İmar

Kadın konutta canını da arabasını da korumak istiyor (2)

"Konut güvenliği kadın için kilit bir alandır" Bu sözler Birleşmiş Milletler Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı'ndan alınmadır..

Sözkonusu program, konut güvenliğini sağlama konusunda
hükümetlere ve yerel yönetimlere görev ve
sorumluluklarını hatırlatır.

Peki konut güvenliğinden ne anlamak gerekiyor ve
alıcıların -ki parayı erkek verse de konutta kararın
kadınlardan geldiği artık kabullenilmiştir- seçiminde
güvenlik arayışı ne derece yer tutuyor?

Geçtiğimiz hafta ilk bölümünü aktardığımız mini
anketimizde kadınların bu konudaki önceliklerinin
neler olduğunu anlamaya çalışmıştık. Yine aynı anketle
devam edelim..

Yaşı, durumu, mesleği ne olursa olsun bütün
katılımcıların ilk 3 cevabı içinde mutlaka güvenlik
kaygısı yer alıyor. Güvenlik de öyle dar kapsamlı bir
konu değil, deprem, sel ve yangın gibi diğer afetlere,
hırsız veya kötü niyetli saldırganlara karşı önlem
ihtiyacını içinde barındırıyor.

Elbette ki bu hususlar erkekler için de öncelikli. Ama
çalışsa bile kadınların konutta geçirdiği vakit
erkeklerden çok daha fazla ve istatistiklere
bakıldığında onlar dış saldırı tehdidiyle daha fazla
karşı karşıya.

Günümüzde saldırıların içeriği de değişti, artık
sadece cana karşı değil, son dönemde sokakta park
edilen arabalara karşı da acımasız bir saldırı
atmosferinde yaşıyoruz. Ve artık canı korumak kadar
malı ve biz konutumuzdayken bir yerlerde park halinde
olan aracı korumak da önem taşıyor.

İşte mini anketin yanıtlarında da tüm bu kaygılar üst
sıralarda geliyor...

Hilal Güngör (Yeni evli- satın alma müdürü): Bir
zamanlar sadece yer bulma sıkıntısından dolayı
otoparkı olan evi tercih ederdim, ama artık güvenli
bir koruma alanında olmasını istediğim için, (site
içinde açık veya kapalı hiç farketmez) otoparkı olan
projelere gözümü diktim. Elbette, depreme karşı
dayanıklılığı olan evler olmalı bunlar.

Eliza Bingül: (Halkla İlişkilerci- Evli) Ev almak
benim için ilk önce bir yatırımdır. Bundan dolayı uzun
vadeli düşünmem gerektiği bilincindeyim. Binanın yaşı,
teknik altyapısı, kullanılan malzemeler bütün bunlar
ilk sırada yer alıyor.  Güven en önemli şey.
Kesinlikle yüksek binalarda ev almayı tercih etmem ve
deprem dayanıklılık testlerinin sonucunu görmek
isterim.

Aynil Çolakoğlu: (Yönetici) Öncelikle yeni inşaa
edilmiş ve deprem yönetmelikleri
çerçevesinde yapılmış binayı tercih ederim. Bu hem
evin sağlamlığı hem de
her türlü tesisat, doğalgaz gibi altyapının yeniliği
anlamını taşıyor. Bir de önceden bu kadar dikkat
etmezdik, ama şimdi daha fazla önem kazandı. Aracımızı
koyacağımız güvenli bir otopark var mı diye de
bakarım. Çünkü İstanbul'da park yeri sıkıntısı kadar
artık saldırılardan korunabileceğiniz yer sıkıntısı da
var...

Hamide Varlık (ev hanımı): En büyüğü 4 yaşında olan
iki çocukla birden uğraşmak çıldırtabiliyor bazen.
Eğer site gibi güvenlikli bir yerde oturuyor olsaydım,
büyük kızım site içindeki parkta oynamaya çıkabilirdi.
Ben evimdeki kameralarla onun parkta ne yaptığını
izleyebilirdim. Yangın alarmım, dedektörler olurdu ki
bu dalgınlıkla ocağı açık bırakıp bırakmadığımı
hatırlayamıyorum bazen. Bir apartmanda yaşıyoruz,
güvenlik yok. Eşim eve geç geldiğinde ya komşum bana
gelsin ya da ben komşuma gideyim diye düşünüyorum.

Deprem kapıda bekleyen ve önlenemeyecek bir tehdit.
Sadece zararlarından korunabilmenin yolu var, o da
inşaatların depreme dayanıklı üretilmesi. Hırsıza,
arsıza, uğursuza karşı güvenliği olan yaşam alanları
üretmek de bu kaygıları azaltabilir. Elbetteki Türk
emniyet güçleri sokaklarda kundaklama olayları ile
başedecek güçtedir ve sonu gelecektir. Ama bu
saldırılar kişisel güvenliğimizdeki zayıf bir noktayı
da anımsatmadı bize? Ne dersiniz?

Yeni bir yıla giriyoruz. Eski kaygılarımızdan uzak
yeni umutlara, eski tortulardan yeni mutluluklara,
eski güvensizliklerden güvenli yarınlara girmemiz
dileğiyle..

Mutlu seneler
SELMA ŞENOL