Kayseri'ye devlet hastanesi inşa edilmeli!
2015 yılını geride bırakırken sağlıkta yaşananları Sağlık Sen Kayseri Şubesi Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile konuşuldu. Doğan, şehir hastaneleri doğru bir tercih ama devlet hastaneleri de olması gerektiğini belitti.
2015 yılını geride bırakırken sağlıkta yaşananları Sağlık Sen Kayseri Şubesi Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile konuşuldu.. Doğan, "Şehir hastaneleri doğru bir tercih ama bence vatandaşında grip gibi ufak rahatsızlıkları için gidebileceği devlet hastaneleri de olması gerekiyor projeye ek olarak Talaş, İldem, Belsin gibi yoğun nüfuslu yerlere de Devlet Hastaneleri açılması gerekiyor" dedi.
Sağlık çalışanların sorunlarından, Türkiye'deki ve şehrimizdeki sağlık alanındaki eksikliklere kadar konuştuğumuz keyifli röportaj;
Genel olarak bilmeyenler için bir sağlık seni anlatabilir misini? Sağlık Sen'in çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
Öncelikle teşekkür ediyorum. Böyle bir fırsatı, bize verdiğiniz için. Sağlık-Sen Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı 11 hizmet kolundan biri. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları sendikası adı altında Sağlık Ve Sosyal Hizmet Çalışanlarının önce özlük sosyal haklarını aramak için kurulmuş bir sendikadır. Sağlıksen'in şuan itibariyle Türkiye 220 bin, Kayseri geneli 4 bin 900 üyesi var. Sendikalarda rakamlar mayıs sonunda netleşir geçtiğimiz mayıs ayında üye sayımız 4415'idi.
Sağlık Sen kısa bir süre önce yetkili sendika oldu bu süreçte eski sendikalar ile kendinizi kıyaslayacak olursanız sizin farkınız nedir?
Biz Sağlık-Sen yönetimine geleli 1-1,5 yıl kadar oldu. Kayseri'de bu zamana kadar 9 yıldır yetkili sendika Türk Sağlık-Sen'dir. Hep derler ya; sendikalar A partinin sendikası, B partinin sendikası, burada bizim fikrimiz görüşümüz yok mu, tabi ki var. Algı bu şekilde ama bu algı Kayseri 'de çürümüş oluyor. 12 yıllık bir Ak Parti iktidarı var. Sağlık-Sen'de bundan önce bir şeyler olmuş. Biz yönetime geldik. Geldiğimizde Kayseri'deki sayı 800'ler de idi. En büyük üye potansiyelinin olduğu yer Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'dir. 3000 çalışanın olduğu yerde de sayımız 90 idi. Bakın bundan 3 yıl önceden bahsediyorum. Yani birileri yok şöyleydi, yok böyleydi, yok sarı sendika, yok mor sendika, kırmızı sendika, gibi ifadeler var, o ifadeler burada tutmuyor. 12 yıllık Ak Parti iktidarı var. 9 yıldır da Türk Sağlık-Sen var. Biz yönetime geldik. Kayseri' de yönetime geldikten sonra; tabi biz sahadan gelen insanlarız. Ne demek istiyorum; benim 20 yıllık meslek hayatımın 17-18 yılı acil bölüm de geçti. Bu 17-18 yılın sahada verdiğimiz mücadeleden dolayı, yani sahadaki gayretli çalışmamız gibi. Hemşiresi nasıl çalışıyor, hekimi nasıl çalışıyor, herkesin çalışma şeklini çalışma ortamını bildiğimiz için ve Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde her köşe taşında bir emeğimiz vardır. Oradaki havayı teneffüs ettiğimiz için sahayı çok iyi biliyoruz. Çalışanların derdini de çok iyi biliyoruz. Bildiğimiz içinde bu başarıyı sağladık yani burada hiçbir şekilde ideolojik veya siyasal olarak bir çalışma yapmadık. Tekrar söylüyorum başından beri bir fikrimiz zikrimiz var. Otekileştirme yapmadan sağlık çalışanlarının sorununu masaya yatırmak için sendikacılığa soyunduk. Bizde yönetime geleli 4 yıl oldu. Bunun 1 yılı başkanlık olarak devam etti. Bizler 4 yıl içerisinde bu sendikayı toparladık, 1 yıl içerisinde Kayseri' deki temsilcisiyle, yönetim kuruluyla, çok gayretli bir şekilde gece gündüz demeden ve tüm