23 / 12 / 2024

Kıştan değil yalıtımsız binalardan korkun!

Kıştan değil yalıtımsız binalardan korkun!

Kış mevsiminde konut ve işyerlerindeki enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmanın yolunun ısı yalıtımından geçtiğini belirten İZODER Başkanı Ferdi Erdoğan 'Kıştan değil yalıtımsız binalardan korkun' dedi.



Kış mevsiminde konut ve işyerlerindeki enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmanın yolunun ısı yalıtımından geçtiğini belirten İZODER Başkanı Ferdi Erdoğan, “Enerjimizi boşa harcamadan, güvenli ve konforlu yapılarda yaşamayı hedefliyor, aynı zamanda doğalgaz faturalarında yüzde 50’ye varan tasarruf elde etmek istiyorsak, binalarımızı ısı yalıtımı ile koruma altına almamız şart” dedi. 


Günümüzde daha da gelişen ısı yalıtım sistemleri ile doğalgaz faturalarında yüzde 50’ye varan tasarrufun mümkün olduğunu kaydeden İZODER Başkanı Ferdi Erdoğan, “Enerji tasarrufu, ısı yalıtımıyla sağlanabilecek bir olgudur ve doğalgazı büyük oranda ithal eden bir ülke olarak tasarruf birinci önceliğimiz olmalıdır. Bu yüzden de bir nevi yaşamlarımızı emanet ettiğimiz binalarda, hem bina güvenliği, hem enerji tasarrufu, hem de bütçe için ısı yalıtımı şart. Güvenli binalarda konforlu bir yaşam sürerken, doğalgaz tüketimini yarı yarıya azaltmanın yolu ısı yalıtımından geçiyor. Yaşadığı bina yalıtım sistemleriyle koruma altına alınan tüketici, kaliteli ısı yalıtımıyla konforlu bir yaşama kavuşuyor” diye konuştu. 


Kalitesiz yalıtım malzemesi ve hatalı işçiliğe dikkat

Yapılarına yalıtım yaptırarak kışı rahat geçirmek isteyen tüketicileri, kalitesiz yalıtım malzemesi ve hatalı işçilik konularında uyaran İZODER Başkanı Erdoğan, “Özellikle ısı yalıtımı uygulamalarında yaşanan en önemli sıkıntılardan biri tüketicinin aldatılmasıdır. Yalıtım bilincine sahip tüketiciler, hizmet alırken çok dikkatli olmalı” diyerek, yalıtım yaptıracakların izlemesi gereken yolu şöyle sıraladı: 


“Binaları uzun yıllar koruma altına alan başarılı bir ısı yalıtımı uygulamasında, ürünlerin tümünün standartlara uygunluğu ve doğru işçilik, büyük önem taşıyor. Isı yalıtımı malzemesi olmayan nitelikli yapı malzemeleriyle yapılan uygulamalardan netice alınamıyor. Bunun yanında, doğru yalıtım malzemeleriyle yapılan uygulamalarda eksik malzeme kullanması halinde de, elde edilebilecek tasarruf miktarları sağlanamıyor. Yalıtım bilincinin gün geçtikçe artmasından dolayı ortaya çıkan pazardan, en hızlı şekilde manipülasyonla ve haksız rekabet yaparak pay kapmaya çalışan kötü niyetli firmalara karşı dikkatli olunmalı. Bazı nitelikli yapı malzemeleri bu amaçla kullanılarak tüketiciler aldatılıyor. Bunun için vatandaşlarımız, yaptıracakları uygulamalarda CE belgesi ve İZODER’e üye kuruluşların denetime tabi tutularak alabildikleri İZODER Kalite Onay Sertifikası’na (İKOS) sahip ürünler kullanılmasını talep etmeli.” 


Yalıtımsız binalarımızla enerjiyi adeta havaya savuruyoruz

Türkiye’nin, enerjisinin yüzde 75’ni ithal eden bir ülke olarak, Avrupa’nın 10 katı kadar enerji tükettiğine dikkat çeken Ferdi Erdoğan, “Ülkemizdeki yaklaşık 19 milyon konutun yüzde 85’inde ısı yalıtımının olmaması, enerjimizi nasıl boşa harcadığımızı ortaya koyuyor. Üstelik konutlarda kullanılan enerjinin yüzde 35 gibi bir bölümü sadece ısıtma amaçlı tüketiliyor. Isı yalıtımı olmayan mevcut binalarımız yüzünden enerjiyi adeta havaya savuruyoruz. Bu nedenle her yıl yaklaşık 10 milyar dolar israf ediyoruz. Aslında ülkemizdeki bütün binalar yalıtımlı olduğunda, her yıl en az dört Keban Barajı yapmış gibi enerji tasarrufu sağlamış olacağız” diye konuştu. 



Yapı güvenliğinden yoksun, sağlıksız ve konforsuz binalarda yaşıyoruz

Türkiye’nin ısı yalıtımı konusunda katedecek çok yolu olduğunu savunan Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “İZODER olarak Türkiye’de yalıtımın önemini 21 yıldır aralıksız olarak anlatmaya ve bu konuda bilinç oluşturmaya çalışıyoruz. Bu faaliyetlerimizi, bundan sonra da tüm ülkeyi kapsayacak şekilde sürdüreceğiz. Gelişmiş ülkelerdeki kişi başı yalıtım malzemesi tüketim miktarını ülkemizdeki tüketimle kıyasladığımızda, epey gerilerde kaldığımızı söyleyebiliriz. AB ülkelerinde kişi başı yalıtım malzemesi tüketimi 1-1,2 metreküp iken ülkemizde bu rakam, son 10 yılda yapılan yoğun çalışmalara sonunda ancak 0,2 metreküp oldu. Yani  AB ülkelerine göre 5-6 kat daha gerideyiz. Bu şu anlama geliyor; biz daha pahalı, sağlıksız, yapı güvenliğinden yoksun, konforsuz ve çevre dostu olmayan binalarda yaşıyor ve çalışıyoruz.” 


‘Enerji Kimlik Belgesi’ ile binalar A’dan G’ye kadar sınıflandırılıyor

Türkiye’nin yalıtımlı yapılara kavuşması hedefiyle yürürlüğe giren ‘Enerji Performans Yönetmeliği’nin yeni inşa edilen yapıların yanı sıra mevcut binalar için de çok önemli bir uygulama olduğunu ifade eden Ferdi Erdoğan, “Bu yönetmeliğe göre mevcut binaların tümünün 2017 yılına kadar ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alması zorunlu kılındı. 1 Ocak 2011 tarihinde yürürlüğe giren uygulamanın ülkemizin en önemli enerji ve çevre politikalarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılıyor. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren ‘Enerji Kimlik Belgesi’ aynı zamanda sınıfını da belirliyor. ‘Enerji Kimlik Belgesi’ ile binalar da aynen beyaz eşyalar gibi A'dan G'ye kadar sınıflandırılıyor. En üst sınıfı simgeleyen A grubunda bir eve sahip olmanın ilk şartı ise binanın ısıtma ve soğutma giderlerini yüzde 50'ye kadar düşüren ısı yalıtımına sahip olmasından geçiyor. Daha da geliştirilerek uygulanması gerektiğine inandığımız ‘Enerji Kimlik Belgesi’nin, henüz inşaat izni alınırken sorulması ve inşaata öyle başlanması gerektiğini savunuyoruz” şeklinde konuştu.



Geri Dön