24 / 12 / 2024

Kentsel dönüşüm gecekondu alanlarına önem kazandırdı!

Kentsel dönüşüm gecekondu alanlarına önem kazandırdı!

'Kentsel Dönüşüm' yoluyla gerçekleştirilen yapılaşma uygulamalarında ise; gecekondu ve kaçak kentleşme alanları, kamu arazileri sermayenin yeni yatırım alanları olarak önem kazanmıştır.



TMMOB Mimarlar Odası  Adana  Şubesi'nin "Kentlerimizin Yaşam Kalitesi ve Adana" konulu panel yapıldı. Dünya'da ve Türkiye'de kent yaşam kalitesinin tartışıldığı panele belediye başkanlarının katılmaması damgasını vurdu. 


Seyhan Otelin'de gerçekleştirilen panelin açılışında konuşan Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, kentleri yaşanılır kılan, yaşam kalitesini yükselten, yaşayanları mutlu eden kriterler bulunduğuna dikkat çekti. Kamışlı, kentin korunan ve yaşatılan tarihî mimarisi, çağı yansıtan yapıları, insanca ve etkin ulaşım sistemi, yürüme ve bisiklet yolu ağları, yeşil alanlar, buluşma yerleri, meydanlar gibi öğeler olduğuna vurgu yaptı, kentlere bakıldığında insanın içini acıtan, gelecek için karamsar olunmasına yol açan manzaralarla karşılaşıldığını, gözlenen keşmekeşliklerin kentin sosyal hayatına olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu dile getirdi. 


Bülent Tuna'nın oturum Başkanlığını yaptığı oturumda konuşan dünyaca ünlü mimar Prof. Dr. Ruşen Keleş, dünyada ve Türkiye'de kentlerdeki yaşam kalitesi ile ilgili görüşlerini paylaştı, Adana'ya her geldiğinde olumsuzlukların arttığını gözlemlediğini ve üzüldüğünü belirtti. Keleş şunları söyledi: "Günümüzün en önemli kentleşme sorunu olan yaşam kalitesini, yaşam niteliği olarak bilinen bu sorunu toplumun genel refahı olarak nitelendirmek doğru olur. Yaşam kalitesinin üç önemli özelliği vardır. Birincisi, ülkedeki yaşam kalitesinden daha fazla bireylerin yaşam kalitesini yükseltmektir, ikincisi, yaşam kalitesi çok boyutlu özelliğe sahiptir. Barınma koşulları, eğitim, istihdam, çalışma, yaşama ilişkileri dengesi, kamu hizmetlerine ulaşma niteliği de ön koşuldur. Üçüncü özelliği ise yaşam kalitesinin ekonomik koşullarla zaman zaman özdeşleştirilmek istenilmesiyle karşımıza çıkar. 

Adana gibi kentleşme hızının son derece sağlıksız yürüdüğü kentlerde yaşam kalitesini yükseltecek faktörlerin büyük önemi vardır. 


Baskılar, yaşam kalitesini en direk veya direk olarak etkiler. Kimi zaman siyasal gerginliğe dahi sebep olan bu etkiye dikkat çekmek isterim. Yeryüzü tektir ama Dünya tek değildir. Evet, sadece bir tek yeryüzü vardır. Çünkü Dünya tek değil, çok ulus var. Her ulusun menfaat çatışmalarından kaynaklanan kentsel yaşam kalitesi ile karşı karşıyayız. İklim değişikliği gibi önemli bir sözleşmeye ABD'nin taraf olmaktan kaçınması bunun bir işaretidir. Yaşam kalitesi insanların kültürlerinden ayrı düşünülemez. Birbirlerini etkileyen kavramlardır bunlar. 


Emeğin karşılığı ücrettir, sermayenin karşılığı faizdir. Teşebbüsün karşılığı kardır. Toprağın karşılığı kiradır, ranttır. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki her düzeyde varsa da yoksa da rant olarak kentsel yaşam kalitesinde bakış açısı ile özdeşleştirilmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Her gelişimde Adana'yı yaşanabilirlik anlamda geriye gittiğini gördüm ve bundan üzüntü duydum. 


Adana'yı yakından ilgilendiren sığınmacılar konusuna değinmek istiyorum. 2,5 milyonun üzerindeki sığınmacıları 'kardeşimizdir diyerek' bağrına basmaya Türkiye elverişli midir? Bu kentsel yaşam kalitesine olumsuz etkileri vardır. 


Ekonomi ve asayiş dahil olumsuzluğu yaşadığımız bir gerçektir. Bu sorunun çözümünde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim ışığı altında halkımızın da kentsel yaşam kalitesini artırmak noktasında bilinçlendirmekle olacaktır." 


TMMOB Mimarlar Odası Genel Sekreteri Ö.Fikret Oğuz, kentsel ve kırsal alanlardaki yapılı çevrenin sağlıklı ve kamu yararını gözeten politikalar çerçevesinde üretilmesinin ve sürekliliğinin sağlanmasının mimarlar odasının, mimarların, kamu yönetiminin, yerel yönetimlerin, ilgili kesimlerin ve kurumların, ülke adına orak sorumluluğu olduğu inancını dile getirdi. Oğuz şöyle konuştu: "Küreselleşme ile birlikte, ülkemizde ve dünyada kentler hızla, üretimin örgütlendiği mekanlara dönüştürülmeye başlanmış ve kentin kendisi bir tüketim metası olarak sunulmaya başlanmıştır. Bu dönüşüm, iktidarların ekonomik istikrar söylemleriyle tüm doğal, kültürel ve tarihi alanlarda yapılaşmanın önünü açmış, yereli yok saymış kentsel ve kırsal çevre sorunları hızla artmış ve artmaya devam etmektedir. 


Bu bağlamda, küresel sermayenin kentsel alanlara girmesinin yarattığı dinamiklere uygun olarak; finansa, iletişime ve ulaşıma ilişkin altyapının geliştirilmesine, lüks barınma, konaklama ve eğlence tesislerinin kurulmasına öncelik verildiğini görüyoruz. 'Kentsel Dönüşüm' yoluyla gerçekleştirilen yapılaşma uygulamalarında ise; gecekondu ve kaçak kentleşme alanları, kamu arazileri sermayenin yeni yatırım alanları olarak önem kazanmıştır. 


Adana Ekspres



Geri Dön