Köşe yazıları

Kentsel dönüşüm 81 ilde yaygınlaştırılmalı!

İzmir’de yaşanan deprem sonrasında ülke genelinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları yeniden gündem oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum; kentsel dönüşümün 81 ile yaygınlaştırılması gerektiğini dile getirerek, dönüşüm çalışmalarının önemine vurgu yaptı.

30 Ekim'de meydana gelen İzmir depreminde çok sayıda binanın enkaz olması, kentsel dönüşümün önemini bir kez daha hatırlattı. Her konuşmasında kentsel dönüşüm çalışmalarının önemine vurgu yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum,  Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Abdullah Karakuş'a ülke genelinde yürütülen çalışmaları anlattı. İşte Abdullah Karakuş'un o yazısı...

Deprem Türkiye gerçeği.

Yeni depremler olmadan önlemleri almamız gerekiyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile birlikte İzmir’deydim geçen hafta.

Depremde yıkılan binalardan Rıza Bey Apartmanı’nın olduğu alana gittik. Ayrıca enkaz kaldırma çalışmaları süren Barış ve Cumhuriyet sitelerinin olduğu alanda dolaştık.

Bakan Kurum hem İzmir için yapılanları ve yapılacakları anlattı hem de 81 ile deprem uyarısı ve çağrısı yaptı. Depremi sadece binalar yıkılınca hatırlamamak gerektiğini belirten Kurum, “Türkiye ciddi bir deprem tehdidi ile karşı karşıya. Dönüşümü 81 ilde yaygınlaştırmamız lazım. Geç olmadan bu sürece ilişkin adımlarımızı atmamız lazım. Yani ‘Şu ilimizde deprem oldu. Enkaz altında şu kadar vatandaşımız var’ demeyelim. Binalarımızı sağlam hale getirelim, güçlendirelim. Riskli binalarda oturmayalım. Biz her türlü desteği veriyoruz. Geç olmadan da bu süreçte konutlarımızı dönüştürelim.

Aynı acıları bir daha yaşamamalıyız” dedi.

Kurum Milliyet’in İzmir’de sorularını şöyle yanıtladı:

1.Deprem sonrası İzmir’e yönelik neler yapıyorsunuz? 

Devlet tüm kurumlarıyla İzmir için seferber oldu. Yaraları sarmak için gece gündüz çalışıyoruz.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığımız en geç bir ay içerisinde konutların inşasına başlayacak. Bir yıl içerisinde de sağlam konutlarımızı inşallah vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Rezerv alan, İzmir Şehir Hastanemizin hemen yanında yer alan 1 milyon 300 bin metrekarelik bir alan. Bu alanda ilk etapta 3 bin konut planlıyoruz, zemin artı 4 katı, 5 katı geçmeyecek şekliyle bir projelendirme yaptık. İçinde millet bahçeleri ile bisiklet ve yürüyüş yolları, camisi, okulu, aile sağlık merkezi, hizmet alanları ile hakikaten örnek bir şehircilik anlayışıyla bu projelendirme çalışmasını yapıyoruz. Hem yerinde hem rezerv alanda konutlarımızı üreterek, hızlı bir şekilde depremde hasar gören vatandaşlarımızın sıcak yuvalarının inşasını gerçekleştiriyor olacağız.

2.Türkiye deprem kuşağında. Depreme hazırlık nasıl olmalı? 

Depremi sadece binalar yıkıldığında hatırlamamamız gerekiyor. Depremle ilgili baktığımızda riskli diyebileceğimiz binalar var. 1.5 milyon acil dönüştürülmesi gereken konut olarak tespiti yaptık. 5 yıl içerisinde 1.5 milyon acil konutu dönüşümünü sağlamak üzere bir hedef koyduk. 81 ilimize ‘deprem ve kentsel dönüşümle ilgili master planınızı hazırlayın’ dedik. 2019’da yazdık bunu. Ve belediyelere ‘ilinizde ne kadar riskli yapı varsa acilen dönüşmesi gereken alan varsa bunların tespitlerini yapın. Gelin birlikte bir yol haritası çizelim. Bu yol haritası bakanlık olarak bize ne düşüyorsa şehirlerimize destek verelim’ dedik. Gönderen belediyeler oldu, eksik olan belediyeler var. Neticede her şehrin bu çalışmaya yapması zorunlu. Yapmak zorundalar. Bu çerçevede vatandaşlarımız da kendi binalarına ilişkin riskli binaların tespitlerini çok basit yöntemler var. Bizim yetkilendirdiğimiz kuruluşlarca gidip bunu yaptırabilirler. İşte görüyoruz enkaz altında yakınlarını arayanlar, çocuklarını kaybedenler, kardeşini, kızını, eşini kaybedenler. Bu acıları yaşamamak için bir kere binamızın riskli durumunu öğrenmemiz lazım. Bu olmazsa olmaz. Dolayısıyla tüm Türkiye’de buna ilişkin koymuş olduğumuz hedefler çalışmanın aslında bizim yapacağımız dönüşümün alt yapısı olacaktır. Bu çalışmayı yaptığı zaman biz o zaman şehirde nasıl bir dönüşüm yapılması gerektiğini o ilin yerel yönetimleriyle sivil toplum örgütleriyle milletvekilleriyle ki bu işin siyaseti olmaz. Yani burada hep birlikte bu süreci ortak bir akılla yürütmek zorundayız. Şu anki kanunlar yönetmelikler binalarımızın dönüşümüne imkân veriyor. ‘Yeni bir kanun çıksın yeni bir düzenleme yapılsın, yok şu kanun çıksın yok bu kanun çıksın’ diyenler var.

