Sektörel

Konaklama sektöründe yatırım stratejileri nasıl şekillenecek?

Dünya Gazetesi köşe yazarı Mehmet Küçükkaya bugünkü yazısında konaklama sektöründe yatırım stratejilerinin nasıl şekilleneceğinden bahsetti. İşte o yazı...

Konaklama sektöründe küresel olarak yatırım stratejileri; teknolojik gelişmeler, müşteri taleplerinin değişmesi ve küresel ekonomik görünümdeki belirsizlikler ile birlikte yeniden şekilleniyor. 

Sınır ötesi yatırımlar, büyük ölçekli birleşme ve satın alma işlemleriyle birlikte yaşanan konsolidasyon ve büyük veri analizi gibi teknolojiler küresel ekonominin ayrılmaz bir parçası olan konaklama sektörüne 2017’de de yön vermeye devam edecek. Ancak küresel ekonomideki belirsizlikler dolayısıyla yeni yılda daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimseyen sektör liderleri, yatırım stratejilerini yeniden değerlendirirken, fırsatları da yakalamaya çalışacak. Sektör bu yıl; Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararı almasının (Brexit) etkileri, paylaşım ekonomisinin yükselişi ve siber güvenlik konuları gibi pek çok büyük gelişmeyi bir arada takip edecek. Birleşik Krallık’ın Haziran 2016’da AB’den ayrılma kararı almış olması konaklama sektörü liderlerinin yatırım kararlarında özellikle zamanlama ve planlama konuları üzerinde etkisini hissettirecek gibi görünüyor.


Birleşik Krallık dünyanın (CNN’in 2016 raporuna göre 1.sırada HongKong yer alırken, İstanbul 9. sırada Antalya’ da 11.sırada yer almaktadır) en çok ziyaret edilen ülkeleri sıralamasında ikinci sıradaki yerini halen korusa da Brexit’in konaklama ve tatil sektörünün kısa ve orta vadeli görünümde ciddi değişimlere yol açması bekleniyor. Öte yandan tüketici güveni görünümündeki zayıfl ık, sterlinin değer kaybederek enfl asyonu yukarı itmesi ve son yıllarda ücret artışının yavaşlaması gibi faktörler ülkede reel hane halkı gelirlerini olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla ekonomik gelişmelere duyarlı olan konaklama ve tatil sektörü tüketici harcamalarındaki iniş-çıkışlara paralel bir seyir izleyecektir.


Öte yandan dünyanın en yüksek nüfuslu ülkesi olan Çin’de yerel konaklama piyasasında performans görünümün sınırlı olması Çinli yatırımcıları 2016’da yurt dışına yöneltmişti. Çin para birimi yuandaki değer kaybına karşı kendilerini korumaya alan yatırımcılar, Çin’e göre daha yüksek gayrimenkul getirisi ve istikrarlı bir yatırım ortamı sunan ülkelerdeki fırsatları değerlendirmeye 2017’de de devam edecek gibi görünüyor.


Otel yönetimi şirketleri için veri analizinin gelirler üzerinde doğrudan bir etkisi olmamakla birlikte bu şirketlerde gelir yönetim birimleri artık online arama eğilimleri, rakip satışları ve gelecek rezervasyonlar gibi farklı verileri analiz ederek talebi öngörüp fiyatları optimize etme ve uyguladıkları fiyatlarla rekabette avantaj sağlayabiliyor. Bu anlamda büyük veri analizinin etkin kullanımı işletmelerin yönetim biçimini değiştirirken, müşteri deneyimini de güçlendiriyor. Ayrıca robotik süreç otomasyonu (RSO), oteller için back off ice uygulamalarının ve müşteri ile birebir gerçekleştirilen süreçlerin yürütülmesinde maliyetlerin düşürülmesi, verimliliğin ve hizmet kalitesinin artırılmasına ilişkin büyük bir potansiyel barındırıyor. Ancak IT, siber güvenlik, risk ve İK departmanları arasındaki koordinasyonun zayıf olması, planlama ve IT altyapısındaki eksikliklerin yanı sıra otomasyonun yanlış süreçlerde ve aşırı uygulanması gibi konular RSO projelerinin başarısız olmasına neden olan faktörler arasında yer alıyor.


Teknolojide kaydedilen ilerlemeler ile eş zamanlı olarak artan siber güvenlik ihlalleri küresel konaklama sektörü için de ciddi bir tehdit teşkil ediyor. EY’nin araştırmasına göre; 2016’da küresel şirketlerin %57’si siber güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Bu nedenle saldırıların hızlı şekilde tespit edilmesi ve doğru teşhisin konulmasının yanı sıra finansal zararların ve itibarda kaybının giderilmesine yönelik gerekli adımların ivedilikle atılması önem arz ediyor. 

Son dönemde küresel anlamda yaşanan terör olayları, işsizlik oranındaki artışlar, kur dalgalanmaları ve sosyal dengesizlikler tüm diğer sektörleri olduğu gibi turizm ve konaklama sektörünü de olumsuz şekilde etkiliyor. Ülke imajlarının düzelmesiyle birlikte işlerin tekrar düzelmesi bekliyoruz. 2017 yılına yönelik hazırlanan küresel raporda tespit edilen 10 başlık ülkemiz turizm ve konaklama sektörü için önem arz ediyor. Devlet tarafından sağlanan teşvikler ve destekler ile turizm ve konaklama sektörünün gelişimi önceliklendirilmeye çalışılmış olmakla birlikte sektörün sürdürülebilirliği açısından küresel trenlere de önem verilmesi gerekiyor. Özellikle veriye dayalı analizler, siber güvenlik, robotik süreç otomasyonu ve paylaşım ekonomisi gibi yeni trendlerin ilerleyen dönemlerde de turizm ve konaklama sektörünün gündemini meşgul edecek önemli konu başlıkları arasında yer alacağını öngörüyoruz.



Dünya