Sektörel

Kadınların inşaat sektöründeki konumu güçleniyor!

Evlerde ve binalarda erkeklere göre çok daha fazla vakit geçiren kadınlar, binaların inşasında henüz arzu edilen düzeyde söz sahibi değiller. 

Kadın haklarının sadece 8 Mart Kadınlar Günü’nde değil her gün konuşulması gerektiği bir dönemde yakın zamana kadar ‘erkek işi’ olarak görülen inşaat sektörü kadınların katılımıyla daha kaliteli ve estetik kaygısı yüksek bir iş koluna dönüşmeye başladı.

Özellikle kadınların daha çok kullandıkları, vakit geçirdikleri konutların yine kadınlar tarafından tasarlanmasının hatta inşa edilmesinin öneminin farklı olduğunu belirten Nazenin Proje Satış ve Pazarlama Müdürü Duygu Taj, bu sayede kadınların pratik yaşam deneyimlerini sonraki yapılara aktarabildiklerini açıkladı. 

Tamamlamak üzere oldukları Nazenin Konakları Çengelköy projelerinin her adımında kadınların var olduğunu da sözlerinde vurgulayan Duygu Taj şunları söyledi; “Proje mimarımızdan peyzaj mimarımıza, satın alma uzmanımızdan satış müdürümüze kadar hemen her adımda kadınların söz sahibi olduğu bir proje gerçekleştirdik. Her aşamada ‘acaba biz yaşayacak olsak nasıl yaparız?’ sorusunu hep göz önünde bulundurduk. Hatta projenin farklı aşamalarında kadın müşterilerimiz de önerileri ile projeye katkıda bulundular. İstedik ki, daha en başından bütün detayları düşünülmüş, taşındıktan sonra herkesin farklı iç mimari dokunuşlar yapmasına gerek kalmayacak bir projeye imza atalım. Bu amacımızı da layıkıyla yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Yeni projelerimizde de kadınların işbirliği devam edecek.”

Duygu Taj sözlerine şöyle devam etti: “Bu konuda en ciddi istatistiklerden biri Ankara Mimarlar Odası’nın yaptığı bir araştırmadır. Sözkonusu kuruma üye kadın mimar sayısının oranı 1950’lerde %10 civarındayken 1960’larda %20’lere çıkmış. 2014 yılında ise kadın mimar oranı %59 olarak tespit edilmiş. Üniversitelerin mimarlık bölümlerindeki kadın öğretim görevlisi oranının ise %68 seviyesinde olduğu belirlenmiş. Bu durum iç mimari, peyzaj mimarlığı gibi alanlarda da paralellik gösteriyor. Belki bir süre daha şantiye koşullarındaki erkek egemenliği devam edecektir ancak gelişen teknoloji sayesinde kadınların şantiyelerdeki varlığı daha da güçlenecektir. ‘Bana yeterince uzun bir kaldıraç verin dünyayı yerinden oynatayım’ diyen Arşimet bizim için bir referans noktasıdır. Yeterli koşulları sağladığımızda kadınların yapamayacakları iş, elde edemeyecekleri başarı yoktur.”