Kentsel Dönüşüm

Kentleşmede insan boyutu unutuluyor!

Antalya Kent Konseyinde 'Kent ve Adalet' konulu bir konferans veren Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, kentlerin yapılaşmasında insan faktörünün göz ardı edilmekte olduğunu söyledi.

Antalya Kent Konseyi'nin geçtiğimiz yıl başlattığı "Kent Konferansları" dizisinin bu ayki konuğu Akdeniz Universitesi'nden Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç oldu. Yoğun bir katılımınolduğu ve yaklaşık iki saat süren konferans boyunca 'Kent ve Adalet" konusunda bir sunum yapan Prof. Dr. Kılıç, kent mimarisinde sadece fiziksel değil, metafiziksel ihtiyaçların da karşılanmasına yönelik planlamaların dikkate alınması gerektiğini belirterek, ancak bugün gelinen noktada bu felsefenin göz ardı edilerek, insan boyutunun unutulmakta olduğunu söyledi.Moderatörlüğünii Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt'un yaptığı konferansta "Kent ve Adalet" konusundaki sunumu ilgiyle izlenen Prof. Dr. Muharrem Kılıç, bireylerin mutluluğunun sağlanamadığı kentlerin mutluluğununda temin edilemeyeceğini belirterek, "Kentleşmenin ve mimarinin maalesef günümüzde rant felsefesine göre gittiğini görüyoruz. 

Kalabalıklaşan toplumsal yapılar bir anlamda yalnızlaşıyorlar. 


Kentsel adaletin temini adına en kritik noktalardan bir tanesi rasyonelize edilmiş bir planlama ile farklılıkların ve çeşitliliklerin göz ardı edilmesi söz konusu. Yani homojenize ediyorsunuz. 

Oysa farklılıkları, çeşitlilikleri ile kent hetorojen bir yapıdır. Kenti karakterize den de budur. Onun için bu çeşitliliklerin ihtiyaçları göz önünde bulundurulması gerekiyor" dedi. 


Antalya'da suç oranı yüksek 


Sunumunda 'Kent-Suç İlişkileri'nede değinen Prof. Dr. Muharrem Kılıç. Antalya'nın yüzde 9.34 ile Türkiye'de en yüksek suç oranına sahip bir il olduğunu, buna neden olan etkenin ise hetorojenlik ve kalabalık yapının gelmekte olduğunu vurguladı. 

Hetorojenin bir taraftan çoğulculuğu, çeşitliliği ifade eden olumlu bir özellik olmakla birlikte, bir taraftan da gerçekten başa çıkılması zor suç tipleri üretmekte olduğunu ifade eden Prof. DR. Kılıç. "Sosyolojik anlamda bunu var eden şey sosyal kontrolün zayıf oluşudur. Eğer kamu güvenliği gerçekten temin edilemiyorsa söz konusu zenginlik ve servetin beraberinde bazı suç tipleri de ortaya çıkmaktadır. Kentin soysal, fiziksel imkanlarının paylaşımındaki dengesizlik, adaletsizliği beraberinde getirdiği bir suç durumunun ortaya çıkmasına da neden olmaktadır" diye konuştu.Çevre kirliliği, yoğun trafik, ulaşım sorunu, ekonomik problem, geçim kaygısı, işsizlik, yüksek hizmet maliyetleri gibi durumların bir anlamda psikolojik bir travmayaratarak. olumsuz etkilere yol açtığını, bunun da bir şiddet eğilimi ve suç oranını arttırdığını ifade eden Prof. Dr. Muharrem Kılıç, "Kentte tüketimin özendirilmesi ve reklamların çekiciliği de bir ruhsal dengesizlik yaratıyor. Tüketen ile tüketim dışı kalan arasında önemli bir uçurum oluşmakta, kentsel dönüşüm sorununa dayalı şiddet eğilimleri ağırlık kazanmaktadır" değerlendirmesini yaptı.Günümüzde büyük kentlerde uygulanmakta olan Kentsel Dönüşüm Projelerinin, sosyolojik boyutuyla da ele alınması gerektiğini, ancak bu konunun göz ardı edilmekte olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıç şöyle konuştu "Kentsel dönüşüm projeleri, rant bölgeleri kulağa çok cazip geliyor. Özellikle bu rant konusu gerçekten büyük bir fecaat. Özellikle de kentin imkanlarının adil paylaşımı noktasında biiyük bir fecaat. Büyük kentlerde bunun olduğunu görüyoruz ve bu ne yazık ki siyasal irade, yönetsel iradenin de eşlik ettiği, teşvik ettiği bir bağlamla ortaya çıkıyor. Bu çok tehlikeli bir boyuta gidiyor. Temel hedef rant olunca, medeniyetin merkezi olarak gördüğümüz insan odaklı hizmet anlayışı ortadan kalkıyor. İnsan ihtiyaçları ortadan kalkıyor. Doğal alanlara bir yığılma oluyor. Bu da kentsel imkanların paylaşımında adaletsizlik yaratıyor." 


Antalya Beyaz