Kent Haberleri

Kabataş Martı, İstanbul'a nefes aldıracak!

Posta Gazetesi yazarı Alev Gürsoy, Mimar Hakan Kıran ile Kabataş projesi hakkında konuştu.. İşte Kabataş projesinin tüm detayları...

İBB'nin mega projeleri arasındaki Kabataş projesi tartışma konusu olmaya devam ediyor. Proje mimarı Hakan Kıran, "Bölgede tarihin yok edileceğini, Boğaz'ın ekolojisinin bozulacağını iddia ediyorlar. Bunların hepsi iftira. Bu proje İstanbul'a nefes aldıracak" diyor 


Tüm bu eleştirilere ne diyeceksiniz? 


Martı değil, Kabataş projesi diyelim. Beyaza siyah demek her zaman daha kolaydır. Hayata geçecek her güzel proje bazı kesimleri rahatsız ediyor. Bu eleştirileri asla kabul etmiyorum. 

Bu iftiralan ilk kez yaşamıyorum. Aynı durumu Haliç'teki projede de yaşadım. Bu yaptıklannm tek bir açıklaması var; ucuz siyaset. Yaptıkları tek iş iftira atarak hiçleştirmek, algı yaratmak ve insanlan buna alet etmeye çalışmak. Alet olanlann içinde profesör Unvanlı olup da doğru bilgiyi sorgulamadan rol kapmaya çalışanlan gördükçe üzüntüm katlanıyor. Aynı organize yalan ve iftira saldırısını daha önce Haliç Metro projesi için de yaptılar. Uzun süre ters yönde algı yaratmada da başarılı oldular. 


*Neden Martı değil de, Kabataş projesi diyorsunuz? 


Martı bir mimar olarak esin kaynağı aldığım referansım. Proje sadece bir binadan oluşmuyor. Bu, Kabataş meydan ve transfer istasyonu projesi. Projenin ana amacı, bölgedeki ulaşım akslannı düzene sokup, keşmekeşe son vermek. Burada hem deniz hem kara trafiği var. Hepsi birbirine girmiş durumda. İşte bu durum bu projeyle düzene sokuluyor. Tüm ulaşım araçlan birbiriyle entegre ediliyor. Ayrıca İstanbul'un eksiği olan bir meydan da yapıyoruz. Bu ihtiyacı karşılarken, projeyi bir beton yığını olarak nitelendiriyorlar. Bu vicdanlara sığmaz. Beton eleştirileri beni çok yaraladığı için anlatmak istiyorum. Bu kişilerin amacı beton yığını, ucube gibi basit yalanlarla kafalan kanştırmak. Ama işin aslı öyle değil. Bakın kara ve denizin İstanbul'da buluştuğu bir yer var mı? Araçlann içinden geçmeden karadan direkt denize indiği Boğaz. Haliç dahil bir tane yer var mı? Yok. Olması gerekir mi? Evet. Şehir yayalarındır, yaya üstünlüğü vardır. Bu projeye başlamadan burayı fotoğrafladım. Kabataş'ta bir set üstü vardır. Orada kaldırım bazen 80 cm'e kadar iniyor. Deniz ve kara trafiğinin yanı sıra yer altındaki finüküler ve metro trafiği de kesişmekte. 


Mimar Hakan Kıran, Haliç Metro Geçiş Köprüsü'nden milyonlarca insanın faydalandığını söylüyor. Otobüs durağı da yolcu bırakıyor. İnsanlar demirlerin arkasında birikiyorlar. Yolun ortasındaki tramvaya gidiyorlar. Bir de yolun ortasında tramvay var. Oradaki kaldırım 1.5 metre. Ortada da her türlü araç var. Bir de deniz ulaşımına gitmeye çalışılıyor. Bu karmaşayı insan lehine düzene sokmak nasıl oluyor da "kamu yararına değil" ve İstanbul'a zarar vermek" olabiliyor? Bunu anlayamıyorum. 



'MİMARLARIN STANDARTLARI YOK' 

* Bu süreçte Hakan Kıran ismi çok eleştirileli. Hatta meslektaşlarınızla ayrı düştünüz... 


30 yıllık mimanm. Ömrüm hep faydalı projelere kafa yormakla geçti. Ben mesleğini hayatının her alanında yaşatan biriyim. Sadece Türkiye değil, tüm dünyadaki projeleri inceleyen bir mimanm. Gördüklerim karşısında isyan edemeden duramıyorum. Çünkü bu ülkede mimarlann standartlan yok. Mimarlar Odası denen kurum çirkin siyasete alet oluyor. Hiçbiri mimarlık yapmayı bilmiyor. Onlar benim meslektaşım değil. Okul bitirmekle meslektaş olunmaz. 


PROJEYE 11 YILIMI VERDİM


¦ Bu projenin Kabataş için çok doğru bir proje olduğunu düşünüyor ve İstanbul'u rahatlatacağını söylüyorsunuz... 


Elbette. Kabataş Meydanı'nda raylı sistem, deniz ve karayolu ulaşımını entegre hale getirmek için 83 bin metrekarelik bir alanda yayalaştınlmış yeni bir meydan düzenlemesinden bahsediyoruz. Vapur, deniz otobüsü ve motor iskeleleri yenilenirken, Dolmabahçe-Fındıklı arasındaki trafik yer altına alınacak. 

