Konut kredisini alan vatandaştan kredi aldığı bankaya dava!
Konut kredisini yeniden yapılandıran bir vatandaş, tüketici mahkemesinde, bankanın ödeme planı değişiklik ücreti ve erken ödeme ücreti adı altında aldığı paranın iadesi için açtığı davayı kazandı...
Konut kredisini yeniden
yapılandıran bir vatandaş, tüketici mahkemesinde, bankanın ödeme planı değişiklik
ücreti ve erken ödeme ücreti adı altında aldığı paranın iadesi için açtığı davayı
kazandı. Tüketici mahkemesi, yeniden yapılandırma talebini kabul eden bankanın
"masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı" gerekçesiyle, dava
açan vatandaşın bankaya ödediği paranın iadesini kararlaştırdı.
Alınan bilgiye göre, bir bankadan 60 ay vade ile 130 bin lira konut
kredisi kullanan bir vatandaş kredi faiz oranlarının düşüşünden yararlanmak üzere
kredinin yeniden yapılandırılmasını talep etti. Bankanın yüzde 2 erken ödeme
ücreti ve ödeme planı değişiklik ücreti olmak üzere toplam 1930 lira aldığını
belirten vatandaş, söz konusu paranın iadesi için tüketici hakem heyetine
başvurdu. Tüketici hakem heyeti bu talebi reddetti. Bunun üzerine kredi kullanan
vatandaş, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali ve ödediği 1930
liranın iadesi için Ankara 7. Tüketici Mahkemesinde dava açtı.
Mahkeme, davayı kabul ederek, Ankara İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti
kararının iptalini ve konut kredisi kullanan vatandaşın yeniden yapılandırmada
ödediği 1930 liranın vatandaşa ödenmesine karar verdi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, konut kredisi sözleşmesi, ödeme planı,
yapılandırma sırasında alınan komisyon ve masraf miktarı konusunda taraflar
arasında ihtilaf olmadığı, uyuşmazlığın alınan tüketici kredisi nedeniyle
faizlerdeki düşme nedeniyle banka tarafından yapılan yapılandırma işleminde
masraf ve komisyon istenip istenemeyeceği konusunda olduğuna değindi.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ilgili maddesine
göre, satıcı ve sağlayıcının tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak
sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi
niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden
olan sözleşme koşullarının haksız şart sayılacağı hatırlatılan gerekçede, "Dosya
üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında,
taraflar arasında 27 Eylül 2007 tarihli Konut Kredi sözleşmesi imzalandığını,
aylık 1.28 faiz, 60 ay vade 130 bin lira kredi kullanıldığını, taksit miktarının
3 bin 117 lira olduğunu, 30 aylık ödemeden sonra faiz oranının yüzde 0,89 oranına
indirilerek ödeme konusunda tarafların anlaştıklarını, faiz oranının sabit olarak
belirlendiğini, konut finansman kuruluşu tarafından erken ödeme ücreti talep
edilebileceğini, banka uygulamasının yerinde olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişi
raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, teknik
değerlendirmeleri mahkememizce kabul edilmiş ancak, hukuki nitelendirmeye yönelik
sonuç bölümüne itibar edilmemiştir" belirtildi.
KANUNA GÖRE, ERKEN ÖDEMEDE ÜCRET TALEP EDİLEBİLİR. MEVCUT OLAYDA ERKEN ÖDEME YOK
4077 sayılı kanunun ilgili hükmüne göre, "faiz oranının sabit olarak
belirlenmesi halinde bir veya birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması
halinde konut finansman kurulunun erken ödeme ücreti talep edebileceği, erken
ödeme ücretinin yüzde 2 oranını geçemeyeceği, kredi taksitlerinin vadesinden önce
erken ödenmesi ya da borcun tümüyle ödenmesi halinde bankanın yüzde 2 oranını
aşmayacak şekilde erken ödeme ücreti talep edebileceği" belirtildi.
Bankanın bu oranı azami miktarda kullanabilmesi için bunun haklı
gerekçesini tüketiciye bildirmesinin zorunlu olduğu belirtilen gerekçede,
"mevcut olayda erken ödeme olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan işlemin
piyasada faiz oranlarının düşüşü ile birlikte bankalar arasındaki rekabet ile
birlikte bankaların faiz oranında kendiliğinden ve talep üzerine yaptıkları
indirimler" olduğu belirtildi.
"Sözleşme yapılıp taksitler ödenmeye başlandıktan sonra faizlerdeki
düşüş nedeniyle bankayı yapılandırmaya zorlamanın hukuken mümkün olmadığı"
belirtilen gerekçede, serbest piyasa koşulları dikkate alındığında kredi kullanan
tarafın krediyi tümüyle kapatarak başka bir bankadan daha uygun şartlarda kredi
alabileceği düşünüldüğünde bankaların yoğun şekilde "yapılandırma" adı altında
yeni bir uygulama geliştirdiklerinin görüldüğü ifade edildi.
Tüketici Kanununun tüketicilere sağladığı en önemli haklardan birinin
bilgilendirme ve aydınlatılma hakkı olduğuna işaret edilen gerekçede, bu kapsamda
bankaların kredi verdiklerinde masraf, komisyon ve diğer tüm giderler dahil olmak
üzere çekilecek kredi tutarı, taksit miktarı ve sabit aylık ödeme yaparak bunu
tüketiciye bildirmek durumunda oldukları belirtildi. Piyasa koşullarında yoğun
rekabet nedeniyle, bankaların mümkün olduğu kadar düşük oranda faiz ilanları
yaptıkları, daha sonra masraf ve komisyon adı altında aldıkları ücretlerle faiz
oranını dolaylı şekilde artırdıkları anlatılan gerekçede, "tüketici mevzuatı
yönüyle bu durumun kabulünün mümkün olmadığı" vurgulandı.
YAPILANDIRMAYI KABUL EDEN BANKANIN YENİDEN ÜCRET TALEBİ USUL VE YASAYA AYKIRI
Gerekçeli kararda şöyle denildi:
"Somut olayda bankayı yeniden yapılandırmaya zorlamak yasal olarak
mümkün olmamakla birlikte banka kendi inisiyatifiyle yapılandırmayı kabul
ettiğine göre tüketiciye yapılandırma ile ilgili faiz oranını herşey dahil olmak
üzere net biçimde ve kalan süre için ödenecek taksit tutarını bildirerek yapmak
zorundadır. Borç yapılandırmasını kabul eden bankanın erken ödeme komisyonu adı
altında ve plan değişikliği adı altında yeniden ücret talep etmesi usul ve yasaya
aykırıdır.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, Hakem Heyeti kararı, Konut
Kredisi Sözleşmesi, ödeme planı, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre,
faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bankanın yeniden yapılandırma talebini kabul
ettiği, bu nedenle masraf, komisyon adı altında ücret talep etmesinin usul ve
yasaya uygun olmadığı, aksi halin haksız şart niteliğinde olacağı,
yapılandırmanın tümüyle bankanın inisiyatifinde olduğu, bu işlem kabul
edildiğinden ayrıca masraf ve komisyon talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı
anlaşıldığından, davanın kabulüne, hakem heyet kararının iptaline, dava konusu
1930 liranın davalıdan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine karar vermek
gerekmiştir."
Mahkeme, ayrıca, dava açan vatandaşın ödediği 550 lira vekalet ücreti ile
dava açma, bilirkişi ücreti gibi toplam 322 liralık yargılamada giderinin de
davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini kararlaştırdı.
AA