Sektörel

KDV'de yatırımın önünü açacak 12 kural!

Habertürk Gazetesi yazarı olan Rahmi Ak bugünkü yazısında KDV'de yatırımların önünü açacak, engellerden kurtaracak 12 önemli noktayı açıkladı. Ak, inşaatçı ile arsa sahibi arasında faturalaşma yapılmaması gerektiğini belirtti.

Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın son dönemlerde sık sık dile getirdiği Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklik ile ilgili önemli katkı KOTEDER'den geldi. Borsaya Kote Ortaklık Yöneticileri Derneği KOTEDER üyeleri haftalarca çalışarak yatırımların, üretimin ve ticaretin önünde engel olan KDV düzenlemelerini tespit etti. Derneğin, değiştiğinde, yatırımın, üretimin, ihracatın ve istihdamın önünü açacak 12 altın değişiklik önerisinin mihenk noktası, yatırım yapan şirketin yatırım esnasında yaptığı harcamalarda ödediği KDV yükünü uzun süre üzerinde taşımak zorunda kalması. Şirket, bu KDV'yi ancak gelecek dönemde oluşması beklenen KDV'den indirebiliyor. Bu nedenle devreden KDV'nin nakit olarak iade edilmesi isteniyor. 


HALKA AÇIK OLANIN EK YÜKÜ VAR 

12 öneriden 3'ü halka açık şirketlerle 9'u ise genel yasal düzenleme (mevzuat) ile ilgili. Bir yandan nakit anlamına gelen bu varlığın yatırımcı şirket değil de başkaları tarafından kullanılıyor olması diğer yandan tam da ihtiyaç duyulduğu anda bu kaynağın yatırımcı şirketten esirgenmesi önemli bir handikap olarak belirlenmiş. KOTEDER'in temsil ettiği sermaye piyasalarında son yıllarda görülen başta halka arzlar ve yatırımlar olmak üzere ülkeye kaynak girişini engelleyen unsurları belirlemek için yaptığı çalışmayla, üretim maliyetlerinin aşağı çekilmesi, kayıtlı ekonomiye destek olunması bakımından işlem maliyetlerinin azaltılması, rekabet eşitsizliğine neden olan vergi uygulamalarının ortadan kaldırılması hedefi gözetiliyor. KOTEDER Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Erkarakaş, varılan sonuçta mevcut yükler nedeniyle halka açılmaya olan ilginin azaldığına hatta tersine çevrildiğine dikkat çekerek şirketlerin halka açık olmaları nedeniyle yarar sağlamak bir yana ek yükler ile karşı karşıya kaldığının görüldüğünü söylüyor. Erkarakaş, KOTEDER'in örenilerinde yer alan değişikliklerin yapılması halinde yıllardır Türkiye'de sermaye piyasasının temel taşı olan halka açık şirketlerin dolaylı olarak nakit yaratma imkânına kavuşacağını, sermaye piyasasının gelişimi için özellikle de büyük şirketlerin halka açılması açısından da önemli bir teşvik unsuru olacağını kaydederek "Gelişmiş bir sermaye piyasası ise Türkiye'de yatırımların, büyümenin finansmanı açısından önemli bir görev üstlenecek, yeni ve büyük boyutlu halka arzlar uluslararası fonların ilgilerini Türkiye'ye çekecek" diyor.


EK YÜKÜMLÜLÜKLER HALKA ARZLARIN ÖNÜNDE ENGEL 

Nalan Erkarakaş halka açık şirketlerin ek yüklerine de dikkat çekiyor: "Temettü dağıtımı, mali tablo ve raporların düzenlenmesi ve kamuya duyurulması, bağımsız denetim, ilişkili taraf işlemlerini MALİYE Bakanı Naci Ağbal'ın son dönemlerde sık sık dile getirdiği Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklik ile ilgili önemli katkı KOTEDER'den geldi. Borsaya Kote Ortaklık Yöneticileri Derneği KOTEDER üyeleri haftalarca çalışarak yatırımların, üretimin ve ticaretin önünde engel olan KDV düzenlemelerini tespit etti. Derneğin, değiştiğinde, yatırımın, üretimin, ihracatın ve istihdamın önünü açacak 12 altın değişiklik önerisinin mihenk noktası, yatırım yapan şirketin yatırım esnasında yaptığı harcamalarda ödediği KDV yükünü uzun süre üzerinde taşımak zorunda kalması. Şirket, bu KDV'yi ancak gelecek dönemde oluşması beklenen KDV'den indirebiliyor. Bu nedenle devreden KDV'nin nakit olarak iade edilmesi isteniyor. 


