Kentsel dönüşüm müteahhitlerin eline bırakılamayacak kadar önemli! Şehirler nasıl dönüşmeli?
Şehir-Bölge Plancısı ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Mete Gülbaş, kentsel dönüşüm ve depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Kentsel dönüşüm müteahhitlerin eline bırakılamayacak kadar önemli! Peki şehirler nasıl dönüşmeli? İmar ve yönetmeliklere aykırı bina inşasının en büyük sebep olduğuna dikkat çeken Mete Gülbaş, yanlış yapılan kentsel dönüşüm uygulamalarıyla yeni binaların da riskli olduğunu belirtti
Gülay Güner ile Finans programına katılan Şehir ve Bölge Plancısı Mete Gülbaş, depremde binaların yıkılma nedenleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. İmar ve yönetmeliklere aykırı bina inşasının en büyük sebep olduğuna dikkat çeken Mete Gülbaş, yanlış yapılan kentsel dönüşüm uygulamalarıyla yeni binaların da riskli olduğunu belirtti.
Gülbaş, kentsel dönüşüm kapsamına alınan binalardaki hak sahiplerinin yararlanabileceği uygulamalarla ilgili de konuştu.
6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen iki depremden sonra yapı güvenliği ve mevcut bina stoğunun durumu yeniden tartışmalara açıldı.
Gülay Güner ile Finans programına katılan Şehir-Bölge Plancısı ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Mete Gülbaş, depremlerde binaların yıkılma nedeni ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İşte ayrıntılar...
Şehir-Bölge Plancısı ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Mete Gülbaş, Türkiye’de temel sorunlardan birinin inşaat için yanlış yer seçimi olduğuna dikkat çekti ve "Özellikle 1950 yılından sonra hızlı kentleşme planlamanın önüne geçti, yanlış yer seçimi doğal felaketlerin ve yıkımların başlıca nedeni oldu. Bursa ve Mardin gibi şehirlere baktığımızda insanların dağlara ve yamaçlara doğru yerleştiklerini, ovaları, vadileri, dere kenarlarını boş bıraktıklarını görüyoruz" açıklamasında bulundu.
Bugün şehir planlarına bakıldığında; ısrarla ovalara, verimli bahçelere, zeytinlik alanlarına yerleşimin sürdürüldüğünü vurgulayan Mete Gülbaş, açıklamasında "Binanın yanı sıra alüvyon zemin, fay hattı gibi yanlış yer seçimi sonrası bu zeminler üzerine inşa edilen denetimsiz yapılara can kayıplarına neden oluyor" ifadelerine yer verdi.
Var olan imar planlarına yapılan müdahalenin de altını çizen Mete Gülbaş, imar planlarının şehrin geleceği gözetilerek 20-30 senelik öngörülerle yapılması gerektiğinin altını çizdi. Konuya ilişkin "Nazım imar planı ya da uygulama imar planlarının ihtiyaca cevap veremediği durumlarda plan bütünlüğü ve şehircilik ilkeleri doğrultusunda tadilatlar yapılabilir. Ancak siyasiler ve şehrin güç odakları tarafından parsel bazında ranta dönük yapılan plan tadilatları ile imar planına müdahale ediliyor" diye konuşan Gülbaş, imar planında okul alanı olan bir yerin, 10 kat konut alanına çevrilmesi halinde, yan parsel için emsal teşkil ettiğine ve bu durumun diğer parsellere de siyaret ederek planın bütünlüğünü bozduğuna vurgu yaptı.
Denetimsizliğin başlıca problemlerden olduğuna dikkat çeken Mete Gülbaş, geçmişteki hataların günümüzde de tekrarlandığının altını çizdi ve "1999 Gölcük depreminden önce yapı denetimi olmadığından yapılar maalesef denetlenemiyordu. Denetimsizlikten doğan aksaklıkları gidermek, sorumlularını cezalandırmak ve mağdur durumdakilerin kayıplarını hukuki yollarla karşılayabilmek için yeni bir yasal düzenleme yapılmış ve 2001 yılında 4708 sayılı kanun yürürlüğe alındı" ifadelerini kullandı.
2000'den önce yapı denetiminin olmaması sebebiyle, binanın sağlamlığının tamamen müteahhitlerin, kalfaların ve işçilerin inisiyatifinde olduğuna dikkat çeken Gülbaş, açıklamasında "1999 Depremleri sonrasında yürürlüğe giren ve 2018 yılında güncellenen Türkiye Deprem Bina Yönetmeliği`ne göre inşa edilmiş olması beklenen yapıların da en son Maraş, Hatay bölgesinde meydana gelen depremlerde yıkılması, uygulamaların ve denetimlerin zayıf olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
Denetimsizliğin yanında var olan binaların tamiratlarının da bilinçsiz olarak yapıldığına vurgu yapan Gülbaş, "Yapılarda yapılan incelemede iskandan sonra bazı duvarların kaldırıldığı, ilave kat yay da çıkmalar olduğu, kolonların kesildiği, kolon ve kirişlerin kırılarak veya delinerek tesisat boruları, elektrik kabloları geçirildiği, statik projeden aykırı kolon kaydırması veya kolon küçültmesi yapıldığı gibi mal sahiplerinin ve işçilerin bilgisizliğinden ve cezai sorumlulukları olmamasından dolayı binaların yıkım riskini arttırdığı görüldü" şeklinde konuştu.
