Katar Şeyhi 100 milyon dolarlık penthouse'tan vazgeçti!
Sadece 2 asansörü olduğu için Manhattan’ın en prestijli ve en pahalı One57 binasındaki penthouse’u satın almaktan vazgeçen Katar Devlet Başkanı Şeyh Hamad Bin Halifa Al Than, New York’u da kasasına girecek olan 100 milyon dolardan mahrum etmiş oldu
Katar Devlet Başkanı Şeyh Hamad Bin Halifa Al Than, Manhattan’ın en prestijli ve en pahalı binası olmak üsere tasarlanan One57 binasında almayı düşündüğü penthouse daireden vazgeçti. The New York Post gazetesi, Şeyh Al Than’ın ‘2 karısı, 15 çocuğu, yardımcıları ve silahlı korumalarıyla yaşamayı planladığı binanın sadece 2 asansöre sahip olması’ nedeniyle 100 milyon dolarlık satın almadan vazgeçtiğini yazdı. Şeyh’in, One57’daki penthouse daire yerine, gayrımenkul krali Aby Rosen’e ait 5 katlı bir evi satın aldığı bildirildi.
Parası cebinde kaldı
Manhattan’da 71’inci cadde üzerindeki 22 no’lu evi satın alan Şeyh Al Than’ın 47 milyon dolar ödediği kaydedildi. Böylece, Manhattan’da Central Park manzaralı bir emlak satın almak için 100 milyon doları göze almış olan Şeyh Al Than’ın 53 milyon doları da cebinde kalmış oldu. Alıcının kimliğinin gizli tutulabilmesi ümidiyle, içerisinde bir kabul salonu ve jakuzinin de bulunduğu yaklaşık 2 bin metrekarelik 5 katlı evin Tower Management Holdings isimli bir limited şirketi tarafından satın alındığı belirtildi.
Şeyh Al Than tarafından 47 milyon dolara satın alınan evin mutfağı, 15 kişinin rahatlıkla hareket edebileceği, hep birlikte oturup yemek yiyebileceği kadar büyük. 71’inci caddede yer alan mülkün çocuklara özel döşenmiş bir de oyun odası var. Eğer ki Şeyh Al Than, One57’nin 89 ve 90’ıncı katlarında yer alan bin metrekarelik penthouse’u almaktan vazgeçmeseydi, komşularından biri de Rus milyarder Dmitry Rybolovlev’in 22 yaşındaki üniversite öğrencisi kızı Ekaterina Rybolovlev olacaktı. Dünyanın en zengin 93’üncü kişisi Rybolovlev, 21 odaya sahip olan 6 bin 744 metrekarelik daire için 88 milyon dolar ödemişti.
‘Uçan Kanguru’ 17 yıldır ilk kez zarar açıkladı
Avustralya’nın en büyük havayolu şirketi ‘Uçan Kanguru’ lakaplı Qantas, özelleştirildiği 1995 yılından bu yana ilk kez zarar açıkladı. Artan petrol fiyatları nedeniyle 255 milyon dolar zarar açıklayan şirket, geçtiğimiz yılın aynı döneminde 260 milyon dolar kâr elde etmişti. Sipariş ettiği 35 adet yeni nesil Boeing 787 tipi uçağın alımını da iptal eden Qantas, bu şekilde 8.5 milyon dolar tasarruf elde etmeyi hedefliyor. Şirketin CEO’su Alan Joyce, “Büyük bir rekabet içindeyiz. Ama şirketimizin kendini dönüştürme süreci devam ediyor. Hedefimiz yeniden kâr kazandıran günlere dönmek ve Avustralya’nın lider havayolu şirketi olarak yolumuza devam etmek” diye konuştu. Ancak yakıt fiyatları şirketin kârlılığını sene boyunca etkileyecek gibi duruyor. Söz konusu dönemde Qantas 4.5 milyar dolar yakıt faturası ödedi. Uzmanlara göre Qantas, mevcut kur sisteminden bir an önce kurtulmalı ve Avustralya dolarının sağladığı avantajı daha iyi kullanmaya başlamalı.
