Kaçak yapılarla mücadelede tek Bakanlık sorumlu olsun önerisi!
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Fatih Çekirge, Akdeniz ve Ege kıyılarındaki kaçak yapıları kaleme aldı. İşte Fatih Çekirge'nin 'Bekçi barakası nasıl butik otel oldu' başlıklı yazısı...
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Fatih Çekirge, kaçak yapıları yazdığı yazısına, "Özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarını betona çeviren “kaçak yapı işgali”ne ve aşırı yapılaşmaya karşı mücadeleye devam" sözleriyle başladı.
Kaçak yapılarla ilgili belediyelerin savunmasının,
1- “Biz işlem yapıyoruz. Kaçak yapı sahipleri bölge idare mahkemelerine dava açıp yürütmeyi durduruyor...”
2- “Yıkım kararı verilse bile bizim yıkacak ekipman ve imkânımız yok...” şeklinde olduğunu belirten Fatih Çekirge, şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz, Hisarönü Bozburun’daki kaçak yapılar nedeniyle Marmaris eski ve yeni belediye başkanları hakkında İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermişti...
Eski Belediye Başkanı Ali Acar aradı. Acar söz konusu tarihte izinli olduğu için sorumlu olmadığını anlattı.
Ve ekledi: “Ben elimden geldiği kadar kaçak yapıları yıktım. Ancak devam eden mahkemeler yıkımı engelliyor. Soruşturma konusu olan Kocabahçe’deki kaçak yapıya gidecek yol yok. Bizim yıkmak için oraya gitme, ekipman götürme gücümüz yok... Eğer yeniden seçilseydim, hepsini yıkardım...”
Yalnızca Marmaris’te kaçak yapı için karar bekleyen 3 bine yakın dosya var... Evet 3 bin dosya...
Düşünebiliyor musunuz, o cennet sahiller, çam ormanları, turkuvaz denizler kaçak yapı dosyalarının işgalinde.
Yani adalet, “dosya bombardımanı” altında kalmış... Bu acı gerçekleri gördükçe içimiz sızlıyor.
Yalnızca Marmaris mi?
Bodrum’un halini görüyorsunuz.
Ya da İzmir çevresi...
Dikili’de 520, Çeşme’de 284, Urla’da 295 ve Foça’da 147 kaçak yapı yıllardır yıkılmayı bekliyor.
Antalya’da 8 bin 42 adet kaçak yapı tespit edilmiş ve yıkım kararı verilmiş."
Yalnızca 2 bin yapıının yıkıldığını dile getiren Çekirge, "Bilinen 6 bin kaçak yapı öylece duruyor... Kaş’ta 2 bin kaçak yapıdan yalnızca 20’si yıkılabilmiş (onlar da garibanlardır kesin)..." dedi.
BOŞ ARAZİDE EV VARMIŞ GİBİ
Kaçak yapı sahtekarlığında son noktanın boş arazi üzerine sanal bir ev fotoğrafı yerleştirilerek yapıldığını belirten Çekirge, yazısına şu şekilde devam etti:
"Amaç imar affına girmek. Adam, ben fotoğrafı haritaya yerleştireyim, sonra evi yaparım demiş...
Ama uydu fotoğraflarına bakılınca gerçek ortaya çıkmış... İşte bu sahtekârlık da savcılıkta...
KAÇAK YAPI CENNETİ KAŞ
DHA Genel Müdürü Celal Korkut’tan yardım istedim. Sağ olsun Ege ve Akdeniz’deki ekipleri çok kapsamlı bir çalışma yaptı...
İşte sonuçlar:
Kaçak yapılar konusunda Akdeniz’de ilk sırada Kaş geliyor...
Kaş dünyada eşi zor bulunur bir yerdir. Üzerinde yaşayan uygarlıklar, denizaltındaki kalıntılar. Yolda yürüseniz binlerce yıllık bir kapıya rastlarsınız. Yorulup da sokak arasında oturduğunuz bir duvar en az 2 bin yıllıktır...
İşte o Kaş’ta 2 bin 152 kaçak yapı tespit edilmiş.
