Mortgage

Konut kredisi faizlerindeki hızlı düşüş konut kredisi kullanımını da hızlandırdı!

Taraf Gazetesi yazarlarından Süleymen Yaşar bu haftaki yazısında Amerikan ekonomisindeki balon krizini değerlendirdi. Tüketimi çoğaltmak için hızla düşürülen faizler konut kredilerinin kullanımını da hızla çoğalttı.

Taraf Gazetesi yazarlarından Süleymen Yaşar bu haftaki yazısında Amerikan ekonomisindeki balon krizini değerlendirdi. Yaşar yazısında iu konulara yer verdi:


Bildiğiniz gibi 2008 krizi Amerikan konut sektöründen kaynaklanmıştı. Amerikan yönetimi, 11 Eylül 2001 terör saldırılarının korkusundan evlerine kapanan Amerikan halkını sokağa çıkartabilmek için faizleri hızla azalttı. Çünkü korkuyu yenebilmek için halkın sokağa çıkıp tüketim yapmasını sağlamak gerekiyordu.


Tabii tüketimi çoğaltmak için hızla düşürülen faizler konut kredilerinin kullanımını da hızla çoğalttı. Ardından bu defa enflasyon korkusuyla konut kredisi faiz oranları hızla artırılınca ucuz konut kredisi alanlar artan teminat açıklarını kapatamadılar. Konut kredisi anlaşmaları iptal oldu. Tam üç milyon aile evlerinden atılıp sokaklarda yaşamaya başladı. Böylece konut kredileri üzerine kurulan türev borçlanma kontratları da çöktü. Dolayısıyla ABD’de pek çok banka ve şirket battı. Amerikan devleti, batanların pek çoğunu kurtarsa da tabii bu durum tüm ülke ekonomilerini olumsuz etkiledi.


Bu kısa açıklamayı niye yaptığımıza gelince...


Yine Amerikan ekonomisinde bir balon oluşmaya başladı. Çünkü Amerikan ekonomisinde büyüme ve verimlilik artmadığı hâlde hisse senedi fiyatları sürekli yükseliyor.


İşte bu konuyu araştıran Smithers &Co. yöneticisi Andrew Smithers Amerika’nın üçüncü büyük hisse balonu sürecini yaşadığını ileri sürdü. Buna göre Smithers, Amerikan tarihinde üç büyük hisse balonunun 1929, 1999 ve şimdi yaşandığını ileri sürüyor.


Peki, niçin Smithers böyle bir tespiti yapıyor?


Şundan böyle bir tespit yapıyor, ABD ekonomisinde 2009’dan bugüne para arzı hızla arttı. Ve bu yıl sonunda dolar basımı duracak. Bir de para arzının hızla çoğaldığı dönemde ucuza borçlanan şirketler kendi hisse senetlerini satın alarak bilançolarını şişirdiler. Bu da bir risk oluşturuyor. Tabii bu arada ekonomide verimlilik artık eskisi gibi artmıyor. Dolayısıyla Smithers, bundan böyle enflasyonun artması ve faizlerin yükselmesiyle 1970 stili bir stagflasyona yani durgunluk ve enflasyonun birarada yaşandığı bir sürece girileceğini ileri sürüyor.


İşte Smithers’in bu tespitleri doğrulanırsa eninde sonunda bugünkü hisse senedi fiyatları hızla gerileyecek. Tabii Amerikan hisse senedi piyasasında yaşanacak bu süreç yine küresel ekonomiyi olumsuz etkileyecek. Anlayacağınız dikkatli olmakta fayda var. Kriz yine Amerika’dan gelecek.


Taraf