Kabe’yi Genişletme Projesi'nde son durum ne?
Yaklaşık 4 yıldır devam eden Kabe’yi Genişletme Projesi gündemden düşmüyor. Milyarlarca dolarlık bütçenin aktarıldığı bu dev proje 1 milyon 6 yüz bin hacmin rahatça ibadet etmesini amaçlıyor.
Yaklaşık 4 yıldır devam eden Kabe’yi Genişletme Projesi gündemden düşmüyor. Milyarlarca dolarlık bütçenin aktarıldığı bu dev proje 1 milyon 6 yüz bin hacmin rahatça ibadet etmesini amaçlıyor. Projenin detayları göz kamaştırırken şehircilik ve planlama yaklaşımı açısından eleştiri almaya devam ediyor.
Suudi Arabistan'ın yeni Kralı Salman bin Abdülaziz geçtiğimiz Temmuz ayının ortalarında Kabe’yi Genişletme Projesi’nin üçüncü fazı için 5 yeni projeyi açıklamıştı. Genişletilmiş haliyle Kabe zemin katta 1,47 milyon metrekare kapalı alana ve 78 yeni giriş kapısına sahip olacak, ibadet (namaz) İçin 6 kat 680 yürüyen merpen, 24 asansör, 21 bin tuvalet ve abdesthane ile hacıların hizmetine sunulacak.
Genişletme Projesi ilk olarak 23 Ocak 2015’te vefat eden Kral Abdullah bin Abdülaziz tarafından 2011 yılında başlatılmıştı. 26,6 milyar dolar maliyeti bulunan inşaat el-Kaide eski lideri Usame bin Ladin’in ailesine ait olan Suudi Binladin Grup tarafından yürütülüyor. Suudi hükümetinin ise istimlak edilen arsalar için mülk sahiplerine 35,5 milyar doları aşan tazminat bedeli ödedikleri belirtiliyor.
Yabancı taahhüt şirketlerinin de yer aldığı dev projenin metro ayağı ihalesini geçtiğimiz Temmuz ayında İspanyol inşaat şirketi lsolux Çorsan 2,6 milyar dolar teklif ile kazandı, iki hatlı metro sisteminin 2010 yılında hacıları mevcut el-Meşair el-Mukaddes hattı üzerinden deniz yoluyla kutsal mekanlara bağlayan sisteme entegre edilmesi planlanıyor. Metro projesinde 3,500 kişinin istihdam edileceği belirtiliyor.
Genişletme Projesi aynı zamanda dev, hızlı ulaştırma projeleriyle de destekleniyor. Örneğin Hicaz Demiryolunu hızlı tren ağına dönüştürülmesi planlanan 9,3 milyar dolar bütçeli yeni demiryolu projesi Kral Abdullah'ın Ekonomik Şehri’nden kutsal Mekke ve Medine şehirleri arasında sefer yapacak. Ayrıca 7,2 milyar dolar büyüklüğündeki Cidde Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı yolcu terminali projesi de var ancak iki projenin de geciktiğini, ertelendiğini not etmek gerekiyor. Araştırma şirketleri erteleme ve yavaşlamanın arkasında düşük petrol fiyatları olduğunu söylüyor. Zira OPEC’in en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan geçtiğimiz yıl içinde petrol varil fiyatının 40 dolar seviyesinde seyretmesinden kaçınılmaz biçimde etkilendi. Ancak alt yapı, eğitim, kalkınma gibi konularda eskisine kıyasla daha istikrarlı ve kararlı politikaları olduğu bilinen Kral Salman yönetiminin bu yıl sonunda sermaye harcamalarını artıracağı, 2020’ye doğru petrol fiyatlarının toparlanacağı beklentisiyle projenin tam hızla devam edeceği öngörülüyor.
Öte yandan Suudi Merkez Bankası SAMA risk yoğunlaşmasının büyük şirketlerin fonlanmasında olumsuz etki yaratabilme ihtimaline binaen hiçbir bankanın bir şirkete ya da gruba varlığının yüzde 15'inden fazla kredi kullandırmama kararı aldı. Daha önceden SAMA’nın uyguladığı bu oranın yüzde 25 seviyesinde olduğu belirtiliyor.
