Kiracılar yüksek kiralar karşısında ne yapmalı?
Milliyet Gazetesi köşe yazarlarından Oğuz Kara bugün kaleme aldığı yazısında kira artış oranları sonrasında kiracıların ne yapabileceği konusunu değerlendirdi.
Milliyet Gazetesi köşe yazarı Oğuz Kara, "Kiracıların durumu ne olacak?" başlıklı yazısında son zamanlarda kiracıların yaşadığı sıkıntıları kaleme aldı."Son aylarda “ihtiyaç” meselesidir alıp başını yürüyor. Tüm kiraya verenlerin kiraladıkları dairelere, işyerlerine ihtiyacı olduğu ortaya çıktı." diyerek yazısına başlayan Kara devamında şunları kaleme aldı.
İlginçtir ki tüm bu ihtiyaçlar kira bedellerinin yoğun bir şekilde arttığı son iki üç aylık döneme tekabül etti (?).
Aylık kirası normalde 2.000 TL olan bir konutun kirasının 4.000 TL gibi tutarlara çıktığı bir gerçek. Hal böyleyken mülk sahipleri bu artıştan yararlanmak istiyor. Peki kiracının hali ne olacak? Çevremde mülk sahibinin baskılarından yılan ve çok daha yüksek kira bedelleri ödeyip, yüklü taşınma masrafı yaparak konut değiştiren birçok kişi var.
Ticari olmayan kira sözleşmelerinde belirlenen aylık kira bedellerinin kira dönemi sonunda en fazla TÜFE oranında artabileceği kabul ediliyor. TÜFE’nin açılımı ise tüketici fiyat endeksi. Bu artışı istemeyen, az bulan, birçok kiraya veren “kendisinin, çocuğunun veya anne-babasının ihtiyacı” olduğunu ileri sürerek kiracılarına tahliye bildirimleri gönderiyor.
Öncelikle bu “ihtiyaç” olayına değinmek lazım. Kiraya veren kişinin konuta ihtiyacı varsa belli koşullar altında tahliye talep etme hakkı pek tabi var. Hukuken ihtiyacın zorunlu, gerçek ve samimi olması tahliye talep etmenin temel koşulları... Kiraya verenin bu zaruri ve samimi ihtiyacını ifade ederek kiracıya kira dönemi bitmeden en az üç ay önce bildirim göndermesi ve kira dönemi bitimini müteakip bir ay içinde tahliye davası açması gerekiyor. Aksi takdirde ihtiyaç sebebiyle tahliye söz konusu olamıyor.
Geldiğimiz aşamada ise sözde ihtiyaçların gerçek ve samimi olmadığı; daha ziyade yaşayan fiyat artışlarından yararlanma niyeti söz konusu… Kiracılarının durumunu kötüleştirmek isteyen mülk sahipleriyle yüzleştiğimiz bir dönemi deneyimliyoruz. Ekonomik anlamda yaşanan zorlu sürecin bireysel kazanç girişimleriyle aşılamayacağı açıkken kiracıların durumunu maddi açıdan zorlaştırmak, daha fazla kira talep etmek ve kabul edilmezse ihtiyaç sebebiyle tahliye bildirimleri göndermek endişe verici. Bu noktada mülk sahiplerini özellikle uyarmak istiyorum. Türk Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi önem arz ediyor. Kiraya veren eğer kiracısını “ihtiyaç” sebebiyle çıkartmışsa, söz konusu taşınmazı üç yıl boyunca eski kiracısından başka birine kiralaması yasak. Bu nedenle kiraya veren, taşınmazı kendi kullanmayacaksa ve tekrar kiraya vermek istiyorsa eski kiracısına bildirimde bulunarak taşınmazı tekrar kiralamak isteyip istemediğini sorması gerekiyor. Aksi halde kiracı, kiraya verene karşı bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat davası açabiliyor.