Kentsel Dönüşüm

Kendin yık-yap modeliyle binlerce bina hızlıca dönüşecek!

Anahtar Proje Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kökbudak, dönüşüm yasasının üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen kentlerin yenilenemediğini anlatarak, kendin yık - yap modelinin süreci hızlandıracağını vurguladı.

Yasanın çıkmasına ve birçok teşvik verilmesine rağmen vatandaş ile müteahhitlerin anlaşamaması nedeniyle kentsel dönüşümde bir türlü istenen sonuçlar alınamıyor. Süreç tıkanırken dönüşümün önünü açacak modeller üzerinde duruluyor.  Bu modellerden en önemlisi ise kendin yık-yap olarak gösteriliyor.


Anahtar Proje Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kökbudak, dönüşüm yasasının üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen kentlerin yenilenemediğini anlatarak, kendin yık-yap modelinin süreci hızlandıracağını vurguladı. Kökbudak, kat karşılığında yaşanan sıkıntılar, emsallerin arttırılamaması ve hak sahiplerinin dairelerinin küçülmesi gibi nedenlerle klasik dönüşümün önünün tıkandığını söyledi. Kendin yık-yap modeliyle tüm bu sıkıntıların ortadan kalkacağını ifade eden Kökbudak, “İstanbul’un birçok bölgesinde emsaller artmıyor. Bu da müteahhitlerin dönüşüme başlamasının önünü kesiyor. Emsaller artsa bile rant kavgası ve güvensizlik yaşanıyor” dedi.


Kökbudak, Bağdat Caddesi ve Nişantaşı gibi bölgelerde vatandaşların binalarını yenileyecek müteahhit bulamadığını anlatarak, “Bölgedeki müteahhitlerin ellerinde onlarca proje var. Buralara yeni giren firmalar ise tanınmadığı için bazı güvensizlikler yaşanabiliyor. Bu durumda kendin yık-yap modeli devreye girebilir” diye konuştu.


Yasa krediyle destekliyor


Murat Kökbudak, kentsel dönüşüm yasasının kendin yık-yap modelini desteklediğini anlatarak, yasa kapsamında binasını kendisinin yenilemek isteyenlere 100 bin liraya kadar kredi verildiğini aktardı. Bu kredinin 10 yıl vadelendirildiğini ve faiz desteğiyle hak sahiplerine sunulduğunu kaydeden Kökbudak, “Emsal artışı olmayan ya da evlerini kat karşılığını vermek istemeyenler için kullanılacak bu krediyle binalar hızlıca dönüşebilecek” diye konuştu.


Murat Kökbudak, 100 metrekarelik bir dairenin inşaat maliyetinin metrekaresinin 1000 liradan 100 bin liraya denk geldiğini ifade ederek, kullanılacak krediyle hak sahiplerinin kendi dairelerini yapabileceğini söyledi.


‘Süreci hızlandırıyoruz’

Murat Kökbudak, kendin yık-yap modelinin kentsel dönüşümün önünü açabileceğini ama burada aracı kurumların devreye girmesinin şart olduğunu anlatarak, şunları söyledi:


“Kentsel dönüşüm kolay bir süreç değil. Anlaşmaların yapılması, hukuki danışmanlık, projenin hazırlanması, kredi sağlanması, müteahhit bulunması ve denetim gibi unsurlar uzmanlık gerektiriyor. Burada biz de Anahtar Proje olarak tüm bu süreçleri hızlıca çözüyoruz ve dönüşümü hızlıca hayata geçiriyoruz. Aksi durumda hak sahiplerinin kendi başlarına bu işleri yapması mümkün değil.”


Yerinde dönüşüm olur


Murat Kökbudak, kendin yık-yap modelinin en önemli avantajının vatandaşa yerinde dönüşüm olanağı sunduğunu anlatarak, hak sahiplerinin bina yenilendikten sonra da aynı kat ve cephede yaşamaya devam edebileceğini kaydetti. Modelin bir başka artısının ise daire metrekarelerinin aynı kalmasını gösteren Kökbudak, “Kat karşılığı modelinde hak sahiplerinin daireleri önemli oranda küçülüyor. Kendin yık-yap modelinde ise daire büyüklükleri aynı kalabiliyor” dedi.


Kökbudak, dönüşümde şerefiye değerinin önemli olduğunu ve dairelerin fiyatlarının buna göre belirleneceğini vurgulayarak, “SPK lisanslı değerleme şirketleriyle çalışıyoruz. Dairelerin değer tespiti de net bir şekilde ortaya çıkıyor ve kimsenin kafasında soru işareti kalmıyor” diye konuştu.    


Binlerce bina yenilenebilir


Murat Kökbudak, kentsel dönüşümün tıkanması nedeniyle binaların dönüşemediğini ve bunun Fikirtepe’de yaşandığını anlatarak, şunları söyledi: “Fikirtepe’de uzun süredir sorunlar yaşandı. Fakat Bakanlık devreye girerek, sorunları ortadan kaldırdı. Ancak uzun bir süre kaydedildi. Kendin yık-yap modeliyle kat maliklerinin rızasıyla, rant kavgası olmadan çok kısa sürede binlerce bina dönüşebilir ve insanlar depreme dayanıklı konutlarda güven içinde yaşayabilir.”