Emlak Terimleri

Kirada ayıplı ifa!

Türk Borçlar Kanununa göre kiraya verenin kiralananın ayıplarından sorumluluğu var mıdır? Varsa, ev sahibinin kiralananın teslim anındaki ayıplarından ve sonradan ayıplı hale gelmesinden sorumluluğu nedir?

Kirada ayıplı ifa!

Kirada ayıplı ifa ile ilgili esaslar Borçlar Kanunu kapsamında kira sözleşmesi bölümünde açıklanıyor. Kanuna göre kiraya verenin kiralananın ayıplarından sorumluluğu nedir? Ev sahibinin kiralananın teslim anındaki ayıplarından ve sonradan ayıplı hâle gelmesinden sorumluluğu nedir?


Kiraya verenin kiralananın ayıplarından sorumluluğu

1. Kiralananın teslim anındaki ayıplarından sorumluluk

MADDE 304- Kiralananın önemli ayıplarla teslimi hâlinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı duruma gelmesinden doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir.

Kiralananın önemli olmayan ayıplarla tesliminde ise kiracı, kiralananda sonradan ortaya çıkan ayıplardan dolayı kiraya verenin sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir.


2. Kiralananın sonradan ayıplı hâle gelmesinden sorumluluk

a. Genel olarak

MADDE 305- Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Ancak, zararın giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez.

Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır.


Evde mevcut ayıplar ile ilgili olarak Sulh Hukuk Mahkemesinden tespit yaptırılabiliyor. Kira ödemesinden yapılacak olan tamirat parasını kesilebiliyor. 


Bunun dışında sözleşmeye aykırı olarak kiralanan yerin ayıplı olması nedeniyle sözleşmeyi fesh edebilirsiniz. 


T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/10568

K. 2002/10152

T. 23.9.2002


• AKDİN FESHİ VE TAZMİNAT (Kiralanan Taşınmazın Nem Nedeniyle Kullanılamamasından Dolayı Mecurun Ayıplı Olması Nedeniyle )


• KİRALANAN TAŞINMAZIN KİRACININ SAĞLIĞINA TEHLİKELİ OLACAK ŞEKİLDE AYIPLI OLMASI ( Ayıp Kiracının ve Birlikte Yaşadığı Kimselerin Sıhhati İçin Ciddi Tehlike Teşkil Etmekte ise Sözleşmenin Feshedilebilmesi )


• AYIBIN MEYDANA GELMESİNDE KİRACININ KUSURU ( Havalandırma sisteminin Sözleşme Kurulurken Var olup Olmadığının Tespit Edilmesi-Sonradan Yapılması Halinde Kiracıya Yüklediği Külfetin Belirlenmesinin Gerekmesi )


• KARŞI DAVA ( Davalı Tarafça sözleşme Sonuna Kadar Mahrum Kalınan Kira Bedeli İstenmiş Olmakla Beraber Mahkemece Taşınmazın olağan Koşullar Altında ve Aynı şartlarda Ne Kadar Sürede Kiraya Verilebileceğinin Tespitinin Gerekmesi )


818/m.249,250



ÖZET : Kiralananın yeni bina olduğu bu şekliyle davalı tarafından davacıya kiralanıp teslim edildiği anlaşılmaktadır.BK.nun 249/son fıkrasına göre: "Eğer ayıp, kiracının yahut kendisiyle birlikte yaşayan kimselerin yahut işçilerin sıhhati için ciddi bir tehlike teşkil etmekte ise; kiracı bu tehlikeye akdi yaparken vakıf olmuş veya fesih hakkından feragat etmiş olsa bile yine kirayı feshedebilir".Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesi kurulduğu sırada havalandırma sisteminin kurulu olup olmadığı ve kiralananın bu külfet ile birlikte kiralanıp kiralanmadığı noktasında toplanmaktadır..Havalandırma sisteminin kira sözleşmesi kurulduğu sırada mevcut olup olmadığı anlaşılamamaktadır.Havalandırma tertibatının sonradan kurulması halinde ise; kiracıya yüklediği külfet ( elektrik tüketimi, gürültü vs. ) açısından bir inceleme yapılmamıştır. Karşı dava ile sözleşme süresi sonuna kadar mahrum kalınan aylar kira bedeli istenilmiştir bu durumda mahkemece yapılacak iş; olağan koşullar altında ve aynı şartlarla kiralananın ne kadar süre içinde kiraya verilebileceğinin bilirkişi aracılığıyla araştırıp saptamak ve kiralayanın mahrum kaldığı aylar kirasını belirleyip o miktara hükmetmektir. 


