Kent Haberleri

Jeoloji mühendisi uyardı: Beklenen İstanbul depremi, Edirne ile Trakya'yı da etkiler!

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Edirne temsilcisi Can Yılmaz, büyük İstanbul depremi ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İşte Can Yılmaz'ın o açıklamaları...  Söz konusu fay hattının, İstanbul'un da yer aldığı Kuzey Anadolu fay hattını etkilemesinin beklenmediğine dikkat çeken Yılmaz, depremin yıkı gücünün altını çizdi

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Edirne temsilcisi Can Yılmaz, Doğu Anadolu fay hattı şeklinde belirtilen bölgede Kahramanmaraş merkezli meydana gelen, 10 ilin etkilendiği deprem ile ilgili açıklamalarda bulundu. 

Söz konusu fay hattının, İstanbul'un da yer aldığı Kuzey Anadolu fay hattını etkilemesinin beklenmediğine dikkat çeken Yılmaz, depremin yıkı gücünün altını çizdi. 

Kuzey Anadolu fay hattının 250 yıllık tekrarlanma periyodunu doldurduğuna vurgu yapan Can Yılmaz, gündeme yeniden gelen İstanbul depremi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 

Yılmaz, konu ile ilgili yaptığı açıklamasında "Oluşan deprem, Doğu Anadolu fay hattı olarak nitelendirilen fayın olduğu bölgede oldu. Bu bölgede oluşan fayın, Kuzey Anadolu fay hattında bir etkisi olmasını beklemiyoruz. Bölgemizin özellikle yakınından geçen Kuzey Anadolu fay hattı, herkeste bir soru işareti oldu. Böyle bir etki olmasını beklemiyoruz" ifadelerine yer verdi. 

İşte ayrıntılar...

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Edirne temsilcisi Can Yılmaz, yaptığı son dakika açıklamasında "Şu anda özellikle Kuzey Anadolu fay hattında beklenen daha büyük bir İstanbul depremi olarak nitelendirilen bir deprem bekliyoruz" diye konuştu. 

Her fayın karakteristik yapısı olduğuna vurgu yapan Can Yılmaz, "Fayların kırıldığı noktalar var. Bu kırılan noktalarında belli bir süre sonra bir enerji birikimi oluşuyor. Kuzey Anadolu fay hattında, 250 yılda 1 tekrarlanma periyodu olarak belirlenen bir süreç var. Artık bu süreci doldurdu" diyerek, yani artık sürecini doldurdu ve tamamlandı şeklinde düşünüldüğünü belirtti. 

Kuzey Anadolu fay hattında beklenen depremin her an olabileceğinin altını çizen Yılmaz, "Ondan dolayı biz buna hazırlıklı bir şekilde olmak zorundayız. Bu enerji boşalımı esnasında ciddi bir etki yaratacaktır" açıklamasında bulundu. 

Kırılması beklenen fayın üzerindeki enerji boşalımlarının etki edecek enerjilere göre değişiklik göstediğini belirten Yılmaz, "Bununla ilgili yapılan çalışmalarda 7.2 ile 7.8 arasında değişeceğine dair değerlendirmeler var. Bunlar sürekli değişecektir. Yapılan çalışmalar neticesinde sürekli güncelleniyor ama 7’nin üzerinde olacağı yapılan çalışmalarda görülmüştür" dedi ve yerleşim yerlerinin doğru konumlandırılmasına dikkat çekti. 

TRAKYA'YI DA ETKİLER

İstanbul'da olası 7'nin üzeri depremde Trakya'nın da etkileneceğine vurgu yapan Yılmaz, "Trakya’da, oluşacak İstanbul depremine en uzak nokta olarak Edirne merkezi gördüğümüzde 180 kilometre gibi bir uzaklığı var. Burada da aslında emsal olarak güzel bir emsal oluyor, Kahramanmaraş’ta olan bir depremde 300 kilometre ötedeki Diyarbakır’da bir bina yıkılabiliyor" diyerek, etkilerinin çok yakın olarak düşünülmesi gerektiğini aktardı.

Konuya ilişkin "Yıkıcı etkilerinin aslında 200 kilometreye kadar etki ettiği görülüyor. Bu da şu anda Edirne ve Trakya bölgesi olarak ciddi etkisinin oluşacağı görülüyor" ifadelerini kullanan Can Yılmaz, depreme her gün her saniye olacak gibi hazırlanılması gerektiğine dikkat çekti.  

"Biz, yerleşim yerlerimizi doğru yerlere konumlandırmalıyız. Çünkü bir deprem ülkesindeyiz. Bundan kaçacak bir noktada değiliz" diye konuşan Yılmaz, yerleşime uygun alanların tercih edilmesi gerektiğine vurgu yaptı ve "Bunları kullanırken de zeminle olan parametreleri çok iyi incelememiz gerekiyor ve depreme olan uzaklıklarımız daha önemli" açıklamasında bulundu. 

2013 yılında MTA’nın yayınlamış olduğu diri fay haritasını işaret eden Yılmaz, "Bunlar önemli durumlar. Bunlar, her insanın, her kişinin bireysel olarak açıp bakabileceği, nereden geçtiğini anlayabileceği haritalar. Bunlarla ilgili gereken çalışmaları aslında Elazığ depreminden sonra nitelendirdik. Buna göre bir yasa çıkması beklentimiz vardı" dedi, ancak bunun olmadığını söyledi. 

Binaların özellikle alüvyon zeminlere konumlandırılmasının tercih edilmediğine dikkat çeken Yılmaz, açıklamasında "Burada baktığımızda yerleşim yerlerinin özellikle alüvyon zeminlerde, tane iriliğine bağlı olarak yer altı su seviyesinin yüksek olduğu kesimlerde olmasını tercih etmiyoruz. Çünkü bu bölgelerde depremin en fazla yoğun olarak hissedildiği ve zamansal olarak da daha uzun sürebildiği; kaya bölgelerinde ise bu sürecin daha az etkisi ve daha kısa sürede oluştuğu bilinmektedir ama bunların etki etmeyeceği, oraların daha iyi ya da çok daha kötü olduğunu da direkt olarak söyleyemeyiz" ifadelerine yer verdi ve her depremin etkisinin farklı olduğunu, önemli olanın dirençli yapılara dirençli zeminler haline getirip kullanılır halde bir yapı oluşturulması olduğunu aktardı. 

10 şehirde 'Deprem Suçları Soruşturma Bürosu' kurulacak!

Deprem bölgesindeki her iki konuttan biri sigortalı!

Depremden etkilenen 10 ilin imar barışı bilançosu belli oldu: 2018'de 294 bin 166 binaya yapı kayıt belgesi verildi!

Prof. Dr Süleyman Pampal'dan tüyler ürperten uyarı: İstanbul depremi için beş altı yıl zaman kaldı!