Kayseri' deki Sivas sınırı dâhil, Adana sınırı dâhil, Tufan Beyli sınırı dâhil, bu tarafta Yozgat sınırı dahil, sağlık evlerindeki en uç nerede, bir ebe var nerede, sağlık memuru var nerede, vatandaşımızın gittik elini sıktık bir derdi var mı diye derman bulmaya çalıştık, idarecilerle bir çalışma başlattık. Tabi sağlık çalışanları, en uçtaki sağlığa ihtiyacı olan eve selam veren sendikacı bu zamana kadar görmemişler. Bizleri görünce ilk olarak tepki gösterdiler. Dediler ki; "Biz sendikacılara karşıyız." Ama ikinci kez gittiğimiz de Allah razı olsun, dediler. Sağlık evinin güvenlik sorunu var. Buraya bir kamera mantıklı mı mantıklı, bir şey olsa ispatlayamazsm. İdarecilere söyledik. Kameralar döşedik her yere. O zaman Aile hekimleri de yoktu. Devletin gitmediği yerlere sağlık çalışanları gidip hizmet veriyorlar, biz SağlıkSen olarak biraz önce de söyledim; burada sıkmadığımız Sağlık-Sen çalışanın eli kalmadı. Bu çalışmamızla birlikte bize tevekkül gösterdiler. Yeterli mi, kesinlikle yeterli değil. Burada hedefimizin %80 olmasını istiyoruz; Çünkü genç dinamik bir teşkilatımız var, bizim bir fiil çalışan arkadaşlarımız, orada burada çalışan arkadaşlarımız, değil bizim yönetim kurulu üyelerimizden en zor yerlerde çalışan arkadaşlarımız var. Bir yönetim kurul üyemiz var. Yanık ünitesinde çalışır bir yönetim kurul üyemiz var. Acil de çalışan arkadaşlarımız var.
Hepside yoğun, zor işlerde çalışır. Yani bunları örneklerle gösterebiliriz ama sendikacılığı zaten bu şekilde yapmamız gerekiyor. Kayseri'de yapılmamış, Türkiye' de de yapılmamış, Türkiye genelinde 7 yıldır Kamu-Sen vardı. Kamu-Sen gitti. 28 Şubat dönemlerinde ne yaptı; Gitti beşli çetelerle oturdu, farklı alanlarla uğraştı, tabip odasının yaptığı gibi ne yapıyor o kadar hekim? Doğuda ambulanslar taşlanıyor, sağlık çalışanlarına saldırı oluyor tabip odasından bir tane açıklama yok. Tabip odası gezi eylemlerinde orada, PKK eylemlerinde orada, tabip asıl işi hekimin hakkını aramakken, farklı farklı işlerle uğraşması burada da hekimleri mağdur ediyor.
Biz soruyoruz, işte tabip odasına niye üyesiniz?
Hekimlere zorunlu olduğu için, üye oluyormuş. Burada hükümetin bir şey yapması gerekiyor. Sendikalarda zorunluluk yoktur. Gelir sağlık çalışanı üye olur. Kafası bozulduğunda istifasını verir çıkar. Tam bir demokrasi ama tabip odasında böyle bir şey yok. Zorunlu bir muayene mi açacaksın? Tabi gel, bir üye ol, üye olmadan olmuyor,Evet, bir iş yeri hekimi olacaksın tabi odasına üye olacaksan zorunlu. Şimdi sendikalara gönüllü üye olunması gerekiyor. Gönüllü üye olunca; karşı taraf çalışıyor, Kandırmazsın eğer hizmet vermiyorsan o sana üye olmaz. 12 yıllık AK parti iktidarında, 9 yıldır Kamu-Sen etkiliydi. Son 3 yılda Sağlık-Sen atağa geçti.
Üyeleriniz ile iletişiminiz nasıl?
Sosyal medyayı takip edenler görüyor. Saat 12:30 başınıza bir şey gelse, sendikanız sizi yalnız bırakmasa sever misiniz ? Yanınızda olması hoşunuza gider seversiniz. Sahiplenme oluyor. En son trafik kazamız oldu, hava şartları yüzünden gidemedik, ama bizim ciğerimiz yandı gerçekten. "Niye ben orada değilim." Dedim. Bir sendikanın başkanı olarak görevim, gitmem lazım. Bir büyüğümüz bize şöyle dedi; her toplantıda söyleriz, arkadaşlar; " bir üyeniz, bir üyenizin gözyaşı aktığında bu gözyaşını silen, siz değilseniz bu sendikacılığı bırakın." diyor. Biz bu söz ile hareket ediyoruz. Bir üyemizin başına bir şey geldiğinde, biz yoksak biz bu işi bırakalım, ben yatamadım temsilcimizi aradım Erciyes Üniversitesini. "Nerdesin?" dedim. Nöbetteyim, dedi. " Hemen aşağı in ambulansımız kaza yaptı." Dedim.