Al Capone’un silahı satışa çıkartılıyor
ABD’nin New Hampshire eyaleti, Eylül sonunda Al Capone hayranlarının akınına uğrayacak gibi görünüyor. Çünkü, dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Al Pacino’nun oynadığı ‘Scarface’ (Yaralı Yüz ) ve ‘Untouchables’ (Dokunulmazlar’ gibi filmlere ilham veren ünlü Amerikan gangsteri Al Capone’un Colt 25 yarı otomotik silahı satılığa çıkarılıyor. RR Auctions isimli firma tarafından 30 Eylül tarihinde Nashua, New Hampshire’da düzenlenecek olan ‘Amerikalı Gangsterler, Kanun Kaçakları ve Kanun Adamları’ temalı açık arttırmada satışa sunulacak olan silahın 10-15 bin dolara alıcı bulması öngörülüyor.
Al Capone’a ait bir diğer silah (Colt 38) dünyanın en büyük müzayede şirketlerinden Christie’s tarafından Londra’da düzenlenen bir açık arttırmada 100 milyon dolara alıcı bulmuştu. RR Auctions tarafından düzenlenecek olan açık arttırmada satışa sunulacak olan Al Capone’a ait şahsi eşyalar arasında, İtalyan asıllı gangsterin, akıl hocası Johnny Torrio’ya karşı 1925 yılında düzenlenen suikast denemesinin ardından polise verdiği ifade tutanağı da yer alıyor. Bu tutanağın 100 milyon dolara satılacağı tahmin ediliyor.
17 Ocak 1899 tarihinde Brooklyn’de doğan Al Capone, 1925- 1932 yılları arasında tam 7 yıl boyunca ‘Chicago Outfit’ isimli suç örgütünün liderliğini yaptı. 1930’larda ABD’de yaşlanan Büyük Buhran döneminin getirdiği yasakları ve bu yasakların doğurduğu fırsatları son derece iyi değerlendirdi ve bu sayede hem maddi hem de politik güçlerini artırmayı başardı. Yerel halk tarafından ‘Modern Robin Hood’ olarak nitelendirilen İtalyan asıllı gangster, işlediği suçlardan dolayı asla yakalanamadı. Al Capone’un 22 Ekim 1931 tarihinde 11 yıl hapis cezasına çarptırılmasına neden olan ‘vergi kaçakçılığı’ oldu. Alkatraz Hapishanesi’nden çıktıktan sonra Florida’ya yerleşen Al Capone, 1947 yılında öldü.
İngiliz devi Diageo Türkiye’yle kazandı
Dünyanın en büyük içki üreticisi İngiliz Diageo, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu yükselen piyasalar sayesinde yıllık ciro ve karında büyük artış açıkladı. ‘Yeni Rakı’ markasıyla bilinen Mey İçki’yi geçen yılın Ağustos ayında 2.1 milyar dolara satın alarak Türkiye pazarına adım atan Diageo, Türkiye, Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerinde Scotch viski satışlarında yaşanan yüzde 3’lük artışın, Avrupa’da yüzde 1 düşüş kaydeden satışları dengelediğini kaydetti.
Diageo’nun web sitesi üzerinden 30 Haziran’da sona eren 2012 mali yılı ön raporuna göre, şirketin net satışları yüzde 6 arttı. Bu artışın 3’te biri May İçki’den geldi. Viski, Diageo’nun ürün portföyünün yüzde 35’ini oluşturuyor. Şirketin Scotch viski satışlarının yüzde 12, Johnnie Walker satışlarının ise yüzde 15 arttığı kaydedildi. Diageo’nun faiz ve vergi öncesi karı, mali yılda 3.2 milyar sterline ulaştı. Bu rakam geçen sene 2.9 milyar sterlin olarak gerçekleşmişti. ABD satışlarından elde edilen gelir yüzde 6 artarken, Afrika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik’te gelir ve karın satış hacminden daha hızlı arttığı, çünkü tüketicilerin daha pahalı içkileri tercih etmeye başladığı kaydedildi. Şirket, Mey’in ardından gelişmekte olan pazarlarda satın almalara devam etti. Geçtiğimiz Mayıs ayında Brezilyalı Ypioca’yı markaları arasına katan Diageo’nun, Çinli bir içki firmasını satın almak için gerekli olan izin de Mart ayında çıktı. Portföyünde Johnnie Walker, J&B, Smirnoff, Gordon’s ve Baileys gibi dünyaca meşhur markaları bulunduran şirketin, Meksika’nın dünyaca ünlü tekila markası Jose Cuervo’nun da peşinde olduğu biliniyor. Dünyanın en çok satan tekilası olma özelliğine sahip olan Jose Cuervo’nun piyasa değerinin 3.1 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Diageo hisseleri bu yıl Londra’da yüzde 20 yükseldi. Buna karşılık, SABMiller ve Anheuser-Busch InBev’in hisseleri aynı dönemde yüzde 22 ve yüzde 38 değer kazandı.
Polonya’nın gişeleri Aselsan’dan sorulacak
Akıllı trafik sistemleri ve otoyollar için ücretli geçiş sistemleri hizmetlerini Türkiye ve yurtdışında yaygınlaştıran Aselsan, son olarak Polonya’nın tüm otoyollarında ücretli geçiş sistemlerini kurma işini üstlendi. Aselsan, yaklaşık 2 bin kilometre uzunluğunda otoyol ağına sahip olan Polonya’da nakit ödeme sistemi ve Otoyol Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) tipi geçiş sağlayan ücret toplama sistemi kuracak. Projenin toplam maliyetinin 45 milyon euro civarında olması öngörülüyor. Aselsan yetkililerinden alınan bilgiye göre, Polonya’daki ilk kurulum 2013 yılında başlayacak ve 2018’de tamamlanacak.
Sorun, Suriye’nin fiber optik altyapısında
Türk Telekom, Suriye’nin internet bağlantısını kestiği haberleri üzerine bir açıklama yaptı. Türk Telekom’dan yapılan yazılı açıklamada, Suriye Telekom’a verilen servislerde yaşanan kesintilerin tamamen Suriye’nin kendi fiber optik altyapısından kaynaklandığı belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi:
“Bazı gazetelerde ve internet haber sitelerinde yer alan ‘Türkiye Suriye’nin fişini çekti’ başlıklı, Türk Telekom’un Suriye’deki internet bağlantısını kestiği haberleri gerçeği yansıtmamaktadır. Suriye’de yaşanan internet kesintilerinde, Türk Telekom’un herhangi bir müdahalesi kesinlikle söz konusu değildir. Türk Telekom olarak Suriye Telekom’a verdiğimiz servislerde, 11 Ağustos 2012 tarihinden bu yana kesintiler yaşanmaktadır. Ancak sorun bütünüyle Suriye’nin kendi fiber optik altyapısında yaşanan kesintilerden kaynaklanmaktadır.”
Pegasus bayramda zamanında uçtu
Türkiye’de zamanında kalkış performansını her gün web sitesinde yayınlayan Pegasus Hava Yolları, Ramazan Bayramı’nda yolcularını yüzde 95.53 zamanında kalkış oranıyla taşıdı. Ramazan Bayramı’nın hızlı trafik akışında da misafirlerinin seyahatlerinin aksamadan sürdürmesini sağlayan Pegasus, 17-21 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirdiği toplam 1.375 uçuşla, 202 bin 748 misafirini zamanında kalkarak, zamanında seyahat noktalarına ulaştırdı. Türkiye’nin en köklü özel havayolu şirketi olarak 1990 yılında havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, günümüzde Sabancı Ailesi fertleri tarafından kurulan ve havacılığın yanı sıra, sağlık ve gıda sektörlerinde de yer alan Esas Holding şirketi olarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Vatan