Genel

Kentsel dönüşümle şehirler birbirine benziyor!

Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkanı Avni Çebi, kentsel dönüşüm konuşulurken, TOKİnin, İstanbul başta olmak üzere Anadolunun birçok şehirinde yaptığı projelerde, estetikten yoksun, aynılaştırılmış tek tip binaların yapıldığını ifade etti

Çebi, Mimar ve Mühendisler Grubu ile Üsküdar Belediyesi iş birliğiyle Bağlarbaşı Kültür Merkezinde düzenlenen, "Şehirlerimizin Geleceği, Tehditler ve Fırsatlar" sempozyumunun açılışında yaptığı konuşmada, şehirlerin, medeniyetlerin kurulduğu, insanların kendilerini ifade ettiği, toplumsal olarak yaşadığı, ihtiyaçlarını karşıladığı önemli merkezler olduğunu söyledi.

Anadolu medeniyetinin, şehirlerini, insan ve Rabbani merkezli kurduğunu ve şehirlerin, camilerin, medreselerin, çarşıların etrafında oluştuğunu dile getiren Çebi, bunun en güzel örneğinin Sultanahmet ve Süleymaniye çevresinde görülebileceğini belirtti.

Anadolu şehirlerinin, insanları bölen değil, buluşturan mekanlar olduğunu anlatan Çebi, yeni yapılan şehirlerin insanları ayıran mekanlara doğru gittiğini söyledi.

Bugün depremin konuşulduğunu, fark etmeden önümüzdeki dönemlerde daha büyük sosyal depremler oluşturacak şehirlerin inşa edilmemesi gerektiğini vurgulayan Avni Çebi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul gibi büyük şehirlerimizin, maalesef çok büyük riski bulunmaktadır. Aynı zamanda da modern şehrin ihtiyaçlarını karşılayamamakta, gerekli sosyal donatı alanlarına da sahip olamamaktadır. Dolayısıyla bu binaların büyük bir kısmının yenilenmesi gerekmektedir. İstanbulda yaşanabilecek depremde meydana gelecek kayıplar, yüz milyarlarca dolarlarla ifade edilecek bir değerdir. İstanbulda şehir merkezindeki kamuya ait sosyal donatı alanı olabilecek yerlerin, alışveriş merkezi, rezidans yapımı veya devlete, TOKİye gelir arttırıcı projeler mantığı içinde kullanılmaması lazım. Buraların elde tutulması lazım, buralar bizim için altın alanlar. Bu alanların bir afet zamanında insanlarımızın buluşabileceği, iskan edebileceği yerler olarak elde tutulması gerekir."

KENTSEL DÖNÜŞÜM

Kentsel dönüşüm konuşulurken, TOKİnin gündeme geldiğini, TOKİnin, İstanbul başta olmak üzere Anadolunun birçok şehirinde yaptığı projelerde, estetikten yoksun, aynılaştırılmış tek tip binaların yapıldığını ifade eden Çebi, şöyle konuştu:

"Mimariyi geliştirecek, yerel dokuyu ve özgün yapıyı taşıyacak, modern malzeme ve algılamayı da birleştirecek yeni mimari yaklaşımların geliştirilmesinde kentsel dönüşümü bir fırsata çevirmemiz lazım. Bölgesel anlamda kentsel dönüşüm yapılmazsa, insanlar bulundukları yerlerden çok uzak mekanlara taşınırsa, bu kentsel dönüşümün başarılı olmasını engelleyecek en önemli nedenlerden biridir. Eğer biz kentsel dönüşüm yaparken insanları tutup Kayabaşına, Haramidereye taşırsak o insanlar bu değişimi yaşayamaz, döndüklerinde kendi evlerini bulamaz. Bunu yaparken sosyal dokuya çok ciddi zararlar verebiliriz."

Çebi, son dönemde yapılan kentsel dönüşüm projelerinde veya sitelerde Türkçenin ihmal edildiğini, yabancı isimlerle bu yapıların pazarlandığını belirterek, "Bu, Türkiye için önümüzde görülmeyen bir sıkıntıya neden olabilir. Türkçe isimlerin muhafaza edilmesini sağlamamız lazım, bunu bir markalaşma veya satış unsuru haline çevirmememiz lazım" dedi.

