Kanal İstanbul tarihi boğazı tehlikelerden arındırıyor!
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 'Kanal İstanbul' projesiyle ilgili olarak, 'İstanbul un bu tarihi boğazını tehlikelerden arındırmış olması açısından bu projeye çok büyük ilgi duyuyorum ve içtenlikle destekliyorum' dedi...
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 'Kanal İstanbul' projesiyle
ilgili olarak, 'İstanbul 'un bu tarihi boğazını tehlikelerden arındırmış olması
açısından bu projeye çok büyük ilgi duyuyorum ve içtenlikle destekliyorum'
dedi.
Günay ve eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Turistik Otelciler,
İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliğinin (TUROB) Ataköy Sheraton Oteli 'nde
düzenlenen geleneksel yemeğinde, basın mensuplarının konuya ilişkin sorularını
yanıtladılar.
Projeden sevinç duyduğunu ifade eden Bakan Günay, İstanbul Boğazı 'nın
dünyada eşi olmayan bir su yolu olduğunu ve özgün yapıların bulunduğu bir alan
özelliği gösterdiğini belirtti. Günay, buradan geçen, tehlikeli madde taşıyan
tankerlerin zaman zaman yürekleri ağıza getiren çeşitli kazalara neden
olduklarını ve büyük felaketlerin eşiğinden dönüldüğünü kaydetti.
'İstanbul 'un bu tarihi boğazını tehlikelerden arındırmış olması
açısından, bu projeye çok büyük ilgi duyuyorum ve içtenlikle destekliyorum'
ifadesini kullanan Bakan Günay, projenin Osmanlı 'dan beri konuşulan bir 'hayal'
olduğunu ve ilk defa bunu yapabilecek bir iradenin belirdiğini ifade etti. Günay,
projenin gerçekçi olduğunu ve kendisinin bu projeden heyecan duyduğunu
kaydetti.
Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da 'Kanal İstanbul'un çok
bileşenleri olan bir proje olduğunu söyledi. Projenin, sadece İstanbul Boğazı 'nı
ve oradaki doğal güzellikleri, tarihi, can ve mal emniyetini kurtaracak bir proje
niteliği taşımadığını anlatan Yıldırım, aynı zamanda, tarihi İstanbul 'u
İstanbullulara bırakacak, bunun yanında diğer taşıma faaliyetlerinin ve
endüstriyel faaliyetlerin yapılacağı yeni bir kanalın, yeni bir su yolunun
oluşturulması projesi olduğunu vurguladı.
Binali Yıldırım, şöyle devam etti:
'İstanbul 'un hemen batısında yeni bir yaşam alanı oluşturma projesidir.
Projenin maliyeti yapılacak jeolojik etüdler, sondajlar, uygulama projeleriyle
net olarak ortaya çıkacaktır. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarının korunmasına
yönelik tedbirleri almak için mutlaka bu çalışmaların yapılması gerekiyor. O
yüzden de bir bedel telaffuzu yapmak yanlış olur. Aşağı yukarı tahminler
yapılıyor. 10-15 milyar dolar diyenler var. Ama proje parasal değer itibariyle
bugüne kadar Türkiye 'de tek bir proje olarak yapılmış en büyük projedir, onu
söyleyebilirim. Proje, genel bütçeden karşılanmayacağı için maliyet noktasında bu
anlamda çok büyük bir esprisi yok. Bu bir kamu-özel sektör ortaklığı projesidir.
Yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecek projedir.'
Projeden ekolojik dengenin etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin bir soruya
da Yıldırım, güzergahının henüz bilinmediğini ve ortaya çıkan haritaların hayali
olduğunu ifade ederek, proje içinde herhangi bir ormanlık alanın bulunmadığını
söyledi.
Binali Yıldırım, 'Bu hassasiyetleri çevreciler, mimarlar, mühendisler
kılı kırk yararak değerlendiriyor. İstanbul, yeşil alanlarıyla, tarihi
mekanlarıyla hepimizin aynı hassasiyetle koruması gereken şehirdir' dedi.
'Boğazlarda geçişi düzenleyen Montrö Sözleşmesi var. Boğaz 'daki gemileri
bu yeni kanala nasıl yönlendireceksiniz, nasıl ikna edeceksiniz' sorusu üzerine
de Yıldırım, 'Bizim kimseyi ikna etmek gibi bir konumuz yok. Bu ülkenin
hükümranlık haklarını kullanmak yine bu ülkeye aittir. Montrö, Boğaz 'dan sadece
masum geçiş hakkı veriyor. Onun dışında bir başka yaptırımı yok. Bizim geçişi
engellemek gibi bir niyetimiz asla yok. Zaten ticari kaygılarla bu kendiliğinden
tercih edilecek bir yol' diye konuştu.
AA