Sektörel

Konut kredilerindeki düşüş diğer kredilerde de yaşanacak!

Türkiye’nin darbe girişimi şokunu atlattığını belirten Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Göktan, “Ufak tefek önlemlerle bu sürecin yönetildiği görüldü. Dünya bunu anladı. Türkiye ekonomisi çok güçlü” diye konuştu.

Türkiye’nin darbe girişimi şokunu atlattığını belirten Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Göktan, “Ufak tefek önlemlerle bu sürecin yönetildiği görüldü. Dünya bunu anladı. Türkiye ekonomisi çok güçlü” diye konuştu


Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin piyasalarda yarattığı dalgalanmanın azaldığını ifade ederek, yaşananların, daha önceki krizlerde alınan klasik tedbirlere ihtiyaç olmadan atlatıldığını söyledi. Merkez Bankası’nın gelişmeler ekseninde çok hızlı ve proaktif hareket ettiğini belirten Göktan, “Merkez Bankası piyasaya gereken likiditeyi sağladı, sağlıyor. Biz banka olarak bugüne değin yaşanan benzer dalgalanmalarda olduğu gibi, bu kez de hiçbir müşterimizden kredilerini geri çağırmadık. Sektörde bunu yapan banka olduğunu da düşünmüyorum” dedi. Merkez Bankası’nın munzam karşılıklarda yaptığı değişiklerin bankaların maliyetlerini olumlu etkileyeceğini anlatan Göktan, konut kredisi faizlerinde görülen düşüşlerin ticari ve diğer bireysel kredi faizlerine de yaşanacağını öngördü. Deneyimli bankacı Hasan Basri Göktan, bankanın merkezinde son dönemde yaşananlarla ilgili sorularımızı yanıtladı...



Kazanımlar uçacaktı!


- 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tüm bankalar teyakkuzdaydı. Bu süreci nasıl atlattınız?


15 Temmuz gecesi Türkiye hain bir darbe girişimiyle karşılaştı. Bu hem devleti yönetenlere, hem demokrasiye hem de milli irademize ve beraberliğimize yönelik bir girişimdi. Türkiye’de kargaşa ve iç savaş çıkaracaklardı. Türkiye’nin son 15 yıllık bütün kazanımlarını yok edeceklerdi. Devlet ve millet olarak hep beraber buna karşı konuldu. Herkese görev düşüyordu. Darbe girişiminin hemen sonraki gün 250 milyon dolarlık bir sendikasyon kredisi için road show’a başlamamız gerekiyordu. Dünyanın en büyük 5 bankası katılımcılarımızdı. Londra, Dubai ve Uzakdoğu’da görüşmeler başlayacaktı. O gece bu bankalarla konuşarak bunun başarısız bir kalkışma olduğunu, Türkiye’nin buna karşı koyacak güçte olduğunu, devletin her türlü tedbiri aldığını anlattık. İşler yoluna giriyordu. Fakat sonrasında gelen S&P’nin maksatlı not indirimi programımızın ertelenmesine yol açtı. Kesinlikle dışarıda kendimizi iyi anlatmamız gerekiyor.


- Şu an durum nasıl, normalleşme var mı?


Her şey normale dönüyor. Bu günler fedakarlık günüdür. Herkes üzerine düşeni yapacak. Türkiye’de işler süratle normale dönüyor, döndü zaten. Yaşanan çok kısa süreli, geçici bir dalgalanmaydı. Aldığımız 135 milyon dolarlık başka bir sendikasyon kredimiz vardı. Bunu darbe sonrası aldık, iptal edilmedi. Bu Türkiye’nin finans temsilcilerinin Türkiye’yi dışarıda iyi anlattıklarının, doğru algılanmasının sağlandığının bir göstergesidir. Geleceğe umutla bakıyorum. Bütün bunlar düzelecek. Türkiye güzel günlere gidecek.


22 milyarlık destek


- O zaman tedbirler yeterli oldu sanırım...


O günlerde devlet büyükleri de finans sektörünü yönetenler de gerek Merkez Bankası, gerek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) çok iyi tavır koydular. Gereken her türlü tedbiri aldılar. Merkez Bankası çok aktif davrandı. Biz 2001 krizinde böyle bir proaktif davranma görmemiştik. Piyasaya 22 milyar TL likidite sağladı ve bunu haftalık faizden, yüzde 8 civarında yaptı. Sağladığı likidite ve aldığı tedbirler çerçevesinde bugün haftalık repo faizleri 7.95’lere geldi. Bu iyi bir gidiş. Merkez üzerine düşeni yaptı, arkasından bir adım daha attı. Mevduat munzam karşılıklarında 50 baz puan indirim yaptı. Bu kredi faizlerine yansıması açısından önemli bir gelişme. Bunun önümüzdeki günlerde de devam edeceğini tahmin ediyoruz.


