Sektörel

Kömür tüketimi ve fosil yakıtlar üzerinden sağlanan büyüme yine gündemde!

Enerji sektöründe, yıllardır alternatif kaynakların eksikliği tartışılıyor. Dünyada güneş enerjisi kurulu gücü 136 bin megavat (MW) seviyelerine ulaştı . Türkiye’nin kurulu gücü ise 20 MW düzeyindeyken, potansiyel bunun en az bin katı...

Kömürü her yönüyle tartıştığımız bu günlerde, Türkiye’den ve dünyanın diğer ülkelerinden öne çıkan veriler dikkat çekiyor. Örnek vermek gerekirse, kaya gazı sayesinde doğalgaz üretiminde rekorlara koşan ABD’de, 2007’de elektriğin yarısı kömürden üretiliyordu. Bu oran, bazı elektrik üreticilerinin daha düşük fiyatlı olan doğalgazı tercih etmesiyle 2013 yılında yüzde 37’ye düştü. Türkiye’de ise üretilen elektriğin yaklaşık dörtte biri kömürden elde ediliyor. Şu bir gerçek: dünyada doğalgaz, kömür gibi konvansiyonel enerji kaynaklarına olan ilgi, bu kaynaklar tükenmedikçe bitmeyecek. Türkiye gibi bu kaynakları ithal eden ülkelerin alternatif arayışları da öyle. 


KÖMÜRDEN UCUZ OLACAK 


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçtiğimiz haftalarda yaptığı bir açıklama, bu açıdan önem taşıyor. Türkiye’nin şu an en büyük darboğazının enerji olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları söylüyor: “2017-18 yılında güneş enerjisinden elde edeceğimiz enerjinin maliyeti kömürün çok altında olacak. Panellerin verimi artıyor, kendisi ucuzluyor. Bir iki yıla kalmaz bu teknoloji çok yaygınlaşacak, sanayicimiz de enerji maliyetleri konusunda rahat bir nefes alacak.” Enerji Bakanlığı’nın “2010-2014 Stratejik Enerji Planı”nda, 2023 yılına kadar toplam elektrik üretiminin yüzde 30’unu yenilenebilir enerjiden sağlama hedefi yer alıyor. Buna karşın, Türkiye’nin elektrik üretiminde HES dışındaki yenilenebilir kaynakların payı geçtiğimiz yıl yüzde 4’te kaldı. Bunun da yüzde 3.1’ini tek başına rüzgar enerjisi oluşturuyor. 


BİN KAT POTANSİYEL 


Solarbaba Platformu’nun Kurucusu Ateş Uğurel, resmi rakamlara göre Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücünün yaklaşık 12 MW, kayıtdışı ve şebekeden-bağımsız sistemler de eklendiğinde 20 MW’ın üzerinde olduğunu söylüyor. Uğurel’e göre, Türkiye’nin uygulanabilir potansiyeli ise en kötümser tahminlerde dahi bunun en az bin katı, yani 20 bin MW. Güneş enerjisinin tek başına en büyük alternatif haline geldiğini dile getiren Uğurel, şöyle konuşuyor: “Üstelik buna 4-5 yıl içinde ucuz ve uzun ömürlü elektrik depolama da eklendiğinde, bizi yeni bir enerji devriminin beklediğini söylemek çok yanlış olmaz. Sayılar elbette proje ve bölgeye göre değişkenlik gösterecektir ancak bir hap bilgi olarak vermemiz gerekirse, 1 MW kurulu gücündeki bir güneş santralinin bugün anahtar teslim maliyeti 1.25 milyon dolar civarında ve yılda ortalama 1.6 milyon kilovat saat elektrik üretebiliyor. Solarbaba platformu olarak Türkiye’de yaklaşık 2 yıldır teşviksiz ve kösteksiz bir mevzuat talep ediyoruz. Diğer dünya ülkelerine de baktığımızda birkaç istisna hariç artık şebekeye basma tarifelerinin (feed-in-tariff) çok düşük rakamlara geldiğini ve yakında kaldırılacağını gözlemliyoruz. Devletten tek bir talebimiz var: ‘Gölge etme başka ihsan istemez’.”


Tek başına kurtarmaz çözümde rolü büyük


ULUSLARARASI Enerji Ajansı (IEA) Baş Ekonomisti Fatih Birol, yenilenebilir enerjinin tek başına dünyayı kurtarmayacağını ama dünya enerji sorununun çözümünde giderek daha önemli rol oynayacağını ifade ediyor. Yenilenebilir enerjinin Türkiye açısından önemini sorduğumuz Birol, şunları söylüyor: “Şu anda dünyanın başına bela olan üç konuya karşı yenilenebilir enerjinin büyük yararları var: 

1) Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, ülkelerin enerji arz güvenliği için olumlu bir katkı. 2) İklim değişikliği ve hava kirliliğine karşı sağladığı katkı. 3) Özellikle ekonomik olarak kendi ayakları üzerine basan yenilenebilir enerji projelerinin, cari açığı büyük sorun olan ülkelerde, bu meselenin halledilmesi noktasında sağladığı katkı. Türkiye’nin daha çok uygulanabilir yenilenebilir enerji potansiyeli var. Bununla birlikte, çözümleri sadece yenilenebilir enerji ile düşünmek biraz hayalperestlik olur. Yenilenebilir enerjide hangi projelerin destekleneceği de önem taşıyor.” 


Enerji fiyatlarını düşürebilir


AVRUPA Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi’nin “2013 Fotovoltaik Durum Raporu”nda, Türkiye’nin 2011 yılında Yenilenebilir Enerji Kanunu’nu çıkardığı kaydedilerek, “Güneş enerjisinde 600 MW’lık ilk lisanslı süreç 2013 Haziran ayında kapandı ve yaklaşık 15 kat başvuru geldi.  EPDK’ya 9 bin MW’lık proje müracaatı yapıldı” deniliyor. Raporda,  “Güneşin gelecekte fiyatları düşürme imkânı sunan tek alternatif” deniliyor.


Hürriyet