Kentsel dönüşümde sürdürülebilir kaynaklar kullanılmalı!
Koronavirüs dolayısıyla hijyen açısından suyun önemi bir kez daha anlaşılırken Agra Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Nihat Şen, sürdürülebilir enerji kaynaklarının kentsel dönüşüm çalışmalarında daha etkin kullanılması gerektiğini ifade etti...
Tüm dünyada artan sanayileşme, bina yoğunluğu, artan nüfus, iklim değişikliği gibi faktörler su kaynaklarının azalmasına sebep olurken, koronavirüs tarzı salgınlar da suyun önemini birkez daha ortaya çıkardı. Son dönemlerde artan su ihtiyacına karşılık, su kaynaklarının yeterli miktarda olmaması su tasarrufunu da tekrar gündeme getirdi. Kentsel dönüşüm yasası çıktığından beri 1 milyon 350 bin bina yenilenirken, binaların neredeyse tamamı minimum enerji kullanacak şekilde tasarlanmıyor.
Sürdürülebilir enerji kaynaklarının kentsel dönüşüm çalışmalarında daha etkin kullanılması gerektiğini ifade eden Mimar Nihat Şen, “Bugün binalar enerji tüketiminde yüzde 40’lık bir paya sahip ve yapılan araştırmalara göre şehirleşme böyle devam eder ise bu oran yüzde 60’lara varacaktır. Binalar güneş başta olmak üzere, çevresel faktörleri etkin kullanarak kendi enerjilerini kendileri üretebilmelidir. Milyonlarca metrekare çatılarımız atıl bir şekilde duruyor. Güneşi bol olan bir coğrafyada yaşadığımıza göre atıl olan bu çatılardan da enerji elde etmeliyiz. Kentsel dönüşüm çalışmalarında kendi enerjisini kendi üreten yapılar yaparak hem kullanıcı, enerji için daha az para ödeyecek hem de milli ekonomiye katkı sağlanmış olacaktır” şeklinde konuştu.
Yağmur depolama alanları şart olmalı
Bilim insanlarının yapmış olduğu araştırmalara göre 2030 yılında dünyada su kıtlığı yaşanacağı ileri sürülüyor. Bu sebeple yeni yapılan binaların da su tasarrufu yapabilmesi önemli hale geldi.
Bugün İstanbul’da yaklaşık 1 Milyon 600 bin yapı,12 bin 901 İETT durağı, 74 iskele, 6 bin 942 minibüs durağı, 911 minibüs hattı, 455 taksi durağı, 156 taksi dolmuş durağı yer alıyor.
İstanbul’da ortalama kişi başı su kullanımı 200 litre olarak belirlendi. İstanbul’a yıllık ortalama yağış miktarı ise metrekareye 827 kilogram olarak hesaplandı.
“İstanbul’da yapılacak olan kentsel dönüşüm projeleri alanlarında ve diğer alanlarda yapılacak olan çalışmalar sayesinde, çatılardan ve çevreden gelen yağmur sularını belirli alanlarda toplayabilirsek, İstanbul’un su ihtiyacının en az yüzde 27’sini karşılamış olacağız. Bu model çalışma tüm Türkiye’de uygulandığında ise su ihtiyacımızın tümünü karşılayabiliriz” değerlendirmelerinde bulunan Mimar Nihat Şen, su ihtiyacının kentsel çalışmalarıyla çözülebileceğini dile getiriyor. Eski evlerin su tasarrufuna yönelik yapıldığını ve yeni binalarda da eski sistemin baz alınması gerektiğine dikkat çeken Şen, “Eski evlerin girişlerinde taşlık dediğimiz bölümde su sarnıçları bulunurdu. Çatıdan gelen yağmur suları bu sarnıçlarda biriktirilir ve buradan kullanım yapılırdı. Eski tarihi yapıları incelediğimizde yer altı şehir su sarnıçları da aynı mantıkla yapılmıştır. Yerebatan Sarnıcı, Binbirdirek Sarnıcı gibi. Bugün biz ne yapıyoruz? Yağmurla gelen suyu yollardan, derelerden denize akıtıyoruz. Parsel bazlı yapılacak olan binalarda bile belirli metrekarenin üzerinde olan çatı alanına ve çevreye sahip alanlara yağmur depolama alanları ve yenilenebilir enerji sistemleri zorunlu kılınmalıdır” şeklinde konuştu.