HALKA AÇIK OLANIN EK YÜKÜ VAR 

12 öneriden 3'ü halka açık şirketlerle 9'u ise genel yasal düzenleme (mevzuat) ile ilgili. Bir yandan nakit anlamına gelen bu varlığın yatırımcı şirket değil de başkaları tarafından kullanılıyor olması diğer yandan tam da ihtiyaç duyulduğu anda bu kaynağın yatırımcı şirketten esirgenmesi önemli bir handikap olarak belirlenmiş. KOTEDER'in temsil ettiği sermaye piyasalarında son yıllarda görülen başta halka arzlar ve yatırımlar olmak üzere ülkeye kaynak girişini engelleyen unsurları belirlemek için yaptığı çalışmayla, üretim maliyetlerinin aşağı çekilmesi, kayıtlı ekonomiye destek olunması bakımından işlem maliyetlerinin azaltılması, rekabet eşitsizliğine neden olan vergi uygulamalarının ortadan kaldırılması hedefi gözetiliyor. KOTEDER Yönetim Kurulu Başkanı Nalan Erkarakaş, varılan sonuçta mevcut yükler nedeniyle halka açılmaya olan ilginin azaldığına hatta tersine çevrildiğine dikkat çekerek şirketlerin halka açık olmaları nedeniyle yarar sağlamak bir yana ek yükler ile karşı karşıya kaldığının görüldüğünü söylüyor. Erkarakaş, KOTEDER'in örenilerinde yer alan değişikliklerin yapılması halinde yıllardır Türkiye'de sermaye piyasasının temel taşı olan halka açık şirketlerin dolaylı olarak nakit yaratma imkânına kavuşacağını, sermaye piyasasının gelişimi için özellikle de büyük şirketlerin halka açılması açısından da önemli bir « teşvik unsuru olacağını kaydederek "Gelişmiş bir sermaye piyasası ise Türkiye'de yatırımların, büyümenin finansmanı açısından önemli bir görev üstlenecek, yeni ve büyük boyutlu halka arzlar uluslararası fonların ilgilerini Türkiye'ye çekecek" diyor. 


EK YÜKÜMLÜLÜKLER HALKA ARZLARIN ÖNÜNDE ENGEL 

Nalan Erkarakaş halka açık şirketlerin ek yüklerine de dikkat çekiyor: "Temettü dağıtımı, mali tablo ve raporların düzenlenmesi ve kamuya duyurulması, bağımsız denetim, ilişkili taraf işlemlerini değerleme yükümlülüğü, kurumsal yönetime ilişkin yükümlülükler, kamuyu aydınlatma yükümlülüğü, kotasyon ücretleri yanı sıra faaliyet konuları gereği tabi oldukları mevzuat açısından da ilave yükümlülükler ve tabii ki bu yükümlülükler nedeniyle farklı kurumlar tarafından yapılan denetimler faaliyet konuları gereği tabi oldukları regülasyonlarm yanı sıra sermaye piyasası , mevzuatı gereği ortaya çıkan yükümlülük ve yaptırımlar bir anlamda aşırı regülasyon, halka açık olmayı ve açıklığı hali hazırda kote şirketlere sorgulatırken yeni halka arzların önünde de önemli bir engel oluşturuyor." 


YATIRIM YAPAN KDV'Yİ UZUN SÜRE TAŞIMAMALI


1- Belli kriterleri sağlayan KDV mükelleflerine KDV iadelerinde kolaylık gösterilmesi gerekiyor. 

