Kanal İstanbul deprem riskini artıracak mı?
Naci Görür, "Kanal demek orada 300-500 bin bina daha yapılması demek. Deprem bekleyen yerde yapılmaması gereken en önemli şey nüfus yoğunluğunu artırmaktır" dedi...
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Kanal İstanbul'la ilgili açıklamalarda bulundu. Görür, Kanal İstanbul'un deprem riskini artıracağını belirtti.
Cumhuriyet Gazetesi'nden İpek Özbey'in haberine göre; Görür, Kanal İstanbul yapılmamalı. Jeolojik açıdan son derece sakıncalı, tehlikeli dedi. İşte Naci Görür'ün o açıklamaları...
- Dört gün önce Manisa’da deprem oldu, İstanbul’da nasıl hissedildi?
Normal. Deprem dalgaları küresel hareket ediyorlar. Diyelim ki yeraltında belirli derinlikte deprem olduğunda açığa bir enerji çıkıyor. Sismik dalgalar oluşuyor. Yeryüzüne geliyor ve ilerliyor. Bu dalgaların bir ilerleme hızı var. Saniyede 5.5 kilometre gibi bir hızı var. Şöyle daha iyi anlaşılır: Havuza bir taş at, attığın yerde hemen belirgin, belli yüksekliği olan dairesel dalgalar oluşur. Havuzun ilerisine gidince azalır… Deprem dalgaları da öyle, ilk olduğu yerde çok güçlüdür ama uzağa gittikçe o dalgalar söner… Onun gibi… Nihayet bir titreşim sağlıyor bu dalgalar...
- Kanal İstanbul yapılırsa deprem açısından nasıl bir fotoğraf ortaya çıkar?
Kanal İstanbul ile ilgili bir kitap yazıldı. İBB basıyor, bugünlerde çıkar. Çok disiplinli bir kitap. Değişik bilim adamlarının bir araya gelerek yazdığı kitabın editörlerinden biri de benim. Bir kere depremden bağımsız Kanal İstanbul yapılmamalı. Jeolojik açıdan son derece sakıncalı, tehlikeli, İstanbul’un başında Demokles’in Kılıcı gibi problem çıkartacak, korku içinde yaşamamıza neden olacak bir proje.
- Ne gibi bir problem?
Bu kanalın güzergâhı özellikle Çekmece Gölü’nün kuzeyinde Sazlıdere’den başlayıp, Marmara’nın kıta sahanlığına açıldığı yere kadar olan bölge jeolojik olarak tam anlamıyla anormal tehlikeli ve riskli yerler. Deprem olmamasına rağmen kaymalar, heyelanlar oluyor. O bölgedeki arazi stabil değil, şu anda bile kayıyor. Depremde haşat olur buralar. İkincisi bu Kanal İstanbul’un Marmara’ya açıldığı kıta sahanlığında deniz araştırmalarında gördük. Bizden önce de arkadaşlarımız yaptıkları araştırmalarda canlı faylar olduğunu gördüler. Bu fayların boyutlarını tam olarak araştıramadık ama canlı oldukları kesin. Olası bir depremde bu faylar harekete geçmek suretiyle kanalın Küçükçekmece’ye kadar olan her yerini tarumar eder. Bundan kaçış yok. Heyelanlar, bu faylar tarafından aşırı tetiklenebilir. Kaldı ki büyük bir tsunami tehlikesi var. Tsunami bu kanala girdiği zaman, o sırada kanalın içinde gemi falan varsa onu da sürükler götürür ve bir yerlerde taşıdığı malzemelerle kanalı tıkadığı an orada bir barajlanma olur. Bütün kanalın etrafını deniz basar. Bir daha da orayı kurtaramazsın.
- Deprem riskini arttırır mı?
Arttırır. Bakın “deprem olmayı arttırır” demiyorum, riskini arttırır. Deprem olduğu zaman olabilecek zararın hesabıdır risk. Deprem olduğu zaman bizler nerede yangın, göçük, göçük altında insan varsa, açsa, susuzsa koşup yardım etmek isteriz. Sen kanalı oraya yapmaya kalktığında İstanbul’u adalara ayrıştırıyorsun. Adaya yardım götürmek başka, karaya başka. Deprem olduğunda, orada yaptığın köprüler işe yaramadığı zaman veya trafik tıkandığında göçük altında bekleyen insanlara ulaşamazsın. Afet yönetimini zorlaştırıyor. Kanal demek orada 300-500 bin bina daha yapılması demek. Deprem bekleyen yerde yapılmaması gereken en önemli şey nüfus yoğunluğunu arttırmaktır. Ne kadar insan fazlalaşırsa, o kadar ölüm olacak demektir. Kanal İstanbul’un yapılmaması gerekir.