Konut alırken deprem gerçeğine dikkat!
Türkiye’nin lokomotif sektörleri arasında yer alan inşaat sektöründe konut inşa edilirken deprem gerçeğinin unutulmaması gerekiyor. Bu kapsamda Çimento ve Hazır Beton Fiyat Artışlarının Bina Maliyetine Etkisi Raporu hazırlandı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Aslı Akçamete Güngör ve İsmail Özgür Yaman tarafından hazırlanan Çimento ve Hazır Beton Fiyat Artışlarının Bina Maliyetine Etkisi Raporu’nda yapılarda kullanılan betonun bina maliyetlerinde etkisinin çok düşük olduğunu vurguladı.
28 Şubat 2019’da Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) tarafından Nihat Özdemir ev sahipliğinde gerçekleştirilen basın toplantısında Çimento ve Hazır Beton Fiyat Artışlarının Bina Maliyetine Etkisi Raporu’nun çıktıları ODTÜ İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özgür Yaman tarafından ele alındı.
Yapılan sunumda kullanılan çimentonun bina maliyetlerine etkisinin yüzde 2 ile 4’ü arasında olduğunun vurgusu yapıldı. Sözü Özdemir’den devralan Yaman, “İnşaat maliyetlerini yalnızca hammadde ve malzeme kullanımı maliyetine indirgemek çok doğru değil. Belli başlı maliyetler olarak arazi, işçilik, finansman, pazarlama ve satış gibi birçok maliyet kalemini sayabiliriz.” dedi. Konutun lokasyonu ve kullanılan diğer malzemelerin maliyete etkisinin oldukça yüksek olabileceğini belirten Yaman, “Bunun aksine çimento ve beton fiyatlarının betonarme bina maliyetlerine etkisi oldukça sınırlıdır. Özellikle lüks ve birinci sınıf binalarda yapı maliyetini etkileyen etmenler, binanın diğer aksamlarından kaynaklanmaktadır.” diye açıklama yaptı.
Türkiye’nin lokomotif sektörleri arasında yer alan inşaat sektöründe dönüşümünü tamamlamamış farklı bölgelerdeki birçok yapı, depremde yıkılma riski taşımaya devam ediyor.
Türkiye’de konut satışlarının her dönem olduğu gibi, bundan sonraki dönemde de artacağı belirtikirken, ülkemizin deprem riski bölgesinde yer alması, yapılan konutların kalitesini daha da önemli hale getiriyor. Küçük ve büyük çaplı depremlerin her an yaşanma riskine karşın, yapılarda kullanılan beton standartlarının ve bu konuda gelişen teknolojilerin önemi artıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yapılan son açıklamaya göre Türkiye’nin %66’sı deprem bölgesinde yer alıyor. Son yüz yılda 6 ve üzerinde büyüklükte 56 deprem meydana geldi. Bu 56 depremde 82 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. 17 Ağustos’ta 7,4 şiddetindeki depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken 285 bin konut, 43 bin iş yeri zarar gördü. Toplamda 16 milyon vatandaşımız bu depremden etkilendi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tespitlerine göre Türkiye’de 6,7 milyon konutun kentsel dönüşüme kazandırılması gerekmektedir.
ODTÜ İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özgür Yaman, “Bina yapımında kullanılan tüm malzemelerin yanı sıra güvenli bina tasarımı ve yapım teknikleri de bina maliyetlerinde önemli faktörlerdendir. Bu nedenle ülkemizin deprem bölgesinde yer aldığı bilinciyle yapılarımızı inşa ederken maliyeti ne olursa olsun güvenli tasarım ve yapım teknikleri uygulanmalı ve beton kalitesine dikkat edilmeli. Geçtiğimiz ay Kartal’da yaşadığımız vahim olayda 21 vatandaşımızı kaybettik, onlarca kişi de yaralandı. Bu vahim olayın sebeplerinden biri de, kullanılan betonun bina yapımında gerekli olan standartların altında olmasıydı. Bu gibi acıların tekrar yaşanmaması için yapılarda maliyet etkisi çok az olan çimento beton maliyetine odaklanmak yerine kaliteli beton kullanılması gerektiğini önemle vurguluyoruz.” diyerek sözlerine son verdi.
Yapı Denetim Sistemi’nde yeni dönem!
Güvenli binalar için kentsel dönüşümü iyi değerlendirmeliyiz!