Kafe sahiplerinin en büyük gideri kira oldu!
Fransız kafe anlayışını ve dünya tatlarını açtığı işletmede sunan Tekin, yükselen kira bedellerine dikkat çekiyor. Tekin, “Sırf kira ödeyip ayakta kalmak için gece gündüz çalışıyoruz” diye konuştu
Fransız kafe anlayışını ve dünya tatlarını açtığı işletmede sunan Tekin, yükselen kira bedellerine dikkat çekiyor. Tekin, “Sırf kira ödeyip ayakta kalmak için gece gündüz çalışıyoruz” diye konuştu
Uzun yıllar boyunca kurduğu kafe açma hayalini Bağdat Kaddesi’nde hayata geçiren CHP’den İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in eşi Nihan Tekin, aldığı mutfak eğitimleriyle kendi reçetelerini hazırlıyor. L’ange adını verdiği cafede özellikle Fransız tatlar üzerine yoğunlaşan Tekin, pek çok dünya lezzetini de Türk damak tadına hitap edecek şekilde düzenlemelerle sunuyor. Tekin, yemek işiyle kazancını sağlayan insanlar için en büyük giderin kiralar haline geldiğini belirterek, bölgede dolar-euro üzerinden ödenen kiraları zor denkleştirdiklerini vurguluyor. Tekin, “Biz hem servis anlamında hem de al-götür sistemiyle çalışıyoruz. Burayı açarken bir fizibilite raporu hazırladık. İnsan ne satabilir ki bu bedeli karşılayabilsin. Ben şanslıyım ama pek çok girişimci işini bırakmaya başladı” dedi.
Cadde üstü farkı!
Kafede, el yapımı ekmeklerden de almak mümkün. Hem şef hem işletmeci olarak belli bir kaliteyi tutturmak için orijinal malzemeleri kullanmaya özen gösterdiklerini anlatan Tekin, aynı zamanda 20 kişilik bir istihdam sağladıklarına dikkat çekiyor. Tekin, “Biz caddenin bir tık altındayız. Düz ayak bir yerde masraflar 2.5 kat artıyor. Bağdat caddesinde fiyatlar tavanı bile aştı. Birkaç marka prestij adına açık tutmak zorunda kalıyor. Ama çoğu ya gidiyor ya da mağaza sayısını indiriyor. Bir binada kira yıkılmadan önce 5 liraysa yenilenince 25 lira istiyor” diye konuştu.
Fransız tereyağı
Temmuz 2015’te açılan L’ange, henüz bir yıl olmadan müdavimlerini günün her saatinde ağırlamaya başlamış. En ünlü lezzet ise kruvasan. Tekin, ‘Türkiye’nin en iyisini yaptığımız iddia edebilirim’ dediği kruvasana talep çok yüksek. Tekin, “Fransız kuru tereyağı getirip yapıyoruz. Her şeyle denedik ama olmadı. Türk tereyağının su oranı bunun için çok yüksek. Bazı ürünlerde aynı tadı yakalayabilmek için orijinalinden şaşmamak gerekiyor” dedi. Makarnaları da kendileri yapıyor, makaronlar ise yeni tarifiyle, Türk damak tadına göre ayarlanmış.
Kadın ağırlığı...
Kafenin pek çok ünlü müdavimi olduğunu anlatan Tekin, “Burası hem izole hem caddede, ünlü müşterilerimiz rahat ediyor, aileleriyle, arkadaşlarıyla günlerini geçiriyorlar” dedi.
Tekin, günün her saatinde cafenin başka müdavimleri olduğuna dikkat çekerek, menüyü ise beğenilere göre her iki ayda bir değiştirdiklerini dile getirdi. Tüm yemek reçetelerini personelle fikir alışverişi yaptıktan sonra kendisinin deneyerek oluşturduğunu belirten Tekin, “Zamanla neyin nasıl sevildiğini anlıyoruz ve ufak değişiklikler yapıyoruz. Kitlemizin yüzde 70’i kadınlar. Geldiklerinde, ‘buraya bir kadın eli değmiş’ diyorlar” dedi.
İşletmenin ismi, aileden!
Uzun zaman kafe için bir isim aradıklarını kaydeden Nihan Tekin, bulamayınca ‘kendi isimlerimizden ne yapabiliriz’ diye bakarken, Fransızcada melek anlamına gelen bu kelimeyi bulduğunu söyledi. Tekin, “Gürsel, Nihan, Alp… Ange kelimesini çağrıştırdı. Fransızcada ‘L’ ekini alması gerekiyor. Ve L’ange ortaya çıktı. Melek olduk. Hem anlamı güzeldi hem de hepimiz içinde olduk” diye konuştu.
Milliyet