Genel

Komşuluk hakları nerede başlar, nerede biter

Medeni Kanun'un 'komşuluk hakları'nı ele aldığını çoğumuz bilmiyoruz. Bu hafta gelen sorulardan ikisi komşuluk ilişkileri açısından çok önemli ve bu nedenle bir arada ele alacağım...

Yanımızdaki binanın yöneticileri bahçelerinde birtakım düzenlemeler yaparken bahçe duvarının çökmesine sebep oldular. şžimdi de onarım için ortak sınır duvarı olduğunu ileri sürerek para talep ediyorlar. Ne yapmalıyız Seyfi Kahramanoğlu-Ataköy/İstanbul

Sitare Gülcan- Ankara Bahçesi çok geniş bir apartmanda ikamet ediyoruz. Bahçenin bir kısmını da kat malikleri için 'hobi bahçesi' ne dönüştürdük. Ancak komşu apartmanın sınırdaki ağaçları güneşimizi engelliyor. Görüşmemize rağmen bir önlem almıyorlar.

Medeni Kanun'un(MK) 'Taşınmaz Mülkiyetinin İçeriği ve Kısıtlamaları' bölümünde yer alan 737.maddesi ortak yaşamın devam etmesi için ilk kuralı şöyle ortaya koyuyor: 'Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.' Aynı Kanun'un kazı ve yapılar ile ilgili 738. Maddesi konuyu daha da netleştiriyor: 'Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır.' Aynı madde 'Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır' diyerek yaptırımlar konusunda devamındaki maddeyi, yani MK'un 739.maddesini işaret ediyor: 'Kazı ve yapılarda uyulması gerekli kurallar özel kanunlarla belirlenir' Hemen belirtelim bu hususu özellikle düzenleyen İmar Kanunu'dur. Bu Kanun'a göre taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkiler, hukuk düzeninin çizdiği sınırlar içinde kullanılabilir. Malik, yetkilerini kullanırken, yine mülkiyet hakkından doğan ödevlere de uymak mecburiyetindedir. Özetle, bahçe düzenlemesi yaparken ortak sınırdaki duvarın yıkılmasına neden olan apartman yönetimi( malikleri), soruyu yönelten Seyfi Kahramanoğlu'nun oturduğu apartman maliklerine verdikleri zararı tazmin etmeli ve duvarı da yapmalıdır. Tabii önce görüşme sonra hukuk yolu. İkinci sorunun yanıtına geçmeden önce Kanun'un mülkiyet sahiplerine, komşularına zarar verecek her türlü taşkın eylemden kaçınma ödevi yüklediğini hatırlatalım. Kaldı ki 'Duman, koku, gürültü, sarsıntı, toz' da buna dahil. Ve Ankara'dan Sitare Gülcan'ın sorusunun yanıtı, yani bitkilerle ilgili kural, MK'un 740.maddesinde çok açık olarak yer almakta: 'Komşunun arazisine taşarak zarar veren dal ve kökler, onun istemi üzerine uygun bir süre içinde kaldırılmazsa, komşu bu dal ve kökleri kesip kendi mülkiyetine geçirebilir. Ekilmiş veya üzerine yapı yapılmış arazisine dalların taşmasına katlanan komşu, bu dallarda yetişen meyveleri toplama hakkına sahip olur.' Bu arada bir ayrıntı daha. Bitki ve ağaçların geçici veya kalıcı olup olmamaları da bu kanun hükümlerinin uygulanmasında ayrı kapsamda değerlendirilmekte. Örneğin söğüt ve kavak ağaçları, Yargıtay uygulamasına göre, geçici olarak ve yakın gelecekte kaldırılmak üzere dikilen ağaç türü olarak nitelendirilmektedir. Bu durumda ağaçların geçici mi, kalıcı mı, yakın gelecekte kaldırılmak üzere dikilen ağaçlardan mı olduğunu araştırılmalı, dal ve köklerinin yatay sınırı aşıp aşmadığı kontrol edilmelidir. Eğer aştığı toprağa zarar veriyorsa uygun bir zamanda dal ve kökleri kesilebilir. Sınırı geçen dallardaki meyveleri toplama hakkı ise sizindir.
NÜSA UĞUR/Sabah Emlak