İmar affı hatalar oluşturdu
Cumhuriyet tarihi boyunca 20’yi aşkın imar affının çıktığına dikkat çeken Mete Gülbaş, her imar affının insan güvenliğine aykırı yapıların çoğalmasına ve şehirleşmesinin bozulmasına neden olduğunu aktardı.
Konuya ilişkin "Bu imar afları ilk başta gecekondu sayısının artışına, sonraki yıllarda ise imar mevzuatına aykırı yapıların artmasına sebep oldu. Türkiye, üst üste çıkarılan imar affı yasalarıyla yaratılan, ‘nasıl olsa imar gelir’ anlayışı ile ilk başlarda gecekondulaşmayı, son yıllarda da imarlı alanlardaki mevzuata aykırı yapılaşmayı toplum gözünde meşrulaştırdı" değerlendirmesinde bulunan Gülbaş, imar barışlarının, topluma verilen telafisi olmayan zararlara yetmediği gibi, yürürlükteki mevzuatı yetersiz ve geçersizleştirerek, yasakları çiğneyenleri ödüllendirmek anlamına geldiğinin altını çizdi.
Gülbaş, açıklamasında "Geçmişten beri oy potansiyeli olarak görülen gecekondu bölgelerinin talepleri doğrultusunda çıkarılan af yasaları, kısa süreli çözüm gibi görünse de esasında büyük bir sorunun geçici bir süreliğine üzerini örtme ve bundan faydalanma anlamını taşıdı" ifadelerine yer vererek, tüm imar barışlarının son olmak üzere çıkarıldığına ancak her affın kapsamının bir öncekinden daha çok olduğunu dile getirdi.
Konuyu "Şu anda gündemde olan İmar Barışı olarak bilinen 7143 sayılı İmar Affı ise şimdiye kadar çıkarılan yasaların en geniş kapsamlı olanı oldu. Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının yapılması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvuru yapılması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi durumunda Yapı Kayıt Belgesi verildi. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edildi" diyerek açıklayan Gülbaş, bu tür afların, yasal olmayan yollarla üretilen yapılı çevreye resmiyet kazandırdığına dikkat çekti.
Bu şekilde tüm planlama süreçlerinin geçersiz kılındığına değinen Gülbaş, "Bu sebeple, imar aflarının merkezi yönetim tarafından asla gündeme getirilmemesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Peki kentsel dönüşüm nasıl olmalı? İşte ayrıntılar...
Kentsel dönüşüm nasıl olmalı?
Kentlerin zamanla yenilenmesi için kentsel dönüşüm uygulamalarının önemli olduğunun altını çizen Gülbaş, kentsel dönüşümün önemini şu şekilde anlattı: “İnsanların yıllardır bir arada yaşadıkları kentler sadece birer yapı değildir. Kentler de tıpkı insanlar gibi doğarlar, büyürler, nefes alırlar, insanlarla birlikte gelişirler ve zamanla eskiyip yıpranırlar. Kentler için bu yıpranma durumu ‘hastalık dönemi’ olarak tanımlanabilir. Kentlerin içinde bulundukları bu durumlardan kurtulmaları amacıyla yapılan çalışmalar kentsel dönüşüm kavramının ortaya çıkmasını sağladı.” Kentsel dönüşümün, riskli yapıların ortadan kaldırılması açısından önemli olduğunu ekleyen Gülbaş, kentsel dönüşüm uygulamalarının müteahhitlerin eline bırakılamayacak kadar önemli olduğunu ifade etti: “Bir an önce riskli yapı stokunun tespit edilmesi ve bu yapı stokuyla beraber kentsel dokunun bilimsel verilere uygun olarak dönüştürülmesi gerekiyor. Bu dönüşüm sürecinde araziden ve yapılaşmadan elde edilecek rant değil, kentin tarihsel geçmişini, kültürünü, iklimini, demografik yapısını, ekonomisini gözeten, insanları koruyan, güvenli barınma hakkını gözeten sağlıklı kentsel alanların inşa edilmesi çok önemli. Bundan dolayı kamu otoritesinin yerel halk ile birlikte bu süreci yönetmesi gerekli. Kentsel dönüşüm rant amaçlı değil, bölge insanının sorunlarını çözmeyi hedeflemeli.”
İstanbul, 23 yıldır dönüşemiyor! Megakent nasıl depreme hazırlanacak?
İmar affına köklü düzenleme geliyor! Adalet Bakanı Bozdağ resmen açıkladı!