Prof Dr. Filiz Ali Haberi
Funda Özkan'ın Akşam gazetesindeki yazısı şöyle; "Daha önce Güler Sabancı ile dertleşmiştik. Espri yapıyordum: 'Bir yıldır cümle içinde en çok kullandığım kelimeler, restorasyon, röleve ve restitüsyon.' Kendi küçücük evimi, Güler Sabancı'nın eviyle 'pahada ve büyüklükte' karşılaştıracak değilim. Yaşadığımız süreç aynıydı. Yıkık bir taş evi, oturulacak bir ev haline getirebilmek için Anıtlar Kurulu ve bilumum kamu kurumunun onayını almak gerekiyor. Ki bu iznin alınması gerekliliğini savunuyorum. Çarpık yapılaşmanın önüne geçmek, dokuya uygun bina inşa etmek için başka çare yok. Ancak sorun süreçte, kuralların, hayatın gerçekleriyle uyuşturulmamasında. Misal, mimarımın, kağıt üstündeki projeyi, binaya yanlış aksettirdiği için şu an evimde üst kata çıkarken başımı eğmek zorundayım. Ve bunun için az daha iskan alamıyordum. Teftişe gelen görevli diyor ki, 'Projeye göre giriş katınız 20 santim alçak.' 'Bu benim avantajıma...