Sektörel

Konut projeleri Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak yapılmalı!

Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, yaklaşık 20 milyonluk yapı stoğunun 7,5 milyonunun deprem riski altında olduğunu söyledi. Özdemir, güvensiz yapıların acilen yenilenmesi gerektiğini söyledi.

Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir, Türkiye’yi derinden etkileyen 17 Ağustos 1999 depreminin 19. yıldönümünde kentsel dönüşümün ülkemiz için kritik önemine dikkat çekti. 

20 milyonluk yapı stoğunun 7,5 milyonunun deprem riski altında olduğunu hatırlatan Özdemir, depremde yaşanabilecek olası can ve mal kayıplarının önüne geçmek için güvensiz yapıların acilen yenilenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin birinci derece deprem kuşağında olduğunu belirten Özdemir, Marmara depremi felaketinin inşaat sektöründe bir devrim başlattığını söyledi. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’deki yaklaşık 20 milyon yapı stoğunun 7,5 milyonunun riskli olduğunu vurgulayan Özdemir, yeni projelerin Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak, kaliteli mühendislik hizmeti altında ileri teknoloji malzemelerle tasarlanması gerektiğini açıkladı. Mevcut güvensiz yapıların da yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, yapı stoğunu güçlendirerek olası depremlerdeki can ve mal kayıplarının çok büyük oranda azaltılmasının mümkün olduğuna dikkat çekti.

Depremin çaresinin kentsel dönüşüm olduğunu belirten Murat Özdemir, AFAD verilerine göre Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 92’sinin deprem kuşağında bulunduğunu hatırlattı. Özdemir; “Halkımızın büyük çoğunluğu oturdukları binanın riskli yapı olup olmadığının ne yazık ki farkında değil. Kentsel dönüşümün girmediği yerlerde oturan vatandaşlarımız adım adım yaklaşan Marmara depremine hazırlıksız. Bu durum ülkemiz için çok büyük bir tehlike arz ediyor. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'a göre riskli yapı; ekonomik ömrünü tamamlayarak teknik verilerle yıkılma ve ağır hasar görme riski tespit edilmiş olan yapılar olarak belirtiliyor. Bu doğrultuda özellikle 2000 yılından önce yapılmış binaların çoğu riskli bina sınıfına giriyor. Yapımında hazır beton kullanılmaması, bodrum katında rutubet olması, kolon ve kirişlerde paslanmalar ve çatlaklar bulunması, bodrum katlarında su izolasyonu olmaması, tadilatlar nedeniyle taşıyıcı kolon ve kirişlerin kesilmesi bir binanın riskli yapı olduğuna işaret ediyor. Özellikle bu olumsuz özelliklere sahip binalarda oturan vatandaşlarımızın, riskli yapıların hayati önem taşıdığını unutmayarak binalarını yenileme konusunda gerekli çalışmaları acilen başlatmalarını tavsiye ediyoruz” açıklamasında bulundu.