3.Yeni deprem yasasına gerek var mı? 

Mevcuttaki yasalar hep belediyelerin dönüşümü ile ilgili hem bakanlığımızın 6306 sayılı kanunu dönüşümü yapabilmeye imkân veriyor. Burada asıl olan istektir. Vatandaşlarımızın bu noktadaki isteğidir. Yerel yönetimlerimizin projelere desteğidir. Diğer taraftan da biz de bakanlık olarak hem projelendirme, planlama, kira yardımı, taşınma yardımı süreçlere verilecek yapım desteği gibi birçok desteği zaten bugüne kadar verdik, inşallah bundan sonraki süreçte de vereceğiz. 15 milyar lirayı aştı bizim kentsel dönüşümde kira yardımı, taşınma yardımı, kamulaştırma ödeneği. Bugüne kadar 1 milyon 350 bin konutun dönüşümünü sağladık. TOKİ ile 970 bin bağımsız bölüme ulaştık. Yani yaptığımız bu sosyal konutlar bir şekilde sağlam binalarda insanlarımızın oturmasını sağlıyor. Ve alt gelir grubu. Yani ev alabilme imkânı kısıtlı vatandaşlarımız için yapılmış projeler. Bu çerçevede herkesin tüm katılımcıların olaya bu gözle bakması lazım. Biz hep şunu söylüyoruz: hızlı, gönüllü ve yerinde diyoruz. Üç ana prensibimiz var. Bu işi hızlı yapmak zorundayız. Vatandaşın rızası yapmak zorundayız ki süreçte bir olumsuzluk olmasın. Yerinde yapmak da önemli. Yerinde yaptığınız zaman insanlar o hatıralarını anılarını yine bırakmak istemiyorlar.

4.81 ile çağrınız ne olacak? 

Türkiye ciddi bir deprem tehdidi ile karşı karşıya. Dönüşümü 81 ilde yaygınlaştırmamız lazım. Belediyeler, vatandaş ve biz işin bir parçasıyız. Geç olmadan bu sürece ilişkin adımlarımızı atmamız lazım. ‘Şu ilimizde şu şiddette deprem oldu. Enkaz altında şu kadar vatandaşımız var’ demeyelim. Binalarımızı sağlam hale getirelim, güçlendirelim. Riskli binalarda oturmayalım. Gelsinler riskli bina tespitini yaptırsınlar. Bu zor bir iş değil. Biz her türlü desteği veriyoruz. Riskli görülen binalarda da oturmamak. Benim ilk çağrım bu. Yani Türkiye’de konut stoku ile ilgili envanterle ilgili bir sorun yok. Sağlam konutlara vatandaşlarımız taşınabilir. Ve bu süreçte kendi binalarına ilişkin de bizlerin de destekleriyle geçebilir. Geç olmadan da bu süreçte konutlarımızı dönüştürelim diyoruz.

5.Elazığ depreminden sonra bölgede uzun süre kaldınız. İzmir’de ne kadar kalacaksınız? 

İşimiz bitene kadar buradayız. Sayın Cumhurbaşkanımız da işin başından beri ‘vatandaşlarımızın hiç bir eksiği olmasın, tüm eksikleri giderilsin’ talimatını bütün bakanlarımıza verdiler. Biz de kendi üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Bitene kadar da inşallah bu süreci yürüteceğiz. Belediyelerimizle bir araya geleceğiz. Onlarla İzmir’in dönüşümüne ilişkin katkıları, bizim vereceğimiz destekleri, onların taleplerini dinleyeceğiz. Ve yine depremden etkilenen alanlara ilişkin istişarelerimizi burada yapıyor olacağız. Büyükşehir Belediye Başkanımızı koordinasyon toplantılarına hep çağırıyoruz. Olması gereken süreci birlikte konuşuyoruz. Zaten AFAD koordinasyonunda arama kurtarma, yardım, beslenme, gıda ve ulaşım gibi ihtiyaçları koordine ediyoruz. Büyükşehir Belediyemiz de üzerine düşen görevleri bu kapsamda yapmaya gayret gösteriyor.