Bu amaçla başlatılan Hızlandırılmış iade Sistemi başarılı olmadı. Halka açık veya borsaya kote şirketler sadece beyanlarına istinaden KDV iadesi alabilmeli veya bu şirketler, başka herhangi bir kriter aranmadan indirimli teminat uygulamasından yararlanabilmeli.


2- KDV iadelerinde görülen iadenin usul ve esaslar yönünden önemli olmayan bilgi ve belge 

talepleri önlenmeli. KDV iadeleri ve KDV tevkifatları ile ilgili kurallar çok karmaşık haldedir. Bu kuralların sadeleştirilmesine ve kolay izlenebilir hale getirilmesine ihtiyaç vardır. 


3- 1 No.lu beyannamede özel bölüm açılarak, KDV sorumluluğu ile ilgili bilgiler bu bölümde gösterilerek 2 No.lu KDV Beyannamesi yürürlükten kaldırılmalı. Böylelikle devir KDV'si olan firmalara ayrıca KDV ödetilerek devir KDV büyümesine sebebiyet vermekten vazgeçilmeli. 


4- Halka açık şirketler açısından devralan KDV iade edilebilir hale getirilmeli. İade edilmeyen KDV şirketlerin kaynaklarının nemasız bir şekilde kendileri dışında kullanılıyor olması demektir ve şirketler bu durumdan çok fazla musdariptir. Bu uygulamayla KDV özellikle büyük yatırımlarda şirketlerin yatırım maliyetini artırıyor. 


5- KDV Kanunu'nda indirim hakkının aynı yıl ile sınırlanması nedeniyle vergi incelemesi, ticari anlaşmazlıklar, takvim yılı kapandıktan sonra gelen faturalar, sorumlu sıfatıyla yapılması gereken KDV tevkifatının geç yapılması veya tarhiyata uğraması gibi nedenlerle mükellefin indirim hakkı sınırlanıyor. Böylece indirim sistemi bozuluyor. 


6- Danıştay kararlarına paralel olarak inşaatçı ile arsa sahibi arasında faturalaşma yapılmamalı. Hasılat payı karşılığında arsa satışı arsa karşılığı inşaat ile aynı muameleye tabi tutulmamalı. Bu değişiklik özellikle gayrimenkul sektöründeki şirketlerin Borsaya ilgisini artırma anlamında önemli bir motivasyon olacaktır. 


7- KDV Kanunu'nda zayi mal kavramı, çalınan veya niçin ortadan kaybolduğu izah edilemeyen mallar şeklinde tanımlanmalı, böylece trafik kazası, tabi afetler, bozulma, kullanım süresinin dolması gibi nedenlerle satılamaz hale gelen malların KDV yükü, KDV mükelleflerinin üzerinde kalmamalı. 


8- Maliyetleri Türkiye'de oluşan hizmetlerin yurtdışında sunulmasının, yurtdışı hizmet değil, hizmet ihracı olduğu yönünde yasal düzenleme yapılmalıdır. 


9- Alıcı ya da satıcının bir tanesinin yurtdışında olduğu bütün hizmetlerle ilgili olarak uygulamada sorunlar bulunuyor. Bu nedenle, konu daha detaylı ve sorunları ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmeli.  


10- Serbest bölgelere ve gümrüksüz alanlara ve bu bölge ve alanlarda yapılacak tüm teslim ve hizmetler KDV'den istisna edilmelidir. 


11- Kur farkının KDV'ye tabi olmaması sağlanmalı. Ayrıca kur farkı işlemleri uygulamada birçok zorluk yaratmakta, taraflar arasında uyuşmazlıklara da sebep olmakta. 


12- KDV Kanunu'ndaki emsal bedel uygulaması gözden geçirilmeli. Bir vergi güvenlik müessesesi olarak düşünülen düzenleme uygulamada amacını aşar bir düzenleme haline geldi. Ticari hayatta gerçekliği kanıtlanan işlemlerin emsal bedel uygulaması adı altında daha ağır vergi yüküne tabi tutulması doğru değildir.




Rahmi AK/Habertürk