Meydan altında müze, sergi salonları ve otopark inşa edilecek.


Bundan daha doğru bir proje olabilir mi? 2005'ten bu yana tam 11 yıldır bu projeyi maddi talepte bulunmadan geliştiriyorum, çiziyorum. İBB Başkanı Sayın Kadir Topbaş'la, meclis üyeleriyle, danışmanlarla yıllarca çalıştık. Projenin ulaşımı nasıl çözeceğini araştırdık. Bu süreçte hem şehrimizin hem de dünyanın sayılı uzmanlan araştırmacı olarak görev aldılar. Bu projeyi yaptıktan sonra deniz ulaşımı çağdaş bir şekilde işler hale gelecek. Aynca yaklaşık 90 bin metrekare alan yarattık. 

Bu alanın 14 bin metrekaresi meydan, geri kalan 70 bin metrekaresi yeşil alan olacak. Yer altında da bir transfer istasyonu olacak. 


İŞLERİ GÜÇLERİ MANİPÜLASYON


*Tarihi Yanmada'daki Haliç Metro Geçiş Köprüsü projenizde çok eleştirildi... 


Haliç'e köprü yapılması benim fikrim değildi. 1987 de hocalann imzalanyla kararlaştmlmış. Manipüle etmek bu zaten. 1992 den 2004 e kadar değişik mimari gruplar buraya köprü tasarlamaya çalışmışlar. Kurul bunlan görüşmüş ve beğenmemiş, karara bağlamamış. Ben 2004 te kendi fikrimi çizdim ve verdim. Uygun gördüler, hatta Koruma Kumlu da onayladı. Milyonlarca kişi bu sistemi kullanıyor ve Yenikapfdan da milyonlarca kişi Marmaray'a binerek karşıya geçiyor. Dünyanın her yerinde köprü ve raylı sistemler mevcut. 


*Kadir Topbaş'ın ortağı olduğunuzu söyleyenler de var. İBB'nin her işini alıyor musunuz? 


Bu kocaman ve vicdansızca üretilmiş bir iftira. Bir insanın ben ahlaklıyım demesi bile ahlaksızlık kapasitesi olduğunu gösterir. Ama bu adi iftirayı sayısal ve kontrol edilebilir doğrularla yanıtlamak zorundayım. İBB yılda yaklaşık bin proje işi veriyormuş. Bu 14 yıllık dönemde 14 bin proje demek. Diğer kurumlar ve bakanlıklarla bu sayı katlanıyordun Ve ayncalıklı olduğu iftirası atılan ben bu dönemde 2 proje üstlenmişim. Bu iki projenin araştırma, tasarlama ve geliştirme süresi yaklaşık 12 yıl. Ne diyeyim şimdi? Bunun dışında 14 yılda 7 özel teşebbüslere proje hizmeti vermişim, bunlann 3 u gerçekleşmiş. Üstelik bu döneme kadar her yıl onlarca proje üreten, 1989 dan beri proaktif mimarlık ofisi sahibi iken. Peki neden böyle söylüyorlar? Bu kişinin başansızlığını anlamlandırmak ve yaşadığı pespaye hayata huzur içinde devam edebilmesini sağlayan kendini kandırma yöntemidir. Sosyologlar daha iyi açıklar. 


Ama toplumun bir kısmı böyle insanlardan oluşuyor. Halbuki yalan söyleyip yok olacaklanna, bu mesai ve aklı herhangi bir şeye harcasalar en azından taş taş üstüne koymuş olurlar. 




'İFTİRA ATARAK PROJEYİ KİRLETMEYE ÇALIŞIYORLAR' 


*Madem bu kadar fayda sağlayacak niye bu durumu anlatamıyorsunuz? 


Çünkü manipüle ediyorlar. Sırf bu yüzden dava açmak zorunda kaldım. Projemi internet sitemden aldılar ve üzerinde oynadılar. 10 metre olan binanın yüksekliğini 50 metreye çıkardılar. 70-80 metre uzunluğu 300-400 metreye çıkardılar ve bunlan yayınladılar. Ardından Mimarlar Odası kurum çatısı altında gerek basın gerek sosyal medya mecralarını kullanarak bu beton yalanını ortaya attılar. 

Ben zaten beton değil, çelik ve cam yapıyorum. 



TAKSİM YENİDEN YARATILSIN 


*Son dönemde Taksim Meyden projesi ve AKM'de tartışılıyor. Bu konuya nasıl bakıyorsunuz? 


Gelişmiş ülkelerde eski eser restorasyonlarında farklı görüşler var. Şu an Paris ve Londra'daki hakim görüş, insanların artık modem şehirlerde yaşamak istiyor olmaları. Hatta Paris'in yarısını yıkıp, yeniden yapılmasını savunan görüşlerde var. Benim görüşüme göre, varolan eski eserler korunarak muhafaza edilebilir ve edilmelidir de. 



'OPERA BİNASI YAPILSIN' 

Ama dikkat edeceğiniz husus, bütüncül düşünerek bu yüzyılın ihtiyaçlarını karşılayarak çağdaş bir Taksim yaratmak. Ve aynı zamanda Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) yerine çağdaş bir Atatürk Opera Binası yapmak. Ben böyle düşünüyorum. 


Posta