Biz de bankalar olarak elimizden geleni yaptık, ATM’lerde sıkıntı yaşanmadı. Bütün ATM’lerimizi çalıştırdık, boşalan yerlere para takviyesi yaptık. Tabii bunun sonucunda da bir rahatlama oldu. Hızla normale döndük. Türk halkımız da üzerine düşeni yaptı, 10 - 11 milyar dolarlık döviz bozdurarak piyasaya likidite sağlamış oldular. Bütün bu gelişmeler olumlu hava verdiği için 5 Ağustos itibarıyla Türkiye’ye tekrar devlet borçlanma senetleri yoluyla önemli para girişi oldu.


‘Hiçbir banka krediyi geri çağırmamıştır...’


- Banka olarak planlarınızda bir değişiklik yaptınız mı?


Bu olayın etkilerinin geçici olduğunu düşündüğümüz için bankamızın planlarında bir değişiklik yapmadık, yapmayacağız. Üretimin desteklenmesi ve ekonominin canlanması için elimizden geleni yapacağız. Yurtdışından kaynak getirmeye devam edeceğiz. Bu kaynakları da finansman ihtiyacı duyan kesimlere aktaracağız. Aslında ekonomide bir sorun yok. O geçici bir şok etkisiydi. Bir dalgaydı, çok hızla regüle edildi. Hem ekonomiyi ve finans sektörünü yönetenler hem de Türk halkı biliyor ki Türkiye bu sorunları çok rahat aşar. Bunları aşması için bizim öyle 2001’de olduğu gibi klasik ekonomik tedbirleri uygulamaya koymamıza gerek yok. Çünkü Türkiye’nin ekonomisi o kadar esnek bir hale geldi ki geçici bir takım ayarlamalarla bu sorunlar çözülür. Ağır reçetelere veya ilaçlara ihtiyaç yok. Klasik ekonomik önlemlere, tedbirlere ihtiyaç yok. Günün şartlarına göre ufak tefek önlemlerle bu süreç yönetilir. Zaten yönetildiği de görüldü. Dünya bunu anladı. Yatırım notumuzun düşürülmesini de beklemiyorum. Önemli olan ekonomiyi canlı tutmak ve likiditeyi sağlamaktır. Türk ekonomisinin bu yapısı bana göre büyüme çağrıştırıyor.


- Bu süreçte kredileri geri çağırma noktasına gelindi mi?


Bizim Şekerbank olarak kültürümüzde kredi geri çağırma yoktur. Biz güne kadar hiç krediyi geri çağırmadık. 25 yıldır bu bankada üst düzey yöneticilik yapıyorum, hiç bir dönemde kredi geri çağırmadık. Sektör de çağırmıyor. Öyle bir şey olmaz. Çünkü müşterilerimizle aynı gemideyiz. Müşterimiz varsa biz varız. Böyle bir şeyden kimsenin endişe duymaması gerekir.


‘Şoku atlattık hızlı büyürüz’


- Önümüzdeki dönem için beklentiniz nedir?


Biz Türkiye’deki dayanışma ve birliktelik ruhunu devam ettirdiğimiz sürece Türkiye’yi daha çok büyütürüz. Büyümeyi yüzde 4.5 seviyelerine taşıyabiliriz. Bu konuda bütün bankalar ve finans sektörü elinden geleni, üzerine düşeni yapıyor. Yapmak zorundayız. Çünkü Türkiye büyük bir ülke, imkanları var. Demokrasiye, milli birliğe büyük bir kast yapılmış. Buna karşı herkes ortak tavır almak zorunda. Konut kredisi faizlerini aşağı çektik. Tahmin ediyorum, bu düşüş mevduat faizlerini de aşağı çekecek. Umudumuz bunun bir takım tedbirlerle desteklenerek yatırım, üretim ve diğer KOBİ, ihracat kredilerine yansımasıdır. Bu kredilerdeki düşüş ekonominin büyümesine katkı yapacaktır, böylece daha dinamik ve canlı bir ekonomiye sahip olacağız. Planlanmış olan ekonomik hedeflerden hiç bir sapma söz konusu olmayacak.


- Tüm alanlarda faiz düşüşleri ne kadar zaman içinde gerçekleşir?


Bir takvim vermek mümkün değil ama zaten elimizdeki göstergeler faizlerin aşağı geleceğini gösteriyor. Bunun çok uzun sürmeyeceğini tahmin ediyorum. Nitekim konut kredilerinde gerçekleşti.


Şokları atlattık mı?


Bana göre şok dağıldı. Türkiye’ye para girişi olacaktır. Kaynak maliyetleri düştükçe bankaların maliyetleri de düşecektir. Milli birlik ve beraberlik sürdükçe Türkiye’nin riski primi de aşağı gelecektir. Bankalar verimliliğe yönelik, maliyet düşürücü yöntemlerle elde ettikleri sonuçları kredi faizlerine yansıtacaklardır.


Talep var mı?


Talepte durgunluk görmüyorum. Bana göre talep başladı. Konut satışlarında canlılık başladı. Ben bunun dalga dalga bütün sektöre yayılacağını düşünüyorum.


Milliyet