Sektörel

Keten ev sahiplerine Tema Ormanı'nda ağaç dikiyor!

2014 yılının Keten İnşaat ve sektör için yoğun ve verimli geçtiğini fakat 2015 yılının daha durgun olacağını söyleyen Keten İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Keten; inşaat sektörünün güçlü ve zayıf, fırsat ve tehditlerini anlatıyor…

İnşaat sektörünün dev isimleri Türkiye ekonomisine can vermeye devam ediyor, bu markalardan bir tanesi olan Keten İnşaat da projelerine hız kesmeden devam ediyor. 2014 yılının Keten İnşaat ve inşaat sektörü için yoğun geçtiğini ve kendilerine getirilen projelerin hemen hemen hepsini değerlendirdiklerini ancak 2015 yılının daha durgun olacağını belirten Keten İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Keten; “Türkiye konut pazarını mercek altına alan araştırmalar ve uzmanları özel sektörün kentsel dönüşüme daha fazla destek olması gerektiğini ortaya koyuyor. Hatta dünyanın önde gelen gayrimenkul danışmanlık şirketlerinden Cushman& Wakefield, gündemi bir süredir meşgul eden Türkiye konut pazarında fiyat balonu iddialarına, hazırladığı araştırma ile şöyle yanıt veriyor: “Türkiye konut sektörü: Fiyat Balonu” araştırmasına göre; fiyat/kira ve fiyat/gelir oranlarına bakıldığında Türkiye’de balon göstergesi olabilecek keskin bir değişim yok diyor. Ayrıca Kentsel Dönüşüm Yasası’yla artan taleplerin de piyasaya yansıdığını belirtmek isterim…”

Rahat, doğal ve özgün yapılarıyla rakiplerinden ayrılan Keten Evleri, şimdi de geleceğe yön veren detaylarla ev sahibi olmak isteyenleri karşılıyor. Keten İnşaat, çevre ve doğa dostu Tema ile ortaklaşa bir proje yürütüyor: “Eviniz Kadar Ormanınız Olsun!” Şöyle ki; Keten’den ev sahibi olanlar, satın aldıkları evin metrekaresi kadar Tema ormanından fidan sahibi oluyorlar.  


SEKTÖRÜN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ…

Sektör her geçen ivme içinde kendini geliştirip, ülke ekonomisine yön vererek daha da piyasayı yükseltirken, içerisinde birçok sorun ve sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Sektörün güçlü temsilcilerinden olan Keten İnşaat da tüm bu zaman zaman değişen şartlar sebebiyle, yılların verdiği tecrübeyle bulunduğu koşulların artı ve eksilerinin altını çizmeyi ihmal etmiyor. Keten İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Keten, son yaşanan kayıp ve kazanımlara ilişkin sektörün güçlü ve zayıf yönlerini anlatıyor…

“Güncel makine ve ekipman, deneyimli / yetenekli teknik personel, teknolojik imkân, değişik iş dallarında deneyim ve uzmanlık, merkezi karar alma süreçleri ile maliyet odaklı faaliyet ve esneklik, yüksek risk alma potansiyeli, büyük sermayelere gereksinim duymadan ve hızlı şekilde hareket edebilme, lokal ihtiyaçların iyi tanınması ve yerel otoritenin işleyişini ve mekanizmalarının yabancılara göre daha iyi bilinmesi ve inisiyatif alabilme yeteneği”ni sektörün güçlü yönleri olarak belirten Keten İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Keten: “Sektöre giriş‐çıkışın kolay olması nedeniyle müteahhit sayısının fazlalığı, müteahhit sayısının fazlalığının iş hacimlerinin daralmasına neden olması, bürokratik engellerin fazlalığı, işçilik maliyetlerinin yüksek olması, sertifikalı işçi sayısının az olması, finansman altyapının zayıf olması, Ar‐Ge faaliyetlerinin yetersizliği, sektörün arkasında yer alacak özel ya da devlet kaynaklı finansman ve sigorta imkânlarının kısıtlılığı ve devlet desteği eksikliği, müşavir firmaların yeterli büyüklüğe ulaşmamış olması, aşırı düşük fiyat tekliflerin kar marjlarını düşürmesi”ni ise sektörün zayıf yönleri olarak tanımlıyor. 


SEKTÖRÜN KALICI FIRSATLARI VE TEHDİTLERİ…

2023 hedefleri ve güçlü ekonomiye geçiş sürecinde inşaat sektörü açısından 

kalıcı ve hızlı bir iç talep artışı mümkün olabileceğini söyleyen Selahattin Keten; “Artan nüfus şehirleşme ile paralel konut ve altyapı talebini getirmektedir” diyerek sektörün kalıcı fırsatlarının altını çiziyor. Selahattin Keten son olarak; “İçinde bulunduğumuz dönemde dünya ekonomisindeki dalgalanmaların doğrudan doğruya ülkemiz ekonomisini etkilemesi nedeniyle geleceğe ilişkin öngörüleri olumsuz etkilemesi nedeniyle tüketim eğilimini azaltması, Kamu İhale Mevzuatı ve uygulamalarının çözümleyemediği aşırı düşük tekliflerin sektör karlılığını, dolayısıyla sermaye birikimini engellemesi, düşük fiyatların “iş ahlakı ve etiği”ni de olumsuz etkilemesi ile inşaat kalitelerinin düşmesi, ‘müteahhit’ kavramı ile ilgili bir tanımın ve sınırlamaların olmaması, emtia fiyatlarının artması ve iş yapma ve aldığı işi bitirme kararlılığı”nı ise sektörün tehditleri olduğunu vurguluyor.