Kentsel dönüşümde özel sektör teşvik edilmeli!
52 yıllık inşaat mühendisi ve müteahhidi Muharrem Balat’a, kentsel dönüşümde izlenmesi gereken yöntemin özel sektörün teşviklerle bu işin içerisine çekilerek, sürecin doğru yönetilmesi olduğunu ifade etti.
Yıllardır yurt içi ve yurt dışında birçok üniversite, hastane, sanayi sitesi, toplu konut, organize sanayi sitesi, serbest bölge inşaatı, hidro elektrik santrali, kapalı spor salonu, stadyum ve fabrika yapımını imza atan, 52 yıllık inşaat mühendisi ve müteahhidi Muharrem Balat’a göre, bürokratik engeller, kentsel dönüşümde hızlı ilerlemenin önünde bir set oluşturuyor.
Devletin müteahhitlik sektörünü desteklemesi gerektiğini belirten Muharrem Balat, ülkede yıllar boyu barajlar, köprüler, otoyollar yapan müteahhitlerin gelişmesi ve sektörün yurt dışında da başarıyla çalışması için bu desteğin şart olduğunu ifade ediyor. Kentsel dönüşümde izlenmesi gereken yöntemin özel sektörün teşviklerle bu işin içerisine çekilerek, sürecin doğru yönetilmesi olduğunu ifade eden Balat; “Devletin yaptığı işlerde, bürokratik engellerle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Devlet ya da belediye, kentsel dönüşüm yapacağı alanı belirleyip, projeyi yarışmaya açarlarsa daha iyi neticeler alacaklardır. Nasıl havaalanları, boğaz köprüleri yarışmaya açılıyorsa, kentsel dönüşüm projeleri de yarışmalara açılmalıdır. Orada en işlevli, en ekonomik ve en güzel proje seçilerek uygulanır. Belediyeler kentsel dönüşümü, bu işin uzmanlarına bırakırlarsa Müteahhitler Derneği eminim elinden geleni fazlasıyla yapacaktır” dedi.
“TAKDİR EDİLMEKTE GEÇ KALINDI”
Türkiye’de inşaat müteahhitlerinin gerçek değeri anlaşılamayan bir meslek grubu olduğunu ifade eden Balat “Meslek hayatım boyunca müteahhitliğin sıfırdan başlayan gelişme sürecini gözlemleme imkânım oldu. Bu süre içerisinde 2 olay cereyan etti. Birincisi, inşaat müteahhitliği resmi kurum ve kuruluşlar tarafından meslek olarak kabullenilmedi, daima kuşkuyla bakıldı. İkincisi “Anlaşmalar olur” düşüncesiyle müteahhitlerin yıllar boyu dernek kurması, hatta bir araya gelmesi bile yasaklandı. Müteahhit firmalarının teşvik edilmesi ve onlara destek olunma fikri hiçbir zaman oluşmadı. Bugünkü noktaya gelinmesi, müteahhit ve mühendis arkadaşlarımızın tamamen kendi çabalarıyla olmuştur. İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin kurulması da bu çabanın ürünüdür. Şimdi böyle bir dernek varsa, bu derneğe destek verilmesi ve yardım edilmesi gerekir. Türkiye’nin gelişmesini sağlayan bu otoyolları, şehirleri, barajları, villaları, apartmanları yapan bu arkadaşlarımız takdir edilmekte geç kalındı.
“KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ÖZEL SEKTÖR TEŞVİK EDİLMELİ”
Kentsel dönüşümde izlenmesi gereken yöntemin özel sektörün teşviklerle bu işin içerisine çekilerek, sürecin doğru yönetilmesi olduğunu ifade eden Balat; “Devletin yaptığı işlerde, bürokratik engellerle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Devlet ya da belediye, kentsel dönüşüm yapacağı alanı belirleyip, projeyi yarışmaya açarlarsa daha iyi neticeler alacaklardır. Nasıl havaalanları, boğaz köprüleri yarışmaya açılıyorsa, kentsel dönüşüm projeleri de yarışmalara açılmalıdır. Orada en işlevli, en ekonomik ve en güzel proje seçilerek uygulanır. Belediyeler kentsel dönüşümü, bu işin uzmanlarına bırakırlarsa Müteahhitler Derneği eminim elinden geleni fazlasıyla yapacaktır” dedi.
“MÜTEAHHİTLİK ŞİRKETLERİ KATEGORİLERE AYRILABİLİR”
Geçmişteki uygulamalardan da örnekler veren Balat “Eskiden A, B ve C grubu diye karneler vardı. A grubu karneye sahip olan barajlar, otoyollar, köprüler, büyük binalar gibi teknik özelliklere haiz olan yapıların ihalesine girebilirdi. A grubuna ‘sonsuz karne’ derdik. B grubu karneler ise liseler, toplu konut, sanayi siteleri gibi benzer yapılarda geçerliydi. C grubu da okul tamiratları gibi işlere girerdi. İş bitirmeleri artıkça, bir üst gruba geçerlerdi. Müteahhitlerinde böyle, küçükten büyüğe doğru büyüyerek gitmesi gerekiyor. İlk etapta 1 blok yapan müteahhitlik şirketi, daha sonra 5-10 bloku bir arada yapabilir. Böylece bir üst gruba geçebilir” şeklinde konuştu.
