Kentsel dönüşümde müteahhitlerin tapu oyunu!
Kentsel dönüşüm çalışmalarında hak sahipleri ile anlaşan bazı inşaat firmaları vatandaşın tapusuna kat karşılığı satış vaat ederek el koymaya başladı.
Türkiye’nin önemli problemlerinden olan kentsel dönüşüm, özellikle büyük şehirlerde büyük sorun haline geldi. Milat Gazetesi'nde yer alan habere göre; olası büyük Marmara Depremi sebebiyle İstanbul başta olmak üzere deprem kuşağında bulunan yerleşim merkezlerinde sağlıklı yapıların önünü açan 6306 sayılı kanununa karşın problemler bitmiyor. Deprem korkusuyla alelacele yapılan anlaşmalarda vatandaş ile müteahhit arasında yılan hikayesine dönen sorunlara yol açıyor.
İstanbul’da özellikle Kadıköy ve Ataşehir gibi kentsel dönüşümün cazip hale geldiği ilçelerde ‘site özellikli büyük proje’ vaatleriyle uzun zamandır mağdur olan binlerce vatandaş yasanın koruyuculuğuna karşın büyük firmalar karşısında adeta çaresiz kalıyor. Ataşehir Yeni Sahra ve Barbaros Mahalleleri ile Kadıköy Acıbadem semtinde bu tür çok anlaşmazlık var.
Acıbadem semtinde bir mahallede hayata geçirilen ve bir bölgede bulunan farklı parsellerle gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm anlaşmalarının tarihi 2015 yılına ait. Üstelik firma, parsellerde bulunan hak sahipleri arasından sadece birkaç mülk sahibi ile anlaşma yaptıktan sonra, kat karşılığı satış sözleşmesine binaen mülk sahibinin tapusunu kendi şirketine almış. Çoğu mülk sahibinin ise tapusunun yarısının firmanın aldığını bilmiyor.
YASA NASIL İŞLİYOR?
6306 sayılı kanun, bir parselde kentsel dönüşüm yapabilmek için 2/3 oranında hisse ile anlaşma yapılması gerekiyor. Bir firma bir parselle bu oranda anlaşma yapması halinde ise 1/3’in altında kalan hisse sahipleri ise yapılan anlaşmaya imza atmak zorundalar. İmza atmamalarında ise hisseleri bakanlık gözetiminde açık satışa çıkartılıyor. İşte burada da başka bir sorun başlıyor. Haberdeki gibi bir anlaşmayla hissesinin bir kısmını kentsel dönüşüm niyetiyle müteahhite kaptıran vatandaş, müteahhitle anlaşmadığında hissesi satışa çıkarılıyor ve hisseye düşen paranın bir kısmı resmi olarak müteahhite yatırılmak zorunda kalıyor.
VATANDAŞLAR MAĞDUR OLUYOR
Bu olumsuz durum öylesine bir hale ulaştı ki, bu firmalardan kimilerinin anlaşma yaptığı parselleri firmalarının sermayesinde bile gösterdiği dikkat çekiyor. Tabii firmalar büyük olması nedeniyle yapılan itirazlar ise ya muhatap bulamıyor ya da vatandaşlar vazgeçiyor. Firmaların çoğu yaptıkları sözleşmeleri yasaya aykırı olarak bir bitim tarihi ya da süre koymaksızın gerçekleştiriyor ve tam anlamıyla vatandaşı iki arada bir derede bırakacak şekilde hazırlıyor. Öyle ki, aynı bölgeye birden çok ve farklı sözleşmeler de hazırlayarak, aslında koşulları değiştiği için iptal olması gereken sözleşmeleri göstererek mal sahiplerini yeni şartlarla hazırlanmış sözleşmeleri imzalamaya mecbur bırakıyorlar.
Afet bölgelerindeki dönüşüm 5 senede tamamlanacak!