Konut satışı vizeden dolayı kötü etkilenebilir!
10 gün önce başlayan Irak’a vize uygulamasının ihracatı daha da azaltacağına dikkat çeken Türkiye Irak İş Konseyi Başkanı Emin Taha’dan hem kamu bankalarına ek kaynak sağlayacak hem de ticaretteki daralmayı önleyecek bir öneri geldi.
10 gün önce başlayan Irak’a vize uygulamasının ihracatı daha da azaltacağına dikkat çeken Türkiye Irak İş Konseyi Başkanı Emin Taha’dan hem kamu bankalarına ek kaynak sağlayacak hem de ticaretteki daralmayı önleyecek bir öneri geldi.
Taha, “Türkiye ile iş yapan binlerce Iraklı işadamı vize nedeniyle zor durumda. Iraklıların Türkiye’den başka alternatifi yok ama kısa vadede farklı ülkelere kaymaması ve 12 milyar dolardan 8.5 milyar dolara düşen ihracatın çok daha fazla düşmemesi için Irak iş dünyası bu karardan muaf tutulmalı. İş dünyasına yönelik, kamu bankaları aracılığı ile 50-60 bin dolarlık blokeli hesap zorunluluğu getirilebilir. Bu hem kamu bankalarına yeni bir kaynak girişi hem de ihracatın düşmemesini sağlar. İlk aşamada en az 20 bin kişinin faydalanmak isteyeceğini tahmin ediyorum” dedi.
Irak’ta Türk ürünlerinin tercih edildiğini ancak vize zorluğu nedeniyle alıcıların Çin gibi ülkelere kayabileceğini ifade eden Taha, “Çin parasında yaşanan değerlenme Türkiye’yi avantajlı kılıyor ama Iraklı alıcı satın aldığı mal ve hizmeti ilk elde görmek ister. Otelcilik, matbaa, konut, gıda gibi sektörlerin olumsuz etkilendiğini bir haftada gördük” şeklinde konuştu. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Emin Taha, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız Filiz Coşkun’un sorularını cevaplandırdı...
Türk tarafının vize işlemlerini zorlaştırmasına tepki var mı?
Basra'da Erbil'deki gibi fotoğraf yok. Yöneticilerin işadamlarımıza karşı sıkıntılı bir tutumu var. Vize işlemlerini zorlaştırmamız mülteciler dışında, bu nedenle de doğrudur. Ancak, mal ve hizmet sattığımız Iraklı işadamlarını bu tutumla kaybedebilme ihtimalimi artıyor. Irak halkının, Irak yönetiminin aksine Türkiye ile bir gönül bağı var ve başka alternatifleri de yok. Ticaret yaptığımız Irakların sezonda gelememesi ve bu nedenle başka ülkelere kaymaya başlaması endişelendiriyor. Dışişleri Bakanımız ile bu konuyu konuşmayı planlıyoruz. En azından Türk işadamları ile çok iyi çalışan Iraklı işadamlarının Türkiye'ye giriş çıkışını ve vize işlemlerini kolaylaştıralım. Bunun için bir şart da konulabilir. Dünyada örnekleri var. Mesela bir kamu bankasına 50-60 bin dolar para yatırmaları istenebilir. Bu yatırılan paralara bloke şaıtı getirilebilir. Bu ek bir kaynak anlamına da gelir. Böyle bir kararda 20-30 bin Iraklının para yatıracağından eminim. Bu da kamu bankalarımız için en az 1 milyar dolarlık ek kaynak anlamına gelir.
Turist olarak gelen orta gelir grubu için bir öneriniz var mı?
Irak halkı Türkiye'yi sever. Türkiye'de tatil yapmayı hayal eder. Devlet memurları, öğretmenler okul tatil olduğunda seyahat acenteleri aracılığı ile ülkemize gelip dönüyorlar.
O acentelere sorumluluk verilebilir.
"Bloke edilecek bir tutarı kamu bankasına yatıracaksın. Uçağınla 200 kişi geldiyse, bunları geri götüreceksin.
Eğer götürmezsen bloke edilen tutara el konulur" denilebilir. O şirket orada daha gelmeden gerekli önlemleri alır.
Böylece Iraklı turistin farklı ülkelere kayışı engellenebilir. Hasta, öğrenci ve gayrimenkul alanlara da ayrıcalık tanınabilir...
Yabancılara konut satışında 2015'te Iraklılar liderliği aldı. Vize bu ilgiyi durdurur mu?
Güzel bir noktaya dikkat çektiniz. Vizeden dolayı kötü etkilenebilecek sektörlerimizin başında konut satışı geliyor. Geçen sene Iraklılar 18 bin 500 konut satın almış. Bunun parasal karşılığı yaklaşık 5 milyar doları buluyor. Yanı sıra sağlık sektörümüz de etkilenir. Irak savaşta. Sağlık problemi olmayan vatandaş sayısı neredeyse yok. On binlerce kişi uzuvlarını kaybetmiş durumda ve tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyacına yanıt bulabileceği en yakın ve en sağlıklı yer Türkiye. Tercih de ediyorlar ama bu vize probleminden sonra 10 kişi geleceğine 2 kişi gelir 3 kişi gelir.
Sadece sağlıkta değil her sektörde bir bağımlılık var. Matbaa sektörünün tamamı işlerini Türkiye'deki matbaalarda yaptırıyor örneğin.
Uç örnekler veriyorum ki tam olarak anlaşılsın. Bütün kartvizitler Türkiye'de basılır mesela. Adam bakacak bu kartvizit iyi mi basıldı, kötü mü basıldı, iyi mi çıktı kötü mü çıktı. Okul kitaplarının tamamı Türkiye'de basılıyor. Elektrikli elektriksiz, mobilya, hazır giyim tekstil konfeksiyon mutfak eşyaları... Siz söyleyin aklınıza ne gelirse, yani züccaciye, oto yedek parçası olsun her şey Türkiye'den alınır. Ve Türkiye'ye gelip alırlar Iraklılar, görmek isterler, seçmek isterler...
Farklı bir ülke bu Irak'taki potansiyeli değerlendirebilir mi?
Örneğin Çin gibi İran Irak pazarındaki Türk hakimiyetine son verebilirler mi?
Yani bir giyim toptancısını düşünelim. Sezon başı olan şubat, mart ayında sana gelip mal alamayacaksa, mutlaka bir yere gitmek zorundadır. Biniyor uçağa Çin'e gidiyor. "Benim dükkanım boş kalır, ne satacağım, ne yiyeceğim, kiram var, masrafım var, çoluk çocuğum var, Türkiye'yi bekleyememki" der ve Çin'e gider. Mülteci akını nedeniyle alman karar doğrudur ama ticaret amaçlı giriş çıkışlar için ayrım yapılmalı. Yoksa 12 milyar dolara ulaştıktan sonra geçtiğimiz yıl 8.5 milyar dolara düşen ihracatın çok daha fazla düşmesi kaçınılmaz olur.
Biz kısa sürede 20 milyar dolara çıkacağına inanıyoruz. Bu potansiyel de var. 12 milyar dolarlık ihracat yaptığımız dönemde 2 milyar dolara yakında bavul ticareti vardı. Bunlar yine olur, çünkü halklar arasında koparamayacak bir bağ var.
Dünya