“GECEKONDULARI KORUMA ALTINA ALMANIN MANTIĞI YOK”
Sokak kültürünün devam ettirilmesiyle ilgili tartışmalara da değinen Muharrem Balat “Ben mühendis olduğumda nüfusumuz 30 milyondu. Şimdi yaklaşık 80 milyon. Eskiden sokak kültürü olduğundan bahsediyoruz. Şimdi bunun yerini yaşam alanları kültürü almaya başladı. İçerisinde spor tesisi, yüzme havuzu olan siteler yapılıyor. 100-200 konutluk o sitelerde, bütün bu aktiviteler yapılabilecek hale geliyor. Konutlar yükseldikçe, kapladıkları alan da azalacağı için daha geniş mahallelerde, daha fazla yeşil alan yapma imkânı doğuyor. Yüksek binaların tek dezavantajı var. Oda belediyeler olası bir felaket anında, bu yüksek binalara ulaşma şansının bazen olmaması. 30 katlı yaptığınız binada, belediyenin vinci 10.kattan sonra yükselmiyorsa, ne olacak? Eğer belediye araç-gereç bakımından hazırlıklı hale getirilirse, yüksek binaların yapılmasında bir sakınca yok. Buna benzer birçok tedbirler alınabilir. Müteahhitlerinde alet-edevatının buna hazır olması lazım. 10.kata kadar yapıyorsunuz, 10.kattan sonra betonu oraya yığıp, oradan yukarı taşıyorsanız, bu felaket demektir. Bir betonu 12 dakika sonra yerine dökemezseniz, o beton, beton olmaktan çıkar. İlk depremde yerle bir olur. Müteahhitliğe heves eden birçoğu bunun farkında bile değil.
Müteahhitlerin gelişmesinden kastettiğim budur. Binaları yıkıp tekrar yapmak doğru bir hareket değil. Yeni imar alanları açarak, onları modern şekilde planlamak daha doğru olacaktır. Bunun yanında gecekondu bölgeleri var. Hatta bazı eski binalar var ki, onların tarihi eserle alakası bile yok. Onlar yıkılarak yerine modern binalar yapılsa daha iyi olur. Köşkler, hanlar gibi tarihi özelliği olan binaları ayrı tutuyorum ama eski gecekonduları korumanın bir mantığı yok” dedi.
“GAZİANTEPLİ MÜTEAHHİTLER YURT DIŞINI KAFASINA KOYMALI”
Türkiye’nin konumu itibariyle çevresindeki Ortadoğu ülkelerinin yeniden inşasında aktif rol üstlenebileceğini, Gaziantepli şirketlerin kendisini buna hazırlaması gerektiğini belirten Balat “Etrafımızda Suriye, Irak, Libya gibi ülkelerin hepsinin yeniden inşası gerekiyor ve bu ülkelerin hiçbiri mühendisliği bilmiyor. Avrupa’ya dönüp baktığınızda, orada inşaat sektörü yok olmuş, çünkü yapacak yer kalmamış. Dolayısıyla gerek kalmamış. Müteahhitlik sektörü yönünden şu anda Avrupa’nın 10 katı önündeyiz. Ve Arap ülkelerinde yıkılan yerleri ancak biz yapabiliriz. Çünkü biz otomobile bindiğimiz zaman 30 dakika sonra Halep’teyiz. Irak’a en hızlı biz ulaşırız. İnşaat sektöründe 274 kalem iş var. Bu kalemlerin hepsini yapacak ustalarımız ve atölyelerimiz mevcut. Bir tek eksiğimiz var, o da organizasyon. Buradan o topraklara giden taşeronumuz bile çok büyük bir müteahhit olma imkanına sahip olabilir. Devlet, müteahhitlik sektörünü yasalarla desteklerse, bu sektörün önü tüm dünyada açıktır. Küçükten büyüğe doğru gelişmesini sağlayarak, sınıflara ayırabiliriz. Yurt dışından iş aldıklarında, onlara teminat mektubu desteğini vermek, orada hak edişlerini alabilmeleri için sigorta kapsamına almak gerekiyor. Libya’daki birçok firma bu tedbirleri almadığı için iflas etmiştir. Aksi halde bu tür örnekler çoğalabilir. Eğer siz bu sektörün önündeki engelleri kaldırmazsanız, TOKİ yoluyla ezerseniz, bu sektör nasıl gelişecek” diye konuştu.
Gaziantep Telgraf