Genel

Konut kredilerinde 75'inden fazla kredi verilmeyecek!

TADEM Taşınmaz Değerleme Müşavirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çetin Önder, BDDK'nın 2010 sonunda yürürlüğe giren kararına göre bankaların konut bedelinin yüzde 75'inden fazla kredi veremeyeceklerini söyledi  

TADEM Taşınmaz Değerleme Müşavirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çetin Önder, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) 2010 sonunda yürürlüğe giren kararına göre bankaların konut bedelinin yüzde 75'inden fazla kredi veremeyeceklerini söyledi

TADEM Taşınmaz Değerleme Müşavirlik Yönetim Kurulu Başkam Ali Çetin Önder, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) 2006 yılında kabul ettiği, "Değerleme Hizmetleri Yönetmeliği" ve 16.12.2010 tarihinde değerleme hizmetlerinin liste şirketler dışında yapılmaması kararının önemine işaret etti. Önder, şu bilgileri verdi:

"Bu düzenlemeye göre bankalar, lisanslı değerleme şirketlerinin belirledikleri değeri esas alacaklar. Bu değerlere göre, konut kredilerinde yüzde 75, ticari kredilerde ise yüzde 50'den fazla kredi veremeyecekler. Lisanlı firmalara değerleme yaptırmadan kredi verilmesi halinde verilen kredi tutan banka sermayesinden düşülecek. Bu düzenlemenin yapılmasındaki temel amacın bankaların ve kredi kullanmak isteyen kişi ve kuruluşların geri ödeme zorluğuna düşerek finans sektörüne ve ülkemize zarar vermemesi için tedbir niteliğinde olduğu kanaatindeyiz. Yapılan yatırımın bir bölümünün tasarruflarla olmasını zorlamaktadır. Özellikle ticari kredilerde, bu kararın yürürlüğe girmesinden önce bankanın kendi belirlediği veya lisansız firma ve kişilerden alınan değerleme raporu ile yüzde 80-90'lara varan oranlarda kredi açılabiliyordu. BDDK bu kararı ile lisans verdiği değerleme şirketlerini daha yakından denetlemeye başladı."

'Değerleme işi disipline oldu
Taşınmaz yatınmının, asırlardır insanların yaşamlarında vazgeçilemez bir unsur olduğunu kaydeden Önder, şöyle konuştu:
"Barınma ve beslenme hayatta kalabilmenin temelidir. Bunları sağlayabilmek için taşınmaza ihtiyaç var. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için, para kavramı oluşmadan takas yöntimiyle, oluşturduktan sonra da parayla ihtiyaçlarını tiyaçlarını giderdi. Ancak akla şu soru geliyor; 'Bu ihtiyaçlar için ne kadar mal veya para verilmeli' Bu durumda bir bedel takdir etme zorunluluğu şart gözüküyor. Değerleme kavramının tarihin derinliklerinden geldiğini anlıyoruz. Geçmişte değer tespit çalışmaları bireyler veya deneti-me tabi olmayan şirketler tarafından yapılıyordu. Yaşanan ciddi krizlerde, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) krizde ilk önlemleri alan kurumlarımızdan oldu. Yaptığı düzenlemeler ile o güne kadar bilirkişilik sistemi içerisinde yapılan ekspertiz işlerini disipline ederek değerleme kavramını düzene koydu. Sınavla lisans verdiği değerleme uzmanlarını ve listeye aldığı değerleme şirketlerini gözetim ve denetim altına aldı. Bu düzenlemeler gayrimenkul sektörü tarafından bir meslek disiplini olarak kabul görüldü."

'Değerleme ücretleri düşük'
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği'nin (TDUB) seçimle 2010 yılında göreve başlaması ile sektörün yasal sahibinin belirlendiğini kaydeden Önder, şöyle konuştu:

"TDUB, kamu kurum niteliğinde olan birliktir. Barolar Birliği; Noterler Birliği, Bankalar Birliği gibi mesleki disiplin kararlan almak, uygulamak, ücret tarifelerini belirlemek gibi önemli güce sahiptir. Şu anda değerleme fir-malan, bankaların uyguladığı konut değerlemelerinde 225 lira civarındaki ücret anlayışından oldukça rahatsızdır. Bu uygulamanın devam etmesi halinde kalitesizlik hızla artarak insanlara, ku¬rumlara ve ülkeye zarar vereceği endişesini taşıyoruz. TDUB bu konuyu çözmek üzere, SPK, BDDK, Bankalar Birliği, Rekabet Kurulu gibi kurumlarla görüşmektedir. Yakın bir tarihte sorunun çözülmesini bekliyoruz. Aksi halde değerleme sektörü çözülecektir."

Milliyet