Kaan Sarıaydın: Ekmek yüzde 3 yükselirse konut da yükselsin
Bearn Stearns, Lehman ve Morgan Stantey gibi yatırım kuruluşlarında yöneticilik yapan Kaan Sarıaydın, "Ekmeğin fiyatı yıllık yüzde 3 yükseliyorsa, konut fiyatının da yüzde 3 yükselmesi gerekir" dedi
Herkesin dipten dönüldü dediği günlerde aykırı bir finans profesyoneli "Hayır henüz asıl dip görülmedi" diyor. Bearn Stearns, Lehman ve Morgan Stantey gibi yatırım kuruluşlarında yöneticilik yapan Kaan Sarıaydın, finansal öngörülerini, yabancı oyunlarının ince detaylarını Yeni Şafak ile paylaştı
Kariyerine Bear Stearns'ta stajyer olarak başlayan Kaan Sarıaydın, Lehman Brothers, Morgan Stanley gibi uluslararası dev yatırım kuruluşlarında yöneticilik yaptı. Son olarak Morgan Stanley Menkul Değerler'in Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Sarıaydın, şimdilerde yurtdışındaki yöneticilik deneyimlerini Anadolu'yu gezerek sanayicilerle paylaşıyor. Finans merkezi İstanbul Levent'in göbeğinde görüştüğümüz Sarıaydın'a yabancı raporlarından uluslararası kuruluşların Türkiye planlarına, Körfez sermayesinden batık mezarlığına dönen ABD piyasalarına kadar herşeyi konuştuk. "Ben bağımsızım, hiçbir yere bağlı değilim, bunları anlatırım" diyen Sarıaydın'a ilk olarak yabancıların Türkiye oyunlarını sorduk;
ALGILAMALAR ÖNEMLİDİR
Bir kurum, iki gün üstüste İMKB'de yüklü alımlar gerçekleştiriyor, üçüncü gün "Haftaya IMF ile anlaşma tamam" diye bir rapor yayınlıyor. Bu size birşey ifade eder mi?
Siz gazetecisiniz. İşiniz algılamak, sorgulamak. Bence yanlış da algılamıyorsunuz. Bu eleştiriyi veya algılamayı kişilerin kendisine bırakmak istiyorum. Ama ben yine de "Önce alınıyor, ardından rapor yayınlanıyor" demiyorum. Bu "yoktur" anlamına da gelmesin.
Bu raporları kaleme alanlar, bu kadar iyi biliyorsa neden battılar?
Mükemmel bir nokta. Kendilerini dünyanın merkezine koymuş derecelendirme kuruluşlarını boşverin... Bunlar kadar başarısız sonuca varan organizasyonlar yoktur. Bunlar değil mi şu an temizlenmeye çalışılan bütün toksik varlıklara 3A, yani en yüksek notu verenler...
AİNESİ İŞTİR KİŞİNİN...
Riskli varlıklara 3A verilirken, Türkiye'nin notu BB- idi. Nasıl oluyor bu?
Bizim finans sistemimiz de çok güçlü. Onlar tarihe karıştı, IMF ve Dünya Bankası sağlam duruşumuzu hayranlıkla seyrediyor. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
IMF'ye gelelim, sürece bakışınız nedir?
Birebir IMF ile görüşme şansım olsaydı, onların önüne bir ülkenin bilançosunu, mali verilerini koyardım. Bu ülkenin ismini saklardım. Ve derdim ki veriler böyle. Düze çıkmam için ne yapmam gerekiyor? Bana diyecekler ki geliri arttır, harcamalarını azalt yoksa batarsın... Orada gülmeye başlayacağım işte. Çünkü o ülkede tam tersi yapılıyor. O bilanço Amerika'ya ait. Sürekli borçlanıyor, sürekli harcıyor, sürekli para basıyor, bize şunu yapın, bunu yapmayın diyor... Çünkü onlarda dolar var. İstedikleri kadar dolar basabiliyorlar...
Önümüzdeki günlerde finans piyasalarını ne bekliyor?
Herkes dipten dönüldü diyor ya. Asıl dibi daha görmedik. Bence borsalarda birkaç ay daha bir toparlanma havası devam edecek. Fakat sonra yeniden bir çöküş yaşanacağını düşünüyorum. Bu çöküş çok şeylere gebe olacak.
İddialı öngörüler bunlar...
