Kartal'daki binanın çökmesinin ana nedeni: Beton kalitesi!
Kartal'da çöken bina iddianamesinin detayları ortaya çıktı Binanın yıkılmasının ana nedeninin 'Beton kalitesi' olduğu kaydedildi.
Kartal'da 21 kişinin ölümüyle sonuçlanan Yeşilyurt apartmanın apartmanının çökmesiyle ilgili hazırlanan iddianamenin detayları belli oldu. CNN Türk'te yer alan habere göre; yıkılan Yeşilyurt Apartmanı'nda kullanılan kalitesiz malzemelerin çıplak gözle dahi fark edildiği kaydedilen iddianamede, inşaatın 25 aylık süre içinde projesine aykırı olarak başlayıp bitirildiği, şüphelilerin inşaat alanına dahi girilmedikleri kaydedildi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda kapsamında 3 kişi hakkında, "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" suçundan iddianame hazırlanıp tamamlandı.
ÜÇ KİŞİ ŞÜPHELİ OLARAK YER ALDI
Hazırlanan iddianamede bilirkişi raporunda binanın çökmesiyle asli kusurlu bulunan binanın proje sorumlusu Suzan Çayır, binanın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu, yapı ruhsatının 'mesuliyet alan' bölümünde sürvayen olarak görünen Arzu Keleş Baran şüpheli olarak ifade edildi. Binanın çökmesiyle 21 kişinin hayatını kaybettiği, 17 kişinin de yaralandığı ifade edilen iddianamede, binanın yapı ruhsatı 20 Ekim 1992 tarihinde Kartal Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü tarafından bina sahibi Hikmet Yeşilyurt adına düzenlendi. Şüpheli Suzan Çayır'ın projenin mimarlığını yaptığı, şüpheliler Uğur Mısırlıoğlu ve Arzu Keleş Baran'ın da Suzan Çayır'ın yanında çalıştıkları, Uğur Mısırlıoğu'nun da projenin teknik uygulama sorumlusu, Arzu Keleş Baran'ın da 'mesuliyet alan' bölümünde sürvayen olarak göründüğü kaydetti.
1995 YILINDA KAÇAK KATLARI İLE BİRLİKTE BİTİRİLMİŞ
Projenin yapı ruhsatında müteahhit isminin bulunmadığı kaydedilen iddianamede, binanın Hikmet Yeşilyurt tarafından yapıldığı, binanın 1995 yılında kaçak katları dahil olmak üzere tamamlandığı, Hikmet Yeşilyurt'un 2005 yılında vefat ettiği bilgisine yer verildi.
Olaydan sonra bilirkişi marifeti ile 6 ayrı sefer olay yerine gidildiği, olay yerinde birden çok kez keşif yapıldığı, enkaz ve katmanlardan alınan beton ve demir numuneleri üzerinde laboratuvar incelemesi yapıldığı belirtilen iddianamede, "Binada kolon, kiriş ya da duvar kesilmesinin mevcudiyetine dair hayatta olan bina sakinlerinin ya da binada yaralı kurtulanların beyan ve iddialarının bulunmadığı" kaydedildi. 1999 depreminden sonra binanın kolonlarında Hikmet Yeşilyurt tarafından güçlendirme yapıldığı bilgisine yer verilen iddianamede, güçlendirmeye ilişkin resme başvurunun yapılmadığı belirtildi.
BODRUMDA KOLON KESİLDİĞİNE DAİR İZE RASTLANMADI
İddianamede soruşturma kapsamında bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda yer aldı. 14 Mart 2019 tarihli rapora göre binanın bodrum katında kolon kesilmesine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı kaydedilen iddianamede, binanın etrafındaki duvarın arsa sınırını çevreleyen perde duvar olduğu, anılan duvarın bina taşıyıcı sistemi ile bir ilgisinin olmadığı kaydedildi.
Binada kullanılan betonun gerekli basınç dayanımında olmadığının yer aldığı iddianamede, betonun Türk Standartlarında belirtilen kriterlere uygun olmadığı, beton imalatında kullanılan kum içerisinde büyük ebatlı çok miktarda midye kabukları bulunduğu, betonun yerleştirilmesinde yeterli sıkıştırma yapılmadığı belirtildi.
İddianamede, "Şartnameye uygun olarak yapılması gerekenlerden bir veya bir kaçının çeşitli nedenlerle yerine getirilmemesi sonucunda istenen basınç dayanımından daha düşük kalitede beton üretilmesinin kaçınılmaz olduğu, bununla birlikte proje statik hesaplarında öngörülen beton basınç dayanımına ve projede belirtilen kat sayısının 7 kat yüküne göre ebatlandırılan taşıyıcı sistemin üzerine kaçak olarak yapılan 2 katın yükü de ilave edilmesi sonucunda istenmeyen üzücü olayların meydana gelmesini hızlandırdığı, proje statik hesapları yapılırken dikkate alınan beton sınıfının uygulamada gerçekleştirilememesi nedeniyle proje güvenlik düzeyinin öngörülenin altına düşmesi binanın yıkılmasında ana etken olduğu değerlendirildi" ifadeleri kullanıldı.