Kaş’ın nüfusu nedir ki böylesine bir kaçak yapı yoğunluğu olsun...
2 bin kaçak yapıdan yalnızca 20 tanesi yıkılabilmiş.
İnanılır gibi değil.
Diğer ilçelerde durum:
Kepez 1575, Serik 622, Kemer 604, Alanya 594, Manavgat 558, Muratpaşa 471, Aksu 361, Döşemealtı 214, Kumluca 141, Konyaaltı 109... Akseki, Gazipaşa, Korkuteli, Elmalı, Finike, İbradı, Gündoğmuş ve Demre ilçelerindeki toplam kaçak yapı sayısı da 670.
Bunlar resmi olarak belirlenenler...
Bir de henüz bilinmeyenler var."
Çekirge, bu kaçak yapıların neden yıkılamadığını, bu rantın neden engellenemediğini sordu.
"Uzayıp giden bu davalar kimlere neler kazandırıyor?" sorusunu da dile getiren Çekirge'nin yazısının devamı şu şekilde:
"ÖNERİM ŞUDUR:
1- MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ
Milli güvenlik kurullarında sınırlarımızın güvenliği üzerine konuşmalar yapılır, raporlar okunur, her türlü önlem alınır. Pekiiii... “Mavi Vatan” diyoruz. Orada da sınırlarımız var. Milletin malı sahillerimiz var. Açıktan işgal ediliyor. Ve bu davalar yüzünden kaçak yapı işgali önlenemiyor. Artık bunun da bir milli güvenlik meselesi olarak görülmesi gerekmez mi?
2- TEK BAKANLIK SORUMLU OLSA
Kaçak yapıyı milletin arazisi üzerine konduranlar, sit alanlarını işgal edenler, koruma alanlarına beton dökenler, kıyı rejimine aykırı olarak denize sıfır ev yapıp iskele çıkanlarla nasıl mücadele ediliyor? Mahkemeler bir yanda. Belediyeler bir yanda. Çevre Bakanlığı ile Orman Bakanlığı’nın taşra teşkilatları bir yanda... Top ortada kalıyor. Bu arada her türlü oyunu oynayanlar istedikleri gibi vakit kazanıyorlar... Bu olayla mücadeleyi tek elden yürütecek bir teşkilatlanmaya ihtiyaç yok mu?
İNGİLİZ’İN VİLLASI HÂLÂ MAHKEMEYİ BEKLİYOR
Kekova Ziyat Koyu’nda İngiliz vatandaşı Cloudya Jamey Hankes’in yaptırdığı kaçak villa için yıkım kararı çıkmıştı. Defalarca itiraz edildi. Defalarca mahkeme, yazışma... Yine yıkım kararı. Aylar yıllar geçti. Hâlâ yıkılmadı. Demre Belediye Başkanı Okan Kocakaya “Kararı bekliyoruz” diyor... Ne kararmış bu arkadaş...
İşte en çarpıcı örnek.
Burası, Kaş’taki Çukurbağ Yarımadası Hidayet Koyu...
Bir barakada, çay gözleme satanlar 2015 yılında belediyeye başvuruyorlar: “Başkanım, yapı çok kötü görünüyor. İzin verin basit onarım yapalım. Sıva boya, tavan, dam falan...”
İzin veriliyor. Ama o da ne...
“Basit onarım” sonunda 13 odalı butik otel, plaj, restoran ve otopark oluştu...
Bu “aleni kaçak” bir türlü yıkılamadı. Mahkemeler, yazışmalar, mühürler, davalar...
Belediye ile çevre ve şehircilik müdürlüğü arasında gidip gelen evraklar, savcılık...
Sonuç... Yıllar geçti... Yine yıkım yok.
20 YILDIR YIKILAMIYOR
Antalya Falezler’de 2000 yılında inşaatına başlanmış. Ardından hem yerel mahkeme, hem Danıştay yıkım kararı vermiş... “İmar barışı” falan derken, davalar sonunda yıkım kararları kesinleşmiş. Aradan 20 yıl geçmiş. Hâlâ kararı var. Hâlâ yıkılmayı bekliyor."
