Sektörel

Konut satışları kampanyalarla hareketlenecek!

Yeni Birlik Gazetesi'nin yazarlarından Yıldıray Gökkaya bugünkü yazısında Temmuz ayının konut satış verilerini kaleme aldı. İşte o yazı...

Ekonomide rakamları değerlendirirken pek çok unsuru birlikte analiz etmenin çok daha önemli olduğu günlerdeyiz. Örneğin, temmuz ayı konut satış rakamlarına bakalım... TÜİK tapu kayıtlarına dayanarak dedi ki, temmuz ayında  Türkiye genelinde 81 bin 343 adet konut satıldı. Bu sayı geçen yılın aynı ayında satılan konut sayısının yüzde 15,8 altında kalıyor. Geçen yıl temmuz ayında 96 hin 589 konut satılmıştı. Burada sadece geçen yıla bakılarak yüzde 15'lik düşüşü gözetmek, sektör dibe vurdu gibi bir algı yaratıyor. Evet konut satışları haziran ayında da yüzde 4'lük düşüş göstermişti. Temmuz ayı verileri bu düşüşün derinleştiğini gösteriyor. Ancak bu gelişmede temmuz ayındaki uzun bayram tatilinin önemli etkisi var.


Bu yıl tamamı hafta içine denk gelen Ramazan Bayramı nedeniyle, temmuz ayında geçen yıldan 3 gün daha az iş günü vardı. Uzun bayram tatili hem vatandaşların gündemini değiştirdiği hem de tapu dairelerinde yapılan işlemleri azalttığı için konut satışlarını olumsuz etkiledi. Ekonomist dergisi bu hafta güzel bir noktaya işaret ediyor ve konut satışlarını işgünü sayısına göre düzelttiğimizde temmuz ayındaki düşüşün gerçekte yüzde 3.2 seviyesinde olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla, aslında bu dönem için şunu söylemek daha doğru:


Türkiye'nin ekonomide ve siyasette haksız ve mesnetsiz dış müdahalelere mağruz kaldığı bir dönemde, ekonominin, yatırımcının ve emlak piyasasının etkilenmemesi düşünülemez. Bu nedenle haziran ayında olduğu gibi temmuz ayında da konut satışlarında bir düşüş var. Ama bu tatil vs gibi gerekçelerle balonlaşan büyük bir düşüş değil. Bu nedenle piyasa dibe vurdu diye 'enseyi karartmaktansa' ağustos ayında başlayan kampanyalara ve diriliş hareketi ile piyasanın bundan sonra toparlanacağını izlemek çok daha faydalı bir analiz olacaktır... Yoksa herhangi bir rakamı sadece önceki döneme göre olan artış ya da  düşüşlerle değerlendirmek, kuru bir değerlendirme olmakla kalmaz, geleceğe ilişkin tahminleri de zora sokar.


Yeni Birlik/ Yıldıray Gökkaya