Kent Haberleri

Kâğıthane Deresi'nde artık deniz akıyor!

İstanbul Kanalistanbul'u beklerken, ilk kanal Kâğıthane'de açıldı bile! Kâğıthane Deresi'nde artık deniz akıyor. Sularda balıklar da görülüyor. Peki bu gerçekten 'harika' bir şey mi?

Altımızdan yeşil-kahve yosun rengini yansıtan ama çok berrak bir su akıyor. Yanıbaşımdaki Kağıthaneli hanım hafifçe zıplayarak “İşte, işte...” diye bir balık sürüsünü gösteriyor. “15 gündür var bu balıklar. Akıntının tersine doğru yüzüyorlar...” Kâğıthane Belediyesi’nin önündeki köprüde duruyoruz. Önümüzde 1721 yılında yapılan 110 metrelik meşhur Cetvel-i Sim (Gümüş Cetvel) kanalı... Arkamızda, hafifçe solda, eskinin Sadabad Sarayı şimdinin Kâğıthane Belediye Binası.... Daha gerilerde Kâğıthane Deresi’nin kenarına halıfleks gibi serilmiş yeşil çimler ve mangalcılar. Bu çimliklere inen sırtlarda 1960’larda köyken şimdi nüfusu 422 bine varan Kağıthane’yi saran yüksek konutlar ve en geride de Kâğıthane Deresi’nin döküldüğü Haliç var. Veya artık yeni haliyle söylemek gerekirse ‘Kâğıthane boru hattı’nın döküldüğü Haliç ... 


Kayık fantezisi 

Türkiye geçen yılı Karadeniz’i Marmara’ya bağlayacak Kanalistanbul’u (Çılgın Proje) konuşarak geçirdi. Ama Kanalistanbul konuşulurken, çılgın projenin bir benzeri, küçük bir modeli Kağıthane’de hayata geçirildi bile... 

İSKİ ve Büyükşehir Belediyesi’nin 3.5 yıldır üzerinde çalıştığı belirtilen proje, temmuz başında nispeten sessiz sedasız hayata geçirildi. Büyükdere Çayırbaşı’ndan alınan deniz suyu, Kâğıthane Deresi üzerinden Haliç ’e akıtılmaya başlandı. 

Belediye önünde dalgın dalgın 2 dakika suya bakmam yetiyor. Arkamda önce bir ‘izahatçı’ sonra bir, iki, üç derken epey meraklı bir kalabalık birikiyor. Balıklar için “Kefal” diyorlar. 

Temmuz-ağustos aylarında zaten kuruyan derenin yatağında şu anda 15-20 santimetrelik bir su görünüyor. Ama proje tam hayata geçirildiğinde Kağıthane’den Haliç ’e kayıklarla gidilebileceği söyleniyor. “Böylece Haliç ’e taze su girişi sağlanacak, koku bitecek, biyolojik çeşitlilik artacak” deniliyor. Haliç ’ten dereye girip yukarılara tırmanan balıklar bunun ilk işareti olabilir. 

Bu sırada Osmanlı’nın bir dönemine damga vuran, 1960’lara kadar verimli bağları, bostanları ve balıklarıyla hatırlanan Kâğıthane Deresi’ne ne olacak? Hidrobiyolog Levent Artüz’e “Dereye deniz suyu verildiğinde ne olur?” diye sorduk. Artüz, “Tuzlu su belli bir oranı aştığı zaman biyolojik bir değişiklik ve çok ciddi bir biçimde çürüme olacak. Ne tatlı ne tuzlu su balığı hiçbir şey yaşamayacak” diyor. Deniz haline getirilen Kâğıthane’de deniz suyunun öncesinde canlılık ne düzeydeydi, şu anda ne düzeyde? Artüz’ün elinde kesin bir veri yok. İSKİ’den ise yanıt bekliyoruz. 


Rüyalara hapsolan Kâğıthane 

‘İsmail Hakkı Güler, Manastır doğumlu. 1956’da Kağıthane’ye geldi. Esnaf. 

Derede ilk ne zaman balık tuttunuz? 

8-10 yaşlarında falandım. Atleti çıkarır, iki tarafından tutup akıntıya doğru yürürdük. Envai çeşit balık çıkardı. Süs havuzlarındaki gibi, kırmızı beyaz, parmak kadar balıklar. Yılanbalığı. Kumbalığı. Sazan, turna balığı çıkardı. Mandalar suya girerdi. Biz de arkasından. Mandalar suyu bulandırırdı. Yukarı çıkan balıkları kuyruğundan tutup kıyıya atardık. 12-13 yaşında oltaya geçtik. Ucuna solucan, çekirge takardık. Tutar, eve getirirdim. Yerdik, annem komşuya dağıtırdı. Kerevit çıkardı.... 

Bu balıklar hâlâ var mı? 

Bu dere bizim eski deremiz değil ki. Dere eski yatağında değil bir kere. Eskiden yılan gibi kıvrılır gelirdi. Tüylerim diken diken oluyor hatırladığımda. 

Balık gördünüz mü hiç yakında derede? 

5-6 yıl önce kefaller vardı. Haliç ’ten geliyorlardı. Daha sonra kayboldular. Şimdi yeniden gelmişler. 

Elinizde sihirli değnek, gücünüz olsa, Kağıthane’yi nasıl değiştirirdiniz? 

Yetmez ki. Zaman zaman rüyalarıma girer eski Kâğıthane, sokaklarında dolaşırım. Yolların kenarında bodur ağaçlar... Bütün binaları, bütün fabrikaları yıksam, yine de eskisi gibi bağ bahçe yapamam. O dereyi eski yatağına getirsem... Eski suyu getirsem. Biz eskiden susayınca eğilip içerdik o suyu. 


Rüyaları ‘süsleyen’ Kâğıthane 

Kâğıthane, emlak sitelerinde genelde şu ifadelerle tanıtılıyor: 

“Plazaların gölgesinde gelişen Kağıthane’de eski fabrikalar lüks residence ve ofis projelerine dönüşüyor. Avrupa yakası merkezde iş merkezi olacak bölge kalmazken Kâğıthane Levent’e birkaç km uzaklıkta ve kentsel dönüşüm içinde tek bölge. Kâğıthane’nin pek yakında kaliteli konut, ofis, AVM projeleriyle ticaret, kültür ve fuar merkezine dönüşeceği öngörülüyor.”

Radikal