Teknik ve ilkesel eleştiriler
Mukaddes beldelere ev sahipliği yapan Suudi Arabistan her yıl milyonlarca hacıyı da ağırlıyor. Alan yetersizliğinden dünyanın birçok Müslüman ülkesinde milyonlarca hacı adayının da bu kutsal vazifeden mahrum kaldığını, heveslerini sonraki yıllara sakladığı göz önüne alınırsa ibadet alanlarının genişletilmesi, daha hijyenik ve konforlu bir ortam oluşturulması hem daha fazla insanın ağırlanabilmesi, hem de rahat bir hac vazifesi ifa edebilmek için önemli. Ancak milyarlarca dolar harcanan bu dev projeye ilişkin dünya genelinde mimarlar, tarihçiler, plancılar, sosyologlar ve yerel yönetimler nezdinde tepkiler de yağıyor. Eleştirilerin bir kısmı planlama ve mimari eksenli, teknik ölçekte olsa da bir kısmı da “mukaddes" algısı üzerinden ilkesel ölçekte yapılıyor. Zira proje genişletmesi için mukaddes şehir Mekke'de birçok tarihi yapı ve eserin yok edildiği, İslam peygamberi Hz. Mu-hammed'in evinin yıkıldığı bilgileri birçok Müslümanı küstürdü. Ayrıca inşaat devam ederken yaşanan iş kazaları, ihmal gibi hususlar; eski binaların yerine yapılan devasa oteller kent dokusunun iyice bozulması gibi kaygıları tetikledi. Bu büyük yatırımın planlama boyutunu biz de yıllarca Suudi Arabistan'da görev yapmış, İstanbul Kültür Üniversitesi inşaat Mühendisliği bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Kamil Eren'e sorduk.
Kentsel planlamanın ekonomik ve sosyal hayat açısından anlamı nedir?
Planlama ve çevre duyarlığı organize toplumlarda yaşamın temel taşlarından birisini oluşturuyor. Böylece toplumların ekonomik ve sosyal gereksinimleri karşılanıyor ve kaynaklar gelecek nesiller için korunabiliyor. Organize toplum olabilme yolu ise demokratik anlayış ve özgür düşünceden geçiyor. 15. asırdan başlayarak günümüze kadar Batı dünyası organize toplum olma ve insan haklarına sahip çıkma konusunda büyük bir mesafe kat etti. Bu dönemde İslam dünyasında ise tam tersi olmuş; eleştirmeyen, sorgulamayan ve ezbere mahkum nesiller yetişti. Rasyonel bir planlamanın önemi organize toplumlar tarafından tarih boyu değerlendirilmiş ve günümüze geldiğimizde mevzuatlarını hazırlayarak ulusal ölçekten yerel ölçeğe uzanan katılımcı bir yapılanmaya gitmişler. Merkezi / Ulusal Yönetim, Eyalet / Valilikler, Yerel Yönetimler, Cemiyet ve ilgili Vatandaşlar, Sivil Toplum Örgütleri ve Planlama Uygulayıcıları. Son 6 asırdır iyi organize olamayan İslam Dünyası maalesef planlama, çevre duyarlığı konularında da başarısız oldu. Bu nedenle plansız ve bakımsız kentlerini kaderleri olarak kabullendiler.
İslam dünyasının göz bebeği Mekke'deki yenileme çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Suudi Arabistan’da planlama çalışmaları Belediye ve Köy işleri Bakanlığı, Valilikler, Belediyeler ve ilgili vilayetteki Kalkınma Ajansları tarafından yürütülüyor. Aslında Suud Hükümeti 2000 yılında Ulusal Mekansal Strateji'yi formüle etmiş olmasına rağmen maalesef hala ulusaldan yerele uzanan çağdaş bir planlamadan ve ilgili kurumlar arasında yeterli bir işbirliğinden bahsetmek mümkün değil. İslam dünyasındaki planlama ve çevre eksikliğinden neredeyse tarih boyu ve bilhassa son asırda Mekke de nasibini aldı, Bugün Mekke görüntülerine bakıldığında her halde planlama ve şehircilik konularında nelerin olmaması gerektiği hususları üniversitelerde ders olarak verilebilir. Mekke planlama ve kentsel yenileme çalışmaları Mekke Valiliği, Mekke Belediyesi ve Mekke Kalkınma Ajansı yetki ve sorumluluğunda. Neredeyse eşzamanlı olarak hem 3 etaplı Kabe genişletme çalışmaları başladı hem de hemen bitişiğinden itibaren etrafı maalesef imara açıldı Ayrıca, Kabe genişletme çalışmalarında tarihi yapılar korunmadı ve etrafın imara açılması nedeniyle de Kabe'de dikey yapılanmaya gitmek zorunlu oldu. Böylece; çevresiyle, peyzajları ve modern ulaşımlarıyla yatay genişleyebilecek bir Kabe şansı kaçırıldı.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan elim vinç kazasını nasıl yorumluyorsunuz?
Eleştirme ve sorgulama eğitiminden gelmeyen toplumlar kurumsal yapılanma, planlama, tasarım, iş güvenliği gibi konularda yetersiz kalıyor, hatta ciddiye aldıkları da söylenemez. 11 Eylül 2015 tarihinde vuku bulan trajik vinç kazası da bunun en vahim örneklerinden birisi: inşaat alanında ziyaretçiler dolaşıyor, vinçlerde erken uyarı sistemi bulunmuyor ve yine vinçlerde yeterli yük dengeleyici yok. Hal böyle olunca her olayda olduğu gibi bu vahim kazada da Takdir-i ilahiye sığınıldı.
Derin Ekonomi