Bu kez reel sektör de bu çöküşle ciddi yara alacak. Sonra aşağılarda bir sürünme dönemi yaşanacak. Çünkü dünyada hiçbir sorunu çözmediler. İhracat düşüyor, istihdam azalıyor. Kriz çok uzun sürecek. Bu sistemik bir kriz. Sistemin değişmesi lazım.
Kaldıraç oranlarının etkisi deniyor mesela...
Bugüne kadar son iki senedeki bankaların toplam zararı insanlık tarihindeki bütün bankaların yaptığı net kârdan yüksektir. Tarihte hiçbir zaman bu kadar balonlar oluşmadı. 1 dolarlık mevduatlarla 100 dolarlık kredili parayla borsalarda işlemler yapıldı. Aldığı malın değeri yüzde 1 gerileyince de iflas etti.
Ekmek yüzde 3 yükselirse konut da yükselsin
MB'lerin en büyük hatası yıllar boyunca enflasyona karşı savaş ilan ettiler. Bakın yine algılama hatası. Ne yapıyorlardı ekmek fiyatı yükselmesin, elektronik eşyanın fiyatı artmasın. Burada büyük krediler dönmüyordu ki. Asıl artışlar konut piyasasında oldu, kimse oraya dönüp de "Burada ciddi fiyat artışları var, enflasyon tetiklenebilir" demedi. Konut fiyatı İngiltere'de yıllık yüzde 30 yükseldi mi herkes alkışlıyordu. Bunun sonu felaket oldu. Ekmeğin fiyatı yıllık yüzde 3 yükseliyorsa, konut fiyatının da yüzde 3 yükselmesi gerekir. Bizim Afrika pazarına açılmamız hiç de mantıksız değil. Çünkü oradaki hammaddeleri ele geçirmeye çalışıyorlar. Bakın Çin orada çok aktiftir. Bütün bu kaosun önü alınamazsa, yarın sokakta yürüyemezsiniz. Bunu Batı için konuşuyorum. Soygun, gasp olayları patlayacak, göreceksiniz. Dünya Bankası Başkanı, "Bunun ilerisinde sosyal patlama siyasi değişimler var" dedi. Bunlar boş konuşmaz.
Toparlanma yok çünkü ALTIN YÜKSELİYOR
Dünyada ticari aktivite toparlanıyorsa, altın bu kadar artmaz. Çünkü altının ekonomik bir değeri yok aslında. Altın bir finansçı için sadece alternatif bir dövizdir. Diğer dövizlere güvenmediğinizde altına yatırım yaparsınız. Artık dünyada dolar sorgulanıyor. Kimse kağıt parayı sevmiyor bu yüzden herkes emtialara yöneliyor. Bir ağaç bir ağaçtır, bir külçe altın bir külçe altındır. Ama bir milyon dolar nedir? Kağıt parçasıdır... Önümüzdeki enflasyon riskinden dolayı da değersiz bir kağıt parçası olabilir. Hem ABD hem de Çin, bugün Afrika üzerinde büyük oyun oynuyor. Tekrar ediyorum; herkes dipten dönüldü diyor ya. Asıl dibi daha görmedik. Bence borsalarda birkaç ay daha bir toparlanma havası devam edecek.
Türk bankaları ipten döndü
Türev araçlarını, mortgage enstrümanlarını Türkiye'deki bankalara pazarlamak için çok büyük çaba gösterildi. Türk bankaları çok tedbirliydi ve almadılar. Burada Türk bankaları ipten döndü. Ama yabancı kurumlar bunu yaparken Türkiye'yi batıralım gibi bir mantıkla hareket etmediler bunu biliyorum. Onlar için bu ülke büyük bir pazardı. Ve ellerindeki malları pazarlamak istediler hepsi bu. . Batılı bankalar büyük bir şok halindeler. Bunlar bize mizah gibi gelse de şimdi kalkıp onlara "Size ders verelim" diyecek hale geldik. Batının tüm bankaları battı. Şu anda ayakta kalmaları için paraya boğulanlar üzerinden bir finansal fantezi uygulanıyor. Hani ABD yönetimi toksik varlıkları alacaktı? Hâlâ almadılar. Bir söylentiye göre de almayacaklar. Çünkü yönetim vergi ödeyen halkın tepkisinden korkuyor. Her kriz bir deneyimdir. Bu krizin sonunda da yeni yöntemler, yeni teoriler, yeni sistemler oluşturulmuş olacak.
Mehmet Ali Ergün/Yenişafak