Binanın en ve boyunun ruhsat eki projesine göre daha farklı yapıldığı bilgisinde bulunulan iddianamede, binanın en olarak 1.10 m, boy olarak 2.55 metre daha büyük yapıldığı, binanın her katının 41.01 metrekare daha büyük inşaa edildiği, bu durumun kolon ve kiriş açıklığının artmasına neden olduğu, bunun taşıyıcı sisteme fazladan yük binmesine neden olarak güvenlik düzeyinin düşmesine neden olduğu ifade edildi. Bu nedenlerin bir kaçının birbirini tetiklemesiyle taşıyıcı sisteme öngörülenin üzerinde yük bindiği hatırlatılan iddianamede, "Projede öngörülebilir taşınabilir yük sınırının aşılması sebebiyle, taşıyıcı yapı elemanlarının özelliklerini kaybetmeleri sonucunda binanın çöktüğü görüş ve kanaatine varıldığı" denildi.
BİNA SAHİBİ DAHİL ÜÇ KİŞİ ASLİ KUSURLU BULUNDU
Binanın ölçülerinin değiştirilip her katın 41 metrekare büyük yapılması ile iki kaçak kat uygulamasından projenin sahibinin haberinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı kaydedilen iddianamede, inşaatın yapımını üstlenen arsa sahibi Hikmet Yeşilyurt'un asli kusurlu, teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen Uğur Mısırlıoğlu'nun asli kusurlu, mimari proje müellifi Suzan Çayır'ın asli kusurlu, binanın yapım sırasında sürvayen olarak görev yapan Azru Baran'ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
YIKILAN KOMŞU BİNAYI DA BU ŞÜPHELİLER YAPMIŞ
İddianamede, 7 katı kaçak olan ve riskli bulunduğu için görevliler tarafından yıkılan Yunus Apartmanı'nın da proje müellifi ve teknik sorumlusunun şüpheliler Suzan Çayır ve Uğur Mısırlıoğlu olduğu bilgisi ifade edilen iddianamede, yatay yüklere karşı bina stabilitesini sağlayacağı öngörülen temel perdelerinin yapılmadığı, inşaatın projeye uygun başlayıp başlamadığının dahi şüpheliler tarafından kontrol edilmediği kaydedildi. İnşaatın 25 aylık süre içinde projesine aykırı olarak başlayıp bitirildiği hatırlatılan iddianamede, sürveyan Arzu Keleş Baran'ın inşaat alanına gitmediğini belirterek, şu savunmada bulundu: "Gitmiş olsa bile kanun ve yönetmeliklere göre kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmediği, malzemelerin standart denetimini yapmadığı, kötü malzeme kullanımı ve inşaatın projesine aykırı olarak tamamlanması ile de taşıyıcı sisteme fazlasıyla yük bindiği, ve tüm olumsuzlukların bir araya gelmesi ile binanın 06.02.2019 tarihinde çöktüğü. Oysa şüpheliler tarafından gerek kanunen gerekse de mesleki dikkat ve özen gösterilmiş, kontroller sağlanmış , sorumluluklar yerine getirilmiş olsaydı inşaatın projeye aykırı başladığını görecekler, ihbar yükümlülüklerini yerine getirecekler, bu şekilde projeye aykırı olarak yapılan binanın inşaatını durdurabileceklerdi ve bu üzücü yıkım ve zararın meydana gelmesini daha baştan engel olabilecekleri açıktı. Kaldı ki proje alanına gittikleri kabul edilse bile görevlerini ve yükümlülüklerini usulüne uygun yerine getirmedikleri, inşaatın projeye uygunluğunu denetlemedikleri, projeye aykırı olarak yapılan inşaatta malzemelerin standart dışı olmasına göz yumulduğunun anlaşıldığı."
HER BİRİ İÇİN 15'ER YIL İSTENDİ
İnşaatta kullanılan malzemelerin olay yerinde yapılan keşiflerde gözle dahi fark edildiği kaydedilen iddianamede, 21 kişinin ölümü, 17 kişinin de yaralandığı Yeşilyurt Apartmanı'nın inşaatı sırasında kontrol ve denetim yükümlülüğü olan şüpheliler Suzan Çayır, Uğur Mısırlıoğlu ve Arzu Keleş Baran'ın, inşaatın çökmesinde kusuru bulunduğu belirtildi. Şüphelilerin, "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına" neden olmak suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasının yapılması istendi. İddianamenin gönderildiği İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 15 gün içinde iddianamenin kabulü veya reddi yönünde karar vermesi planlanıyor.
BİR KİŞİNİN TUTUKLULUĞU SÜRÜYOR
Üç şüpheli olaydan sonra gözaltına alınmış, Uğur Mısırlıoğlu ve Suzan Çayır 14 Şubat 2019 tarihinde tutuklanmıştı. Tutuklulardan Suzan Çayır, 15 Mart 2019 tarihinde tahliye edilmişti. Davanın tek tutuklu sanığı Uğur Mısırlıoğlu.
Kartal'da çöken binayla ilgili 15'er yıl hapis!