KDV uygulamasında emsal bedel ve emsal ücret!
Şükrü Kızılot Hürses Gazetesi' ndeki bugünki köşesinde KDV uygulamasında emsal bedel ve emsal ücretini kaleme aldı. Hizmet karşılığı alınan bedel, defter kayıtlarında hasılat olarak gösterilecektir...
Gelir Vergisi Kanunu' nun serbest meslek kazançları ile ilgili hükümlerinde, serbest meslek hizmetine ilişkin bedelin, meslek teşekkülünce tespit edilmiş bir tarife varsa bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamayacağına ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle, hizmet karşılığı alınan bedel, defter kayıtlarında hasılat olarak gösterilecektir.
Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 27/5. maddesinde, serbest meslek faaliyetleri için ilgili meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarife varsa, hizmet bedelinin bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, serbest meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarifenin olması ve hizmet bedelinin de tarifedeki bedelden düşük olması halinde, katma değer vergisinin tarifedeki bedel üzerinden; hizmetin bedelinin tarifedeki bedelden fazla olması durumunda ise hizmet bedeli üzerinden hesaplanması gerekmektedir. Ancak, söz konusu teşekküllerce tarife tespit edilememesi halinde serbest meslek faaliyeti karşılığında alınan bedel üzerinden KDV hesaplanacaktır." şeklinde idari görüş bildirilmiştir (1).
8- İşletmeden Aynen Çekilen Değerlerde Matrah Teşebbüs sahibi ile eşi ve çocuklarının işletmeden aynen aldıkları değerler, emsal bedeliyle değerlenir (GVK Md.41) (2). İşletmeden çekilen kıymetin işletme bünyesinde belli bir değeri vardır. Ancak, teşebbüs sahibi, eşi ve çocuklan tarafından işletmeden kıymet çekilmesi, işletme bünyesinde yapılan satış sayılmış ve satış bedelinin belirsizliği nedeniyle, emsal bedeliyle değerleme yapılması öngörülmüştür.
İşletmeden çekilen kıymetlerin değerlenmesi de, VUKun 267. maddesinde yer alan ölçüler ve sınırlamalar çerçevesinde yapılacaktır. Dolayısıyla normal olarak maddedeki sıraya uyulması, yani emsal bedelinin tespitinde önce ortalama satış fiyatı, sonra maliyet esasının uygulanması ve ancak bu usullerde tespit mümkün olmadığında, takdir esasına başvurulması gerekmektedir.
Ancak, teşebbüs sahibinin kendisi, eşi ve çocukları tarafından işletmeden gayrimenkullerin çekilmesi halinde, emsal bedelinin mutlaka takdir esasına göre belirlenmesi zorunludur. Başka bir anlatımla, işletmeden çekilecek, bina, arazi ve diğer sabit kıymetlerin emsal bedellerinin tayininde, ortalama satış ve maliyet bedeli esasına uyulmayacaktır.
Yukarıdaki açıklamalar, mükellefin kendisi, eşi ve çocuklarının dışındaki üçüncü kişilerin, işletmeden bedelsiz olarak aynen çektikleri bütün değerler bakımından da geçerlidir. Örneğin, personele menfaat sağlayacak şekilde düşük bedelle yapılan teslimlerde, KDV matrahı olarak emsal bedel esas alınacaktır.
Şükrü Kızılot/ Hürses Gazetesi