Bu sizin üyenizde ola bilir yani. Kesinlikle sağlık çalışanı; a sendika, b sendikası, c sendikası hiç önemli değil; sağlık çalışanı, kimin başına bir şey geldiyse hemen gideriz. Öncelik üyemiz ama sağlık çalışanlarını biz ayırt etmeyiz. Bizim başarımız bu, siyasi görüşüne bakmadan; hizmetlisinden profesörüne kadar. Sağlık çalışanları 724 çalışan bir meslek grubu, emniyet teşkilatı haricinde 724 çalışan bir grup var mı, yok biz neyiz, kocaman bir aileyiz, aynı kaptan yemek yiyoruz, aynı suyu içiyoruz, bizim burada yarışımız hizmet yarışı Sosyal medyada da takip edenler görüyor, biz gece 12 de 1 de sahadayız. Erciyes Üniversitesindeyiz, Eğitim Araştırma Hastanesindeyiz veya bir 112 istasyonun kapısını çalıyoruz. Konya SağlıkSen şubemizde yine bir sağlık evini çalıyor; "Ebe hanım biz Sağlık-Sen'den geliyoruz." diyorlar. Bir sıkıntınız var mı diye soruyorlar, ebe hanımda "benim bir engelli çocuğum var. Ben köydeyim daha şanlıyım belki acaba engelli çoçugu olan diğer sağlık çalışanı ne yapıyor ?" şeklinde bir talebi oldu. Bizim arkadaşlar bunu not edip bizim şube başkanımızın yanına ya böyle bir durum var ne yapabiliriz konuşuluyor .Bu konu genel merkeze gidiyor. Konu konuşuluyor o zaman bakan Hayati Yazıcı masaya yatırıyor. Sonuç olarak 1.derecen yakını olan çoluk çocuğu olan sağlık çalışanı 1 gece nöbetinden muaf, mesai bitiminden 1 saat erken çıkacak ve 1 saat geç başlayacak . Biz oturan bir sendikacı olsaydık, bu ebe hanım derdine derman olacak mıydık ?
Sağlıkta dönüşüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?
Diyabet hastalarından örnek vereyim. Diyabet hastalarının şeker ölçüm çubukları vardır.
İnanır mısın onu almak için dünya kadar kâğıt toplar Belsin de SGK yeri vardı orya bırakırdık.
Tabi onu alabilmek içinde kuyruklara girerdik. Türlü türlü eziyet çekerdik. Bir mecburiyet vardı. Çünkü bir ay sonra o ilaç bitiyor almak zorundasın. Sağlıkta dönüşüm oldu. İlacı yine doktora yazdırdık. Eczaneye gittik hemen çıkardı verdi. Hala aklımdan çıkmaz. Alışkanlık olmuş. Fotokopileri almıyor musun diyorum. Sağlıkta dönüşümde müthiş olaylar oldu. İnsanlar istediği doktora tedavi oluyor. İnsanlar istediği eczaneden ilacını alıyor. Buda yüzde 85 oranında vatandaş memnuniyeti sağladı. Bizde hükümet yetkilerimize diyoruz ki yüzde vatandaş memnuniyeti oldu da neyle nasıl oldu? Tabi ki sağlık çalışanlarıyla oldu. Onlann özverili gayretli çalışmasıyla oldu. Şuan vatandaş memnun ama personel memnun değil. Maaşlarımız düşük. İstihdam sorunumuz var. Kayseri de bahsedersek hemşire sayımız yetersiz. Bunlar kesinlikle çözülmesi gereken konular. İstihdam sorunu olunca ortaya ne çıkıyor ? Sağlıkta şiddet geçen hafta ne oldu ? Bir hasta yakını tarafından güvenlik görevlilerimiz saldırıya uğradı. 3 güvenlik görevlimiz bıçaklandı. İstihdam sorunu gibi sorunlar vatandaşa da yansıyor bu tip şiddet olayları ortaya çıkıyor.