DAVA : Dava dilekçesinde mecurun ayıplı olmasından dolayı akdin feshi, depozit olarak verilen 5000 Dolar ile sonra için verilen 3000 Doların iadesi ve zarar gören eşyalar için de 1.000.000.000 lira alacağın tahsili karşı dava ile de haksız fesih nedeniyle 70.000.000 Doların faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi, karşı davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ( karşı davalı ) tarafından temyiz edilmiştir. 

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 


KARAR : Davacı kiracı, davalıya ait tripleks evi 1.12.2000 tarihli kira sözleşmesi ile aylık 5000 Dolar üzerinden kiraladıklarını, ancak evde meydana gelen yoğun nem ve rutubet nedeniyle kullanamadıklarını beyanla BK. mad. 249 gereğince akdin feshine karar verilmesini istemiştir.Davalı kiralayan ise karşı davasında; davacının haksız ve kötüniyetle akdi feshettiğini, kira sözleşmesinin 2 yıl süre ile yapıldığını ve bitim tarihinin 31.11.2001 tarihi olduğunu beyanla sözleşme gereği bakiye 70.000 Doların davalı ( karşı davacıdan ) tahsiline karşı verilmesini istemiştir.Mahkemece, kiralananda meydana gelen rutubetin havalandırma tertibatının yeterince çalıştırılmamasından kaynaklandığı gerekçesiyle akdin feshi talebinin reddine, karşı dava yönünden ise;kiralanan 1 haziran itibariyle kiraya verildiği, boş kalan 8 aylık kira bedeli olan 40.000 Doların davalı ( karşı davacı ) dan tahsili cihetine gidilmiş olup hükmü davacı ( karşı davalı ) temyiz etmektedir.Kiralananın yeni bina olduğu bu şekliyle davalı tarafından davacıya kiralanıp teslim edildiği anlaşılmaktadır.BK.nun 249/son fıkrasına göre: "Eğer ayıp, kiracının yahut kendisiyle birlikte yaşayan kimselerin yahut işçilerin sıhhati için ciddi bir tehlike teşkil etmekte ise; kiracı bu tehlikeye akdi yaparken vakıf olmuş veya fesih hakkından feragat etmiş olsa bile yine kirayı feshedebilir".Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesi kurulduğu sırada havalandırma sisteminin kurulu olup olmadığı ve kiralananın bu külfet ile birlikte kiralanıp kiralanmadığı noktasında toplanmaktadır.16.2.2001 tarihli delil tesbit dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda "insan sağlığını etkileyebilecek boyutta rutubetlenme olduğu" belirtilmektedir.Mahkemece yapılan keşif akabinde düzenlenen uzman bilirkişi raporunda; "Bodrum katın duvar ve tavanları ile zemin katın bazı kısımlarında küflenmeler gözlendiği, konutun bodrum katının projeye uygun bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı ise ancak projeye bakılarak söylenebileceği, bodrum katındaki fonksiyonlar ( duş, sauna, jimnastik ) gereği önemli ölçüde nem oluşturduğu, rutubetin giderilmesi için yeterli oranda havalandırma yapılması gerektiği" vurgulanmıştır.Havalandırma sisteminin kira sözleşmesi kurulduğu sırada mevcut olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu yön üzerinde durulmamıştır. 


Havalandırma tertibatının sonradan kurulması halinde ise; kiracıya yüklediği külfet ( elektrik tüketimi, gürültü vs. ) açısından bir inceleme yapılmamıştır.Bundan ayrı olarak; karşı dava ile sözleşme süresi sonuna kadar mahrum kalınan aylar kira bedeli istenilmiş ve mahkemece kiralananın kiraya verildiği Haziran ayına kadar toplam 8 aylık kira bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Oysa bu durumda mahkemece yapılacak iş; olağan koşullar altında ve aynı şartlarla kiralananın ne kadar süre içinde kiraya verilebileceğinin bilirkişi aracılığıyla araştırıp saptamak ve kiralayanın mahrum kaldığı aylar kirasını belirleyip o miktara hükmetmekten ibarettir.Yukarıda yazılı hususular gözardı edilerek ve eksik incelemeyle sonuca gidilmesinde isabet görülmemiştir. 

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.