Kentsel Dönüşüm Yasası yenileniyor!
ITÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, beklenen İstanbul depremi ve kentsel dönüşüm için açıklamalar yaptı.
DEPREM fırtınaları ülkeyi sallamaya devam ediyor. Önce Çanakkale, ardından Ayvacık, Denizli, Tekirdağ, Adıyaman, Muğla, Manisa, 21 Temmuz'da gerçekleşen Bodrum-Kos Adası merkezli 6.7 ve en son 8 Ağustos’ta yaşanan Bodrum merkezli 5.3 büyüklüğündeki iki büyük deprem. Herkes bundan sonra olabilecek olası büyük depremlerle ilgili endişeler içinde.
17 Ağustos depreminin yıldönümüne rastlayan bu gelişmeler gündemimizin başköşesine bir kez daha depremi yerleştirdi. ITÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’la bir görüşme gerçekleştirdik. Ercan, evinin olduğu Ortaköy Vadisi’ni yapılaşma anlamında depreme dayanıklı bulmadığını belirterek söze başladı. Ercan, son yaşanan depremler, İstanbul depremini ve kentsel dönüşüm hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu...
1) Hangi etmen Bodrum depremini tetikledi?
21 Temmuz 2017’de olan 6.7 ve 8 Ağustos’taki 5.3 büyüklüğündeki depremler ile önceden olan depremlerin tümü Doğu-Batı doğrultusunda uzanan bir kırık boyunda diziliyor. Bu kırığın adını, çalışma arkadaşım Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ile ‘Çökertme Kırığı’ olarak verdik. Bu kırık, doğuda Ula, Ören, Kemerköy üzerinden, Çökertme’ye oradan Bodrum, Akyarlar’a gidip Ege Denizi’ne kavuşuyor. İlk deprem Bodrum önünde, bu Çökertme Kırığı ile kuzeydoğuya uzanan Güvercinlik Kırığı kavşağında olurken, gerginlik Çökertme Kırığı boyunca Çökertme Köyü’ne doğru doğuya kayıyor. Bölgenin ana kırığı olan Gökova Kırığı ise daha güneyde kalıp, Bodrum önünden yay çizerek güneybatıya doğru yönleniyor. Bodrum depremine bu Çökertme Kırığı neden oldu. Çökertme Kırığı üzerinde 5.0 ile 5.4
arası depremlerin sürmesini bekliyorum.
2-) Bodrum'da bundan sonra bir deprem beklentiniz var mı?
Bu deprem 6.7’lik depremin artçısıdır. 5.4 gibi bir deprem beklenebilir ancak bunlar yıkıcı olmayacaktır. Gökova Körfezi’ndeki gerginlik devam ediyor. Bir ay kadar dengeye ulaşamayacağı görülüyor. Buradaki enerjinin ne kadar büyük olduğu anlaşılıyor.
4-) Kentsel Dönüşüm Yasası size göre depreme çare olacak mı?
2003’te ‘Türkiye ile İstanbul’da Depreme Çözüm’ adlı bir kitap yazdım. O kitapta kentsel dönüşümün çekirdeği olan konuları yazdım. Bu konuda benden görüş istediler, tüm bilgilerimi aktardım. Sonunda 2007’de Deprem Yönetmeliği’ni ve ardından da 2012 yılında Kentsel Dönüşüm Yasası’m çıkardılar. Yasa, bugünlerde yine yenileniyor.
5-) Sanayinin de bir kentsel dönüşüme ihtiyacı var mı?
İlkesel olarak sanayi tesislerinin de kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Sanayi yapılarının bir envanteri yok. Özellikle de 1999 depreminden önce yapılmış olan fabrikalar risk atında. Bu tarihten sonra, 2007 yılında çıkarılan deprem yönetmeliğine göre yapılan sanayi tesisleri için bu risk daha az diyebilirim.
6-) Hastaneler için böyle bir durum söz konusu mu?
Olmaz mı? Örneğin bugün şehir içinde yer alan Çapa ve Cerrahpaşa Tıp fakülteleri en riskli konumda olan yapılar. Bu iki hastanenin binalarında şu an güçlendirme çalışmaları yapılıyor. Ben güçlendirme çalışmasına şu şekilde bakıyorum: 81 yaşındaki annemi değiştirip, genç kız yapabilir miyim? Bugün buralarda bu yapılıyor. Çok yanlış. Bu binaların yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerekir.
7-) İstanbul'da beklenen büyük deprem size göre ne zaman olur?
Son 2 bin 200 yıl içinde İstanbul 16 tane yıkıcı deprem yaşadı. Şimdi ise 17’nci depremini beklemekte. Deprem oluşumlarıyla şiddetlerine bakınca aralarında doğrusal ilişkiler olduğunu görürüz. Depremler beklenen tarihlerden önce hiç olmamıştır. 2 bin 200 yılda sadece iki kez gecikmiş İstanbul depremi. Şimdiki beklenen İstanbul depreminin olacağı tarihe gelince. Bana göre İstanbul depreminin tarihi 2045’tir.
Eğer şanslıysak ve tarihteki üçüncü gecikme olayı yaşanırsa, İstanbul depremi 2225’te olur. Marmara şu anda gergin değil. Marmara depreminin oluşabilmesi için gerginliğin 6 milyar gigatona ulaşması gerekiyor. Şu anda Marmara'da böyle bir güç gelişmiş değil.
8-) Şiddeti ne olur?
İstanbul’da 7.5 şiddetinde bir depremin olma ihtimali binde birdir. İstanbul depremi Kuzey Marmara’da Adalar’la Büyükçekmece arasında meydana gelecek. Şiddeti ise yüzde 73 ihtimalle 6.4 ile 6.7 arasında olacaktır. İkinci deprem Mürefte’ye uzanan fayın Marmara Ereğlisi açıklarındaki kısmında 7 ile 7.2 arasında meydana gelecektir.
9-) 17 Ağustos 1999 depreminden dersler çıkarabildik mi?
2012 yılında çıkarılan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (Kentsel Dönüşüm Yasası) bu konuda devrim niteliğinde oldu. Siz hep "Tanrı sevdiği ülkeye deprem verir. Deprem, kullanmasını bilene lütuftur" tezini savunuyorsunuz. Depremin neresi lütuf? Deprem demek, enerji demek. Depremin üç bileşeni var. Biri sarsıntı, İkincisi sıcaklık, üçüncüsü de ışık. Biz sadece sarsıntı bileşeni ile uğraşıyoruz. Depremle birlikte sıcaklık bileşeni meydana geliyor, o bölgeyi en az 150-200 santigrat derece ısıtıyor. Orada biriken kızgın buharla elektrik enerjisi elde etmemiz mümkün. Sıcaklık bileşeninde oluşan sıcak sulardan da turistik kaplıcalar açılabilir.
10-) Peki, bundan yararlanabilir miyiz?
Deprem kuşağı üstünde olan Türkiye, depremle dost olup, onu kullanabilse enerji sorunumuz ortadan kalkar. Ayrıca krom, nikel, kurşun, çinko gibi maden yataklarımızdan faydalanmamız gerekiyor. Türkiye 62 çeşit metal türüyle maden zenginliği konusunda dünyada birinci sırada. Bütün bunları deprem kuşağında olmamıza borçluyuz. Biz depremleri ne enerjiye, ne madenciliğe, ne turistik kaplıcalara dönüştüremiyoruz, Biz sadece depremden korkuyoruz ve önlem almadığımız için de ölüyoruz.
Para