Konut ihracat dışı döviz gelirlerinde stratejik üründür!
Konut, Türkiye için ihracat dışı döviz gelirlerinde “Stratejik Ürün” olarak tanımlanmalıdır… Çünkü katma değeri yüksektir. Hem inşaat malzemeleri üretimi yerli hem de konut alan yabancı Türkiye’de harcama yapacak.
Türkiye’nin 2012 yılı ihracatı yaklaşık 153 milyar dolardır… Bu ihracatı yapmak için Dış Ticaret Müsteşarlığının tüm yurtiçi ve yurtdışı teşkilatı çalışıyor. Başbakan ve Bakanlar işadamı heyetleri ile yurtdışında pazarlama faaliyetlerinde bulunuyor… Yapılan bu ihracatın önemli bir bölümü de ithalata dayalı. İhracatımızın katma değeri düşüktür….
Konut, Türkiye için ihracat dışı döviz gelirlerinde “Stratejik Ürün” olarak tanımlanmalıdır… Çünkü katma değeri yüksektir. Hem inşaat malzemeleri üretimi yerli hem de konut alan yabancı Türkiye’de harcama yapacak. Turizm, eğitim, tedavi, iç ticareti canlandırma açısından çok önemlidir.
Türkiye’nin yabancıya konut satma kapasitesi Avrupa ülkelerinden daha yüksektir. Türkiye dışında 175 milyon Türk yaşıyor. İklim nedeniyle Avrupalıların gözü Türkiye’de. İslam ülkelerinden özellikle Araplar ise Türkiye’yi yeniden keşfediyor. Yüz yıllarca bir arada yaşayan Afro-Avrasya Coğrafyasının insanları İstanbul’da yeniden kaynaşacak.
Konut ekonomik olduğu kadar sosyolojik etkisi ile de “stratejik sektördür”…. Osmanlıdan sonra Türkiye yeniden Afrika ve Asya’ya açılıyor. Mütekabiliyet ile yüz yıllarca bir arada yaşayan Afro-Avrasya Coğrafyasının insanları İstanbul’da yeniden kaynaşacak. Bu kaynaşma sürecinde bir arada yaşamada kültürel çatışmalar da olacak.
Konut geliştirici şirketlerin sahipleri, yöneticileri, mütekabiliyetin arkasından oturma izninin neden uzatılmadığını soruyor. Bürokratlar bu işin önemini neden anlamadılar diye düşünüyorlar. Konut sektöründeki işadamları konuyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ile görüşüyorlar ve bir sonuca gidemiyorlar. Gidemezler de… Çünkü oturma iznin uzatılması Çevre ve Şehircilik Bakanlığının işi değil. İçişleri Bakanlığının işidir. Polis mütekabiliyete “ekonomi” açısından değil “güvenlik” açısından bakar. Bu nedenle konut sektöründeki patronlar yanlış kapıyı çalıyorlar.
Mütekabiliyet yasası ile yabancıya oturma iznin süresinin uzatılması da yetmez. Süre ile birlikte kurumsal altyapının da hazırlanması gerekir. Türkiye’de gayrimenkul sektörüne yatırım yapacak yabancıya yönelik bu konuya özel oluşturulmuş yeni bir birimin kurulması gerekir. Dubai’de konut alacak, yatırım yapacak biri havaalanında karşılanır… İspanya’da da VIP muamelesi görür… Yakında birçok ülkede bireysel yabancı yatırımcıyı çekmek için benzer uygulamalar görülmesi olasıdır.
Türkiye’ye yatırım yapacak bireysel yatırımcı birkaç gün içerisinde oturma iznini ve tapusunu alamaz ise mütekabiliyetten beklenen sonuç elde edilemez. Konut ihracat dışı döviz getirmede “stratejik ürün” olarak tanımlanır ve uygulamada sorun çıkmaması için kurumsal alt yapılar kurulursa mütekabiliyet kısa sürede konut stokunu eritebilir.
Mütekabiliyetle ilgili fırsatların kaçmaması için bu konuda hızlı karar verilmeli ve hayata geçirilmelidir.
Saygılarımla,
Abdullah Çiftçi