"Kentsel dönüşümden veya imar planlarında yapılan değişikliklerden oluşan rantın, kesinlikle kamuya aktarılacağı adil bir paylaşım sisteminin geliştirilmesi lazım" diye konuşan Çebi, şunları dile getirdi:

"Bu da Türkiyenin başını ağrıtan, aynı zamanda gelir adaletini bozan önemli konulardan birisidir. Kentsel dönüşümden, adeta bir şehir çıkarmalıyız. Şehirlerimizin yenilenmesi aşamasında, siluetine çok değer vermeliyiz. İstanbulun siluetini maalesef her geçen gün kaybetmekteyiz. İstanbulun, kendi varlığıyla çok büyük bir değer, marka olması için plazalara ve alışveriş merkezlerine ihtiyacı yok. İstanbulun silueti gibi dünyada hiçbir siluet yok. İstanbulun siluetini koruyabilsek ve pazarlasak çok daha şey kazanırız. İstanbul siluetini bozan ucube binaların yıkılması veya görüntüyü bozmayacak seviyeye çekilmesi gerekmektedir. Bir kısım insanlar para kazanacaklar diye bu yapıların tutulmasını, bu şehre yapılmış bir ihanet olarak görüyoruz."

"YAPILMASI GEREKEN VATANDAŞLARI SAĞLAM KONUTLARA KAVUŞTURMAK"

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin de kentsel dönüşümün bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.

1999 depreminden sonra hem üniversitelerin hem de kamu kurumlarının önemli çalışmalar yaptığını, İTÜ olarak Amerika Acil Durum Yönetimi Kurumu ile 2000 yılında iş birliği yaparak, 31 öğretim elemanını "afet eğitmeni" olarak, sertifikalandırdıklarını anlatan Şahin, İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Dairesi desteğiyle 10 binin üzerinde sivil toplum kuruluşu yöneticisinin ve kamu yöneticisinin eğitildiğini söyledi.

Şahin, "Şu andan sonra yapılması gereken, vatandaşlarımızı sağlam konutlara kavuşturmak. Burada en büyük sorumluluk bize göre sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. Geçmişte kentsel dönüşüm sözünü eden belediye başkanları seçim kaybetmiştir. Onun için adım atamıyorlar. Devletin gerek merkezi yönetimi, gerekse yerel yönetimi bu dönüşümde farklı bir rant beklememelidir. Devletin bu işten en büyük rantı, vatandaşlarının çağdaş ve güvenli konutlarda yaşaması olmalıdır. Depremde yaşanan can kayıpları asla kader değildir" diye konuştu.

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Yılmaz da şehirler bir yandan insanı ve toplumu, doğrudan ve dolaylı olarak etkilerken, diğer yandan da toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasal değişimlerden etkilendiğini dile getirdi

Değişimin yönü ve gücünün, o toplumun karakteristik özelliklerinden ve ortam koşullarına göre şekillendiğini, şehirlerdeki değişimlerin de buna bağlı olarak zamana ve zemine göre farklılıklar gösterdiğini anlatan Yılmaz, günümüzdeki küreselleşme döneminde şehirlerin algılanması ve yorumlanmasının ciddi bir biçimde değişime uğradığını, kentsel politikaların değişimin tam odağında yer aldığını söyledi.

Üsküdar Kaymakamı Süleyman Erdoğan da Türkiye için yapılması gereken en önemli konulardan birinin çarpık ve depreme dayanıksız yapıların yıkılması olduğunu belirterek, "Binaları boş alanlarda kolay yapıyoruz, ama yıkamıyoruz. Bu konutlar bugün, yarın evlatlarımızın, torunlarımızın üzerine yıkılmadan biz yıkalım, sonra ağıtlar yakmayalım diyorum. Hepimizin bu konuda topyekun çalışma yapmamız gerekiyor. Aksi takdirde hepimiz ağlayacağız" diye konuştu.

Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara da şehirlerin hayatı kuşatan ve kavrayan bir içeriğe sahip olduğunu, insanların bununla beraber sağladıkları uyumla şehirle bütünleştiğini ifade etti.

Günümüzde şehirlerin metropollere dönüştüğünü, küreselleşen ekonomiden, küreselleşen kültürden ve bireyselleşen insandan şehirlerin de nasibini aldığını anlatan Kara, insanları mutlu edemeyen bir şehir için yeni standartların yaratılmaya başlanıldığını belirtti.

Şehirlerin moda haftalarıyla, küresel konuların konuşulduğu toplantılarla, protestolarla, savaşlarla anıldığını ifade eden Kara, bu değişimin devam ettiğini ve bu değişimin önünde durmanın mümkün olmadığını söyledi.

AA