6.Türkiye’deki deprem gerçeğine yönelik uyarılarınız nasıl olacak?Kentsel dönüşüm terörle mücadele kadar önemli. Bugün nasıl İzmir’de bir, beraber olduysak Elazığ’da, Malatya’da beraber olduysak tüm Türkiye kentsel dönüşümde de siyasi bir kaygı gözetmeden, gelecek kaygısı gözetmeden kentsel dönüşümü kararlı bir şekilde yürütmek durumundayız.

 

Binalarımızı güvenli hale getirmek zorundayız. Biz bakanlık olarak verilmesi gereken her türlü desteği vermeye hazırız. Vatandaşımızda bu noktada daha hızlı hareket etmeli, beklentimiz budur. Bunun dışında açıkçası aynı acıları bir daha yaşamamalıyız. İnanın çok zor bir süreç. Burada yakınlarını kaybedenlerle bir aradayız. Onların duygularına ortak olmaya çalışıyoruz. Allah kimsenin başına vermesin.

7.Türkiye’nin her yerinden yardım geldi. Birlik ve beraberliğe yönelik neler söyleyeceksiniz? 

1933 Erzincan depreminde 30 bin vatandaşımız hayatını kaybediyor. Enkaza bile ulaşılamıyor. Günlerce vatandaşlarımızdan haber alamadığımız bir deprem yaşanıyor. O zaman bölgenin savcısı cezaevinin kapılarını açıp mahkûmlara ‘sizi kurtarma çalışmalarına gönderiyorum. Ama hiç biriniz kaçmayacaksınız. Her akşam vazifenizi yapıp buraya geri döneceksiniz’ demiş. Mahkûmlar sözlerini tutup her akşam cezaevine geri dönüyor. Deprem sonrası özel bir af çıkarılmış ve mahkûmlar serbest bırakılmış. Mayası böyle asil böyle güzel insanlar topluluğuyuz. Bu birliğimiz beraberliğimiz olduğu sürece biz Türkiyeyiz. Dolayısıyla bu birlik beraberlik bizim için her noktada önemli. Depremde de önemli kentsel dönüşüm de de önemli. Uluslararası anlamda da önemli. Bu anlayıştan hiç bir zaman ulaşmadan buradaki çalışmalarımızı yürütüyoruz. Tüm belediyelerimizden, sivil toplum örgütlerimizden destek geldi. Sağ olsunlar çalışmalara katkı sağladılar. 

8.Devlet millet kaynaşması bu depremde daha iyiydi. Siz neler söyleyeceksiniz? 

Biz ilk günden itibaren sağ olsun tüm İzmirli vatandaşlarımızla o birlik ve beraberliği koruyoruz. Bu çerçevede çalışmalar yürütülüyor. Herkes işin bir ucundan tutuyor. Yani burada bir afet var. Neticede bir deprem meydana geldi ve binalarımız hasar gördü. O yüzden ben şunu gördüm. Tüm vatandaşlarımız bize bu konuda yardımcı oluyorlar, destek oluyorlar. Devletimizin bu noktada yanındalar. Biz de olması gerekeni, bütün ekiple yapılması gerekeni tüm çalışmaları yaparak onlara destek olmaya gayret gösteriyoruz. Çalışmamız, anlayışımız bu yönde devam ediyor. İnşallah buradan uzaklaşmadan işin sonuna kadar burada yol haritası, inşaatların yapılacağı yerler, projeler netleşmeden de onları yalnız bırakmayacağız. Söz verdiğimiz gibi de 1 yıl içerisinde tamamlamayı planlıyoruz. Yerinde yapacağız konutlarımız zemin artı 5’i geçmeyecek. Hem yerinde hem de rezerv alanında yaparak onları bir seçenek tercihi sunmuş olacağız. Rezerv alanında da örnek bir proje yapacağız. Tüm Türkiye’de risk alanlarımızı dönüştürmek için koyduğumuz hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dönüşümü 81 ilde yaygınlaştırmamız lazım. 

İzmir'de 81 bin 187 bina ve 460 bin 506 bağımsız bölümde hasar tespiti yapıldı!

İzmir'de acil yıkılacak, ağır hasarlı ve yıkık bina sayımız 342!

İzmir'deki binalar 1 yılda tamamlanacak!