03 / 05 / 2024

Koçtaş'ı krizde sadece Mustafa Koç savundu!

Koçtaş'ı krizde sadece Mustafa Koç savundu!

Krizde sadece Mustafa Koç savundu, şimdi 1 milyar liralık `devler ligi'ne yükselmeyi gözlüyor



GEÇEN çarşamba günü saat 11.00... Koçtaş'ın 25'inci mağazasının Malatya Park'ta açılışı sonrası...

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Perakende ve Gıda Grubu Başkanı Ömer Bozer ve Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu'yla konuşuyoruz.

Mustafa Koç, oldukça keyifli:

-   2001 krizi sırasında aslında az kalsın biz bu işten çıkıyorduk. Ortağımız B&Q da (Kingfisher'e bağlı) bu işten pek memnun değildi.

-   Ne oldu da kaldınız?

-   Holdingte Koçtaş'a asılmak gerektiğini tek savunan ben oldum.

-   Ne gördünüz de savundunuz?

-   Bu tür bir perakende işinin eninde sonunda tutacağını düşündüm.

Ömer Bozer araya girdi:

-   O günlerde Koçtaş işini büyütmek gerektiği konusunda Mustafa Bey, tüm holding yönetimini ikna etti...

-   Devam ettirdiğinize memnun musunuz?

Mustafa Koç artık rahat:

-   Elbette... Aksi halde 25'inci mağazaya ulaşır mıydık?

-   Peki Koçtaş nasıl bir değere ulaştı? Bugün satmaya kalksanız masaya hangi değer üzerinden oturursunuz?

Alp Özpamukçu, cirodan örnek verdi:

-   Yıllık ciromuz 700 milyon lira dolayına geldi.

Mustafa Koç sordu:

-   1 milyar liraya çıkar mıyız?

Yanıt Ömer Bozer'den geldi:

-   2011'de Koçtaş 1 milyar lira ciroya rahat ulaşır... Her yıl 30 bin metrekarelik büyümeyle yolumuza devam ediyoruz.

-   Koçtaş'ta bu büyümeyi tetikleyen IKEA gibi kuruluşların gelmesi mi oldu?

Alp Özpamukçu, pek kanıda değil:

-   Biz kendi türümüzü yarattık. Türk tüketicisi, "Yapı marketinden alıp, kendim monte edeyim" yöntemini pek benimsemiyor. Biz de sisteme bu hizmetleri monte ettik.

Mustafa Koç, kadınlarla ilgili iki
verinin altını çizdi:

-   Koçtaş, üst yönetiminde kadın ağırlığının en fazla olduğu bir şirketimiz. Ayrıca kadın müşteri oranımız da yüzde 55'le
erkekleri geçti.

Koçtaş, 1997'de  İzmir  Bornova'da açılan ilk mağazayla yola koyulmuş. 2000 yılında Kartal mağazasının açmasının ardından 2001 krizi patlamış. Mustafa Koç, o günlerin yanılgısından bir örnek aha verdi:

-   Kartal'da mağazayı açtığımızda holding yönetiminde, "Kartal'da bu iş gitmez. Yanlış yaptık" görüşü hakimdi. Oysa bugün Koçtaş'ın en iyi mağazası Kartal.

Koç Grubu, Tüpraş'ı bünyesine katıp, dünyada "devler ligi"ne yükseldikten sonra borçtan hızla kurtulmak için Migros'u bile elinden çıkarmayı yeğledi...

Yani, perakende sektöründeki önemli kozundan vazgeçti...

Şimdi Koçtaş, perakendede Koç'un "yeni dev"i olma yolunda ilerliyor...

 

19 yıldır TÜSİAD'dayım

MUSTAFA Koç'u yakalamışken, Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olduğu Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nde (TÜSİAD) Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın ocak ayında Yönetim Kurulu Başkanlığını bırakacağını
açıklaması sonrasındaki başkan arayışlarını sorduk:

-   Bu konuda spekülasyon yaşansın istemem...

-   Tüm TÜSİAD üyeleriyle konu görüşülüyor. İlk kez mi oluyor?

-   Daha önce Feyyaz Bey döneminde bu yapılmıştı. Tabi, TÜSİAD Yönetim
Kurulu Başkanlığı kolay bir
iş değil. İnsanın tüm
mesaisini alıyor.

Mustafa Koç, bir hesap yapıp, kendi durumunu ortaya koydu:

-   Ben 19 yıldır TÜSİAD'ın yönetim kademelerindeyim. Neredeyse kadrolu gibi olmuşum. Bu süre içinde TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinin ne kadar zor olduğunu gözlemledim.

 

Dayanıklı tüketimde yeni marka alma arayışımız var

MUSTAFA Koç'a, bir ara General Electric'in (GE) küçük ev aletleri markasını almak için girişiminde bulunduklarını anımsattım:

- O kriz ortamından önceydi... Çok yüksek fiyat istediler...

- Dayanıklı tüketim ürünleri sektöründe Arçelik ve Grundig'in yanına özellikle dış pazarlar için yeni marka ekleme arayışınız vardı...

- Fırsatlara bakıyoruz... O tür bir marka alma niyetimiz var...

 

Biz mümkün olduğu kadar `iyimser tablo' çiziyoruz

MUSTAFA Koç'a, son dönemlerdeki "toparlanma" işaretleriyle ilgili izlenimlerini sordum:

-   Genelde toplumda bir "pesimist" alışkanlık vardır. İşler iyi ola
bile, şikayet etme alışkanlığı var.

Ömer Bozer Koçtaş'tan örnek verdi:

-   Eylül-ekim aylarını
iyi geçirdik.

Mustafa Koç, genel tutumlarını ortaya koydu:

-   Biz genelde "iyimser tablo" çizmeye özen gösteririz.

Araya bir "ama"
koyup ekledi:

-   İhtiyatı da elden bırakmayız...

Kısaca Koç Grubu'nun yol haritasında "ihtiyatlı iyimser"lik var...

 

Avrupa pazarımızı seviyor `potansiyel tehdit' görüyor


MUSTAFA Koç, Ömer Bozer ve Alp Özpamukçu'yla sohbette söz Sinpaş'ın hafta başında konuk ettiği ABD eski Başkanı Bill Clinton ve Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder'e, oradan Avrupa Birliği'ne (AB) geldi. Mustafa Koç, geçmişe döndü:

-   Biz AB trenini 1970'lerde kaçırdık. 1996'da ise Gümrük Birliği anlaşmasını yaparken tam anlamıyla "çırak" çıktık. O zaman daha iyi pazarlık yapılabilirdi.

Mustafa Koç, Fransa ve Almanya'nın AB yolculuğumuza dönük tavrını
eleştirip, ekledi:

-   Kendi iç politik çıkarları yüzünden Türkiye'ye haksızlık ediyorlar. Avrupa, bizim pazarımızda olmak istiyor ama aynı zamanda Türkiye'ye kendine "tehdit" gibi görüyor. Oradaki bu tutum, Türk halkının AB desteğini
aşağı çekiyor...

Koç, AB'nin Kıbrıs hatasına bir kez daha vurgu yaptı:

-   Kıbrıs Rum kesimini tam üye olarak almakla hata ettiler.
Şimdi müzakere yolumuzda sık sık engel çıkarıyor.

Koç, AB'yle ilgili sözlerini
Türkiye'nin kendini iyi anlatamadığına dikkat çekerek tamamladı:

-   Sürekli Türkiye'nin AB'ye neler katabileceği konusunu işlememiz gerekir. Kendimizi iyi pazarlayamıyoruz...

Vahap Munyar/Hürriyet


Geri Dön