruhsatlı bina sayısının artması denetimden geçmiş bina sayısının artması demektir bu da doğru bir temenni. Ama "Japonya'da ruhsatsız bina mı varmış" demek geliyor içimden. O biraz tuhaf geldi. Bu kadar ruhsatsız yapı olacağını zannetmiyorum.
Hepimizin gördüğü gibi, depreme dayanıklı binalar inşa eden, uyarı sistemleri çok iyi olan, halkın bilinçli hareket ettiği bir yerde bile doğal felaketler karşısında istenen sonuç elde edilemeyebiliyor. Ama bu beklemek anlamına gelmemeli. Daha iyisini yapabilir miyiz Yapı denetiminde de ilerlediğimiz düşünülürse tabii ki daha iyisi yapılabilir. Mevcut yapı stokumuz var ve bunların denetimden geçeceğini de var sayarsak zaman içinde bir iyileştirme mümkün. İmar yasalarına uygun, afetlere uygun binalar yaptığımız sürece, yapı stokumuzu da dönüştürdüğümüz sürece daha iyisini yapmamak için hiçbir engel yok.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı:
TEKNİK olarak tabii ki Japonların bina tekniği uygulanabilir, Türkiye gerçeğine de uygun bu. Ama burada sorun b değil. Türkiye'de gerek imar yönetmelikleri, imar yasası gerekse depreme ilişkin güvenilir bina yapımı yönetmelikleri, gerekse yapı denetim yasaları uygulanamıyor. Ranta dayalı bir sistem olduğu sürece de binaların daha iyi olması, en iyisinin yapılması olası değil. Türkiye'deki yapı stoku ne olacak Sayın Bakan önce buna cevap vermeli. Türkiye'deki yapı denetimi kamusal denetimden çıkarılıp özele verilmiştir. Yapıların tekniğe uygun yapılıp yapılmadığının denetimi kamusal denetimin dışındadır artık. Depreme dayanıklı binalar zaten inşa ediliyor, asıl gereken imar yasası, yapı denetim yasalarının yürürlüğe konması ve kamusal denetimin geri gelmesi. Japonya'da bütün denetimler kamusaldır, binaların denetimi kamu adına kamusal sistemde denetlenir. Yani Türkiye'de mevzuatın kendisi sorunlu. Yoksa teknik olarak tabii ki daha iyisini yapabiliriz. Ama bugüne kadar olanları ne yapacağız
Türk Mühendis ve Mimarlar Birliği 2. Bşk. Yrd. Doc. Dr. OĞUZ GÜNDOĞDU:
'Geç kaldık, planımız da yok, yasamız da!'
JAPONLARDAN daha iyisini yapabilmek için önce yıllardır konuşulan Kentsel Dönüşüm Yasası'nın çıkarılması gerekiyor. Hl çıkarılmadı. Kamu hastanelerinin durumu da hiç iç açıcı değil. Üniversite hastaneleri dahi gerekli güvenlikte değil. Ülke zarar gördüğünde, olası bir felakette neler olacağını düşünmek bile istemiyoruz. Bu işler Bayındırlık'ın görevi. Yaşanan felaketler ardından 'Daha iyisini yaparız' diye söylemenin çok bir önemi yok. Kurallar konacak, yasalar çıkacak, her aklına gelen inşaat yapmayacak. Bunun planını yapmaları lazım, isteseler iki gecede yasayı geçirirler ama gördüğüm kadarıyla kurallara bağlanmak istenmiyor. Bu durum birilerinin işine geliyor. 20 küsur katlı bina yapmak marifet değil.
Risklerin azaltılmasına yönelik feryadımızı bilmeyen kalmadı, gidip Ayamama Deresi'nin yanına 5 bin tonluk uçak alanı yapıyorlar. Bayındırlık, görevi olan alanlar içinde yapması gerekeni yapmak için çok geç kaldı. Deprem Şûrası düzenlendi, herkes geldi, bilgiler verdi ama ortada bir şey yok. Önemli olan uygulanması. Evet daha iyisini yaparız aslında, biz yabancıların da desteğiyle 17 Ağustos depreminden sonra 1.5 yılda 40-50 bin konut yapmış bir ülkeyiz. Bunun dünyada örneği yok. Bunu yapacak kapasitemiz olduğu açık ama istek yok. Kapasite yetmiyor, harekete geçmek gerekiyor. Onun için de çok geç kaldılar.
İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. OKAN TÜYSÜZ
Teknolojimiz var ama yapmıyoruz!
JAPONYA'dan daha iyisini yapabilecek bilgi birikimi ve teknolojimiz bugün var. Ama yapıyor muyuz, ondan kuşkuluyum. Depreme dayanıklı bina yapmak, bilgi birikimi ve bu bilgi birikimini teknik olarak uygulama meselesidir. Ancak bunu yaparken maliyetlerin artması söz konusudur. Normalde yapacağınız binaya 1 lira harcarken, dayanıklı bina yapacağınız zaman 2 lira harcıyorsunuz. Ve bunu herkes harcamıyor, sorun da burada. Sorun, mühendislik kurallarının uygulanması, bu kuralların uygulanıp uygulamadığının yeterince kontrol edilmesinde. Türkiye'de böyle bir kontrolün yapıldığını söylemek ne yazık ki mümkün değil. Yapı denetim yasasında çok ciddi sorunlar var, yıllardır da dile getiriliyor.
Parasını sizin verdiğiniz kişiye denetleme yaptırıyorsunuz, bu olmaz. Bu sorunların giderilmesi gerekiyor. Yapı denetim yasası, gayet iyi düşünülmüş ama uygulamada ne yazık ki başarısız olan bir yasa. Bu yasanın gerekleri yerine getirilmediği müddetçe yapılarımız mühendislik kurallarına uygun yapılmıştır, Japonlardan bile daha iyisini yapıyoruz, yapacağız demek mümkün değil.
Habertürk/Gülin Yıldırımkaya