Konut sektöründe moraller bozuk!
Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesi bankaların konut kredisi faiz oranlarında beklenen indirim dalgasını yaratmadı. Konut satışları darbe yedi...
Ramazan ayı ve yaz tatiliyle birlikte ölü sezona giren konut sektöründe moraller bozuk... Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesi bankaların konut kredisi faiz oranlarında beklenen indirim dalgasını yaratmadı. Konut satışları darbe yedi...
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, son 3 ayda faiz koridorunun üst bandını 125 baz puan indirdi ancak konut kredisi faizlerinde gayrimenkul sektörünün beklediği düşüş yaşanmadı. Bankaya göre değişmekle birlikte hali hazırda 120 ay vadeli konut kredisi faizleri yüzde 1.17 ile yüzde 1.46 arasında değişiyor. Faiz indirimi olacağı beklentisiyle konut alıcısının inzivaya çekildiği, nisan ayında Türkiye genelinde satışların yüzde 10.9 düşmesi ve konut kredisi kullanılarak yapılan satışların da yüzde 27.4 oranında azalmasıyla ortaya çıktı.
FAİZ YÜKÜ ÜÇ YILDA İKİ KAT ARTTI
Türkiye'de politik atmosferdeki belirsizlik ve ekonomideki gelişmeler nedeniyle konut kredisi faiz oranları yükselişe geçti. Mart 2015'te yüzde 0.85 – 0.90 seviyesinde bulunan konut kredisi faiz oranları, Eylül 2015'te yüzde 1 seviyesini aştı. Haziran 2016 itibariyle 120 ay vadeli en düşük konut kredisi aylık faiz oranı 1.17, en yüksek konut kredisi faiz oranı ise 1.46. 20 bankanın ortalamasına göre ise aylık faiz yüzde 1.28 oldu. Mart 2015'te 120 ay vade, 0.85 faiz oranıyla 100 bin liralık konut kredisi çekenler 60 bin lira faiz öderken, bu rakam bugün ortalama 1.28 faiz oranıyla 98 bin liraya çıktı.
Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre, konut kredi faizleri son 13 yılda en düşük seviyeyi Haziran 2013'te görmüştü. Bu tarihte 0.69 olan faiz oranının geçen sürede yaklaşık iki kat arttığı görüldü. O tarihte 120 ay vadeyle 100 bin lira kredi çekenler toplam 47 bin lira faiz ödüyordu.
İNŞAATÇILAR BANKACI OLDU
Faizlerin psikolojik sınır olan yüzde 1 oranının üstünde olması nedeniyle adeta bankacılık yapmak zorunda kalan markalı konut üreticileri ise faiz indirimi beklentisinin gerçeğe dönüştürülmesini istiyor. İnşaat firmaları vatandaşlara firma bünyesinde düşük peşinatlı, taksit ertelemeli, vade farksız ödeme seçenekleri sunarak elindeki stokları eritmeye çalışıyor. Senetli satışların sürdürülebilir bir finansman yöntemi olmadığına dikkat çeken sektör temsilcileri, bu durumun hem firmalar hem de alıcılar için büyük riskler barındırdığına işaret ediyor.
Son dönemde konut sektöründe senetle satışın kredili satışı geçtiğine dikkat çeken KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik, “Konut kredisi faiz oranlarının yüzde 1'in üzerine çıktığı dönemlerde vatandaşlar firmaya senetle borçlanmayı tercih ediyor. Tüm riski firmalar alıyor, taksitli modelin sonuna gelinmesi lazım. Bankalar sektörü bu riskten kurtarmalı. Özellikle devlet bankaları kredi faizlerini bir miktar düşürerek elini taşın altına koymalı” dedi.
TÜKETİCİ SENETLE BİRLİKTE RİSK ALIYOR
Tüketicilerin alamadığı krediyi inşaat firmalarının alıp vadeli satış yapmasının riskli ve maliyetli bir yöntem olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi: “Bu satış yönetimi uzun sürerse sektör zora girebilir. Ben müşteri olsam konut kredisini tercih ederim. Senetle alanlar, firmanın riskini de üstüne almış oluyor. Bankada bu risk yok, çünkü bankalar hangi projeye kredi vereceğini biliyor. Nakit akışı düzgün olmayan inşaat firmasının projesine girmiyor. Bu durumda tüketici de risk almamış oluyor.” Senetle satışı firmalar kendi bünyesinde yaptığı için batık oranı ve riskin ölçülemediğine dikkat çeken Çelik, “Senetli satış, konut sektörünü kayıtdışına itiyor” değerlendirmesini yaptı.
“GAYRİMENKUL ALMANIN BİR ANLAMI YOK”
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun kredi kullanımında ciddi bir düşüş yaşandığını vurgulayarak, “Faiz oranlarının yıllık yüzde 10'u geçmemesi, aylık 0.80 – 0.85 aralığında olması lazım. Yıllık faiz oranları çift haneli olduğu zaman getirisine göre bakıldığında ömür boyu kredi faiziyle geçecek demektir. Yatırımcı, 20 – 25 yılda dönen bir gayrimenkulü alırken faize gelirinden daha fazla para öderse o zaman gayrimenkul almasının bir anlamı yok” değerlendirmesinde bulundu.
Sözcü