Kadıköy'deki binaların yüzde 45'i acil yıkılmalı!
İstanbul'da gayrimenkul sahibi olmak dünyanın en büyük metropollerinden birinde emlak yatırımı yapmak ile eşdeğer. Kadıköy'de "Cadde" ve yakın çevresi için "kentsel" değil "parsel" dönüşümün bedeli neredeyse kentten vazgeçmek anlamına geliyor.
İstanbul'da gayrimenkul sahibi olmak dünyanın en büyük metropollerinden birinde emlak yatırımı yapmak ile eşdeğer; hatta bazı bölgelerde çok daha pahalı. Bu semtlerden biri de Bağdat Caddesi ve çevresi. Kadıköy bölgesinde "Cadde" ve yakın çevresi için "kentsel" değil "parsel" dönüşümün bedeli ise neredeyse kentten vazgeçmek anlamına geliyor.
Depremin ayak sesleriyle hızla dönüşüm yapacağız derken, Kadıköy bölgesinin marka değeri ve geleceğe dönük kentsel yaşam kalitesi için endişelenmemek elde değil. Resmi verilere göre 20 yılda 7 milyon bina kentsel dönüşümle birlikte yenilenecek. Toplam riskli bina sayısı 2014 verilerine göre yaklaşık 570 bin. Bu binaların geçtiğimiz yıl içinde 12 bin 500 adedi yıkılmış. Çalışmalar gösteriyor ki, deprem riski içinde olan binalarda yaşayan insan sayısı 1.5 milyonu geçmiş. Sorun büyük ve hızla çözüm istiyor. Lakin, "kentsel" değil "parsel" bazında yapılan dönüşüm, mahalle aralarında tek bina yıkıp emsale göre yükselmek sorunları çözmek bir yana, maalesef arttırıyor.
KADIKÖY KONUNUN MERKEZİNDE
İstanbul'da dönüşümün en önemli duraklarından Kadıköy'de 30 bin 600 bina var ve bunların yalnız yüzde 10'u depremden sonra, yeni yönetmeliğe göre yapılmış. Konutların yüzde 90'ı ise mühendislik hesapları olmadan inşa edildiği için bunların da yüzde 45'i acil olarak yıkılmalı. Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tavukçuoğlu, Kadıköy'de dönüşüm için 872 ruhsat başvurusu yapıldığını, 2015'te bu rakamın 1000'e yükseldiği belirtirken bunun yılda ortalama 1000 şantiye anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Bir yandan şehir şantiyeye dönüyor, diğer yandan çözüm emsal artışı olarak sunuluyor. İnşaatlar bitince sonuçtan memnun kalacak mıyız? Sağlam binalarımızla yaşanmaz bir kent mi bekliyor bizi? Çocuklar, yaşlılar, gençler için özel alanlar, engelliler için duyarlı kaldırımlar, araçlar için çözüm, emsale bağlı artan yoğunluğa cevap verecek yollara ne oluyor? Parsel bazında emsale bağlı kat artışı "kentsel dönüşüm" değil, "kentsel dönüşememek" anlamı taşıyor!
EMSAL SORUNSALI
Dönüşümün en önemli söz konusu iken yüzde 20'lik sıkıntılarından biri parsel bazında artışla 2.48'e çıkan emsalde yapılması. Kentsel dönüşümün başlamasından bu yana geçen 2 yıllık süreçte 300 parselde kentsel dönüşüm projesine imza atmasına rağmen Mimar Ahmet Erkurtoğlu, aynı parselde bulunan 10 katlı binayı yıkıp yerine 12 katlı yeni bir bina yapmanın kentsel dönüşüm olmadığına, Kadıköy'de ikamet edenlerin sayısının artacağına, dolayısıyla insan ve araç trafiğinin artışına ama bu artışa cevap verecek altyapı, yol, yeşil alanlar ve rekreasyon alanlarının bırakılmadığına dikkat çekiyor. Önceden yangın merpenleri, balkonlar dahil 2.07 bir emsal balkon ve merpenler de hariç tutulmuş. Bu da hızlı emsal artışı ile yoğunluğu artırıyor. Oysa parsel büyüklüğü ve emsal ilişkisi bir plan dahilinde mutlaka kurulmalı. Ada bazında dönüşüm ele alınmalı ve yeşil alanı, otoparkı ile boşaltma yapılıp, boşaltılan alandaki hak diğer parsellere eklenerek "emsal transferi" yapılabilir. Bu planlamalar sürdürülebilir bir kent için ve deprem beklentisi olan istanbul için nefes alma noktalarını ve kaçış alanları olacaktır. Aynı parselde 10 yerine 12 kat yaparak sorunları çözemeyeceğimiz net!
Esin TÜMER/Habertürk