Kayseri'de yeni bir sağlık kuruluşuna ihtiyaç var mı?
Kayserimizde ki diğer bir konuda, sağlıkta 1. Basamak sağlık kuruluşları, 2. Basamak sağlık kuruluşları, 3. Basamak sağlık kuruluşları vardır. 1. Basamak sağlık kuruluşları dediğimiz sağlık kuruluşları, sağlık ocaklarıdır. 2. Basamak devlet hastaneleridir. Kayserimizde mevcut bir devlet hastanesi yok. Öyle olunca bizde direk 3. Basamağa zıplıyoruz. Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi. Bu hastanelerimiz öncelikli hedefi nedir ? Eğitim adı üstünde Kayseri eğitim ve araştırma hastanesinin amacı eğitim. Yani daha önemli daha ağır hastalara bakması gerekir. Kayserimiz de 1. Ve 3. Basamaktan hizmet veriyoruz. Erciyes üniversitesi bu yüzden seçici davranıyor. O durumda da vatandaşlar Eğitim ve araştırma hastanesine yönlendiriliyorlar. Buda orada yoğunluğa sebebiyet veriyor. Nüfus oranlarına göre bu durumu değerlendirecek olursak örneğin önümüzdeki süreçte Talas'ın nüfusu 300 bin olması bekleniyor. Bakıyorsunuz orada bir devlet hastanesi var mı ? Yok. İldem Toki bölgesine gidelim var mı devlet hastanesi? Orada da yok. Semtsel devlet hastaneleri kurulmalı. Eğer orada böyle bir şey kurarsak hem oradaki gelişmeye öncülük etmiş oluruz. Hem de vatandaşın sağlık sorunlarını orada çözmüş oluruz. Tokiden bir hastanın ambulans ile geldiğini düşünün saat 5de 6 da. Bu trafikte hastaneye nasıl hemen ulaşır?
Kayseri'ye bir bölge hastanesi yapılıyor.
Proje ile ilgili olarak çocuk hastanesine yapılan bir eleştiri oraya da geliyor. Talas'ta oturuyorum çocuğum hastalanınca Erkilet'e gitmek zorunda kalıyorum. Çok uzak kalıyor. Şimdi bölge hastanesinde de aynısı olacak. Bölge hastanesinin yapılması istihdam acısından olumlu olacak ama vatandaşlar için olumsuz bir sonuç doğurur mu ?
Kayseri gelişmekte olan bir şehir. Baktığımız zaman esnafını almışız belirli bir noktaya koymuşuz. Belsindeki bir vatandaşın işi olunca meydana gelmek zorunda. Bizim bunu dağıtmamız gerekir. Nüfus şuan bir milyonun üzerinde yarın 2 milyon olacak. Bir bayram alışverişi düşünün herkes bankalar caddesine 27 mayısa gidiyor. Bütün Kayseri meydanda oluyor. Semtleşme yok. Bir Ankara gibi İstanbul gibi olmamız lazım. Bunlara da kamu kurumlarının öncülük etmesi lazım. Şehir hastaneleri doğru bir tercih şehir dışında da olması hem hasta için hem personel için olumlu bence ama vatandaşında grip gibi ufak rahatsızlıkları için gidebileceği devlet hastaneleri de olması gerekiyor. Proje güzel ama projeye ek olarak semtlerde devlet hastaneleri açılması gerekiyor. Maddi durumu iyi olmayan vatandaşlarımızda var. Saat 11 de iğnesi olsa onun için Eğitim ve Araştırmaya geliyor. Bizde tek gelmeyiz. Komşumuz eşimiz dostumuz olur birde yanımızda. Belediye otobüsüyle geldiğini varsaysak; Geliş gidiş 4 bilet eder günde 2 kez iğne vurulan biri için, günde 8 bilet ayda 240 bilet eder. Buda ciddi bir maliyet çıkanyor. İstihdama etkisi olacak devlet hastanesi açılması.
Yaşadığınız farklı şeyleri vatandaşlar ile paylaşma sansınız oluyor mu?
Bizler yaşadıklarımızı kitap haline getirdik. Mesela vatandaş geldi bir gün rüyamda köpek ısırdı kuduz olur muyuz demişti bana. Bu tip farklı anılarımızı yazarak Sağlık Sen üyelerimiz arasında bir yarışma yaptık. En güzellerini kitaplaştırdık. Saha araştırması yaptık. Bu saha araştırmalarımızı da kitaplaştırdık.